Lost something translate Turkish
972 parallel translation
I lost something while I was cleaning.
Temizlik yaparken bir şey kaybettim, bulabilir miyim diye bakıyordum.
I feel like I've lost something enormously important to me.
Sanırım önemli bir şeyi unuttum.
I lost something.
Bir şey arıyordum.
Men, we've fought and won, but in winning we've lost something.
Beyler, savaştık ve yendik. ama galip geldik ama kaybetik..
We lost it, but you lost something too.
Biz kaybettik, ama siz de bir şeyler kaybettiniz.
It's not because you've lost something.
Bir şey kaybettiğin için değil.
- I thought so. They always look like they just lost something.
- Biliyordum hep bir şeyleri kaybetmiş gibi dururlar.
Say, you think you lost something?
Sen de bir şey mi kaybettin sanıyorsun?
- Have you lost something?
- Ne arıyorsunuz?
Why? It seems, in the course of it, you lost something.
Anlaşılan, o işle uğraşırken bir şey yitirmişsiniz.
I lost something and Peter and Linnea picked it up and left me all by myself.
Evet bir şey yitirdim ; Peter ve Linnea onu elimden alıp beni yapayalnız bıraktılar.
I lost something.
Bir şey kaybettim.
PAP : Reckon them buzzards have lost something around here?
Reckon them buzzards have lost something around here?
And after the disturbance, you lost something?
Karışıklıktan sonra bir şey kaybettiniz mi?
- We've lost something.
- Bir şey kaybettik.
We lost something.
Bir şey kaybettik de.
There isn't anyone here who hasn't lost something since Tate Kimbrough came to town.
Tate Kimbrough kasabaya geldiğinden beri burdaki herkes birşeylerini kaybetti.
I thought I lost something.
Bir şey kaybettiğimi sandım.
Have you lost something, dear?
Bir şey mi kaybettin, tatlım?
I think you lost something.
- Bunu siz düşürdünüz sanırım.
You lost something and are afraid to tell them
Bir şey yitirdin de bağırırlar diye mi korkuyorsun?
Because I had lost something.
Çünkü birşey yitirmiştim.
- You seem to have lost something.
Bir şey kaybettin galiba.
- Have you lost something?
Bir şey mi kaybettiniz?
- Have you lost something?
- Bir şey mi kaybettin?
Sticking around after being told to get lost is something only a mutt would do.
Biri git dediğinde ancak köpekler gitmez.
You left something... besides the girl who lost her life.
Ölen çocuğun yanında bir şey bıraktın.
Have you lost something?
Bir şey mi kaybettin?
He'd lost his case or something, and then i went straight to bed.
Sanırım çantasını kaybetmişti. Ve sonra doğruca yatmaya gittim.
Lost your whistle or something?
Düdüğünüzü mü kaybettiniz?
I tell you, something wonderful went out of my life when I lost her.
Onu kaybettiğimde, hayatımdan çok önemli bir şey eksildi.
I bet he lost it trying to see something that wasn't none of his business.
İddia ederim bence kendi işi olmayan bir şeyi görmeye çalışırken kaybetti.
Maybe that was something he lost.
Belki de kaybettiği bir şeydi.
Maybe Rosebud was something he couldn't get or something he lost.
Rosebud, belki de hiç ele geçiremediği ya da kaybettiği birşey.
Actually, I got started on something and lost track of time.
Aslında bir şeye başlamıştım ve zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamadım.
Something that some men don't even know they have until they've lost it. - Yes, sir.
- Evet, efendim?
- Something was lost?
- Bir şey mi yitirdin?
We fought for something we believed in and lost.
inandığımız bir şey uğrunda savaştık ve kaybettik.
I've made pictures that lost money, but they had something.
- Yaptığım filmler para kaybettirdi fakat onların bişeyi var
Two whole days thrown away, lost, could've planned something, could've worked it all out!
Koskoca iki gün boşa gitti, heba oldu! Bir şey planlayıp her şeyi halledebilirdik!
Somebody probably lost a goat or a cow or something.
Sanırım birisi keçisini, ineğini ya da başka birşeyini kaybetmiş.
Here's something you lost in the trailer.
Karavanda bir şey düşürdün.
I put my star on the line for something I believe in, and I lost.
İnandığım bir şey için risk aldım, ve kaybettim.
Old Charlie Summerton ain't the only one that lost his self-respect, but I aim to do something about getting mine back.
Bir tek bunak Charlie Summerton kendine saygısını yitirmemiş fakat ben kendiminkini mutlaka geri alacağım.
And as long as you're looking for something real, you're not lost.
Ve gerçek bir şeyler aradığın müddetçe, kaybolmazsın.
Just before you come, my husband and I was wondering what would you do if you found something that was lost.
Siz gelmeden hemen önce kocam ve ben yitik bir şey bulunduğunda, ne yapılabileceğini merak ediyorduk.
The last two days, you've lost everything you've ever lived for, and I've found something I wanted all my life.
Son iki gündür, uğruna yaşadığın her şeyi kaybettin bense, bütün hayatım boyunca aradığım bir şeyi buldum.
They're lost or captured, or something or other.
Ya kayboldular, ya yakalandılar ya da başka bir şey oldu.
There's something you haven't told me, Tonya. How did you come to be lost?
Bana nasıl kaybolduğunu anlatmadın.
This Yan Ziqing works for the county magistrate He's something to be feared of Nowhe lost the fight to you
Bölge hakimi için çalışır esaslı biridir ama size karşı duramadı!
Señor Miller returned something I seem to have lost.
Sinyor Miller kaybettiğim bir şeyi geri getirdi.
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something is wrong 141
something wrong 855
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87
something is wrong 141
something wrong 855
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87