English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Means me

Means me translate Turkish

5,648 parallel translation
Even if it means hiding your medical condition from the Agency, which could get me fired.
Sağlık durumunu ajanstan gizli tuttuğum için bile beni kovabilirlerdi.
That means more to me than you know.
Benim için düşündüğünden daha çok şey ifade ediyor.
And it means you beat me by three seconds.
Beni sadece 3 saniye geçtin.
That's how much buying a comic book store means to me.
Çizgi roman dükkânı almak bu kadar önemli benim için işte.
For me, armistice does not mean that we fight any less, but ultimately means more hardship and destruction.
Bana göre mütareke daha fazla savaşmayacağımız anlamına gelmiyor. Mütareke sonuç olarak daha çok zorluk ve tahribat demek.
that was very hard for me to hear, because I don't really know what "the rest" means, but... then I realized I don't really care.
Çünkü "geri kalan" ın ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum ama sonra bunu gerçekten önemsemediğimi farkettim.
Thank you for showing me what it means to be a human being, for showing me how to love.
Bir insan olmanın ne anlama geldiğini ve nasıl sevileceğini gösterdiğin için teşekkürler.
Just tell me what it means.
Bana sadece ne olduğunu anlat.
How much she means to me?
Ne kadar değerli olduğunu mu? !
It means calling a guy who keeps asking me out to dinner.
Beni yemeğe çıkarmak isteyen birini aramam gerekiyor demek.
It means the next time you want me to break the law, at least have the balls to ask me yourself.
Bir daha yasaları çiğnememi istediğin zaman en azından kendin sorma cesaretini bul.
Well, all that means is that you can't vote the shares that you stole from me, and that is a "you" problem.
Bu o benden çaldığınız hisseleri seçim istemek için kullanamazsınız demek oluyor ve bu senin sorunun.
Means a lot to me.
Benim için çok şey ifade ediyor.
~ I don't know anything because you haven't told me anything, which means I wouldn't approve, which means you are endangering this school.
- Onu bilmiyorsun. - Bir şey bilmiyorum çünkü bana hiçbir şey söylemedin. Demek ki, onaylamayacağım bir şey yapıyorsun yani okulu tehlikeye atıyorsun.
My sister means everything to me, Johnny, but the only reason she's even here right now is because my father doesn't trust me.
Kız kardeşim benim için her şey demek Johnny. Ama şu an burada olmasının tek nedeni babamın bana güvenmiyor olması.
Sir, I can't begin to tell you what this means to me.
Bayım, Ben... Şu an bunun benim için ne demek olduğunu size anlatamam.
Ho, ho! Guys, I can't tell you what that means to me.
Çocuklar, bunun benim için önemini size anlatamam.
To me it means... nothing can happen between us.
Bence evlilik, seninle aramızda hiçbir şey olamaz demek.
You've shown me what true freedom means.
Bana gerçek özgürlüğün anlamını gösterdin.
So make no mistake about what this means to me.
Bunun benim için önemini küçümsemek gibi bir hata yapma.
And if you think some sordid little bunk-up years ago means anything to me... - you've seriously misjudged me.
Eğer yıllar önce olan çıkarcı bir mala vurmanın benim için bir şey ifade edeceğini düşünüyorsan beni yanlış değerlendirmişsin.
President Bassara assures me his people are on top of it, which means they're all in some room like this getting their story straight.
Yani onlarda böyle bir odada hikayelerini düzenliyorlar..
You told me to keep an eye on you, and if you did anything strange, anything to endanger the people, that I needed to stop you by whatever means necessary.
Sana dikkat etmemi söylemiştin ve tuhaf bir şey yaparsan insanları tehlikeye sokacak herhangi bir şeyi seni durdurmam için gerekli olan şeyi yapmalıydım.
This house really means something to me, Gretch.
Bu ev benim için gerçekten önemli Gretch.
Means a lot to me.
Benim için anlamı büyük.
I could make all kinds of sweets... that means they're indirectly telling me to make them something!
Bütün bunlarla, her çeşit tatlıyı yapabilirim... Çaktırmadan bana bir şeyler yapmamı söylüyorlar!
God, that means so much to me.
Tanrım, benim için anlamı çok büyük.
I mean, it's just that... he means something to me.
Yani sadece benim için bir şeyler ifade ediyor.
That means there's a 50 % chance it's me.
Yani % 50 ihtimalle bende patlayacak demektir.
You know what he means to me.
Benim için ne anlam ifade ettiğini biliyorsun.
Which means if I can't bring business with me, I might as well move to Siberia because I'm never gonna find a job in this city.
Yanımda iş getiremezsem Sibirya'ya gitsem daha iyi olur çünkü bu şehirde asla iş bulamam.
I'll need Tien's men to pick me up at the airport... which means you need to get Blake out of the way.
Tien'in adamının beni havaalanından alması gerek... bu da demek oluyor ki Blake'i yolumuzdan çekeceksin.
You left me with no means to feed myself...
Beni kendi başıma bıraktınız...
You see, just yesterday, we agreed to hand over our files because we had nothing to hide, and now, you want me to go after the S.E.C., - which means we do. - Jeff...
Daha dün, saklayacak hiçbir şeyimiz olmadığı için dosyalarımızı vermeyi kabul ettik ve şimdi benden S.P.K.'nın peşine düşmemi istiyorsunuz ki bu da saklayacak bir şeyler olduğunu gösterir.
The worst thing is this means you wanted to marry Becca, but you can't even let me spend the night without it becoming a goddamn traumatic event.
En kötü olan da, Becca ile evlenmek isteyip bu iş travmatik hale gelmeden benim geceyi atlatmama izin vermeyişin.
If it means a bit of extra work for me, so be it!
Bu, benim için biraz daha ekstra işse varsın olsun!
And it means a great deal to me.
Benim için kolay olduğunu söylemedim.
It means that I was the President's enemy, and that's why they imprisoned me.
Başkan'ın düşmanıydım demek, ve bu yüzden hapise attılar beni.
It just kind of happens. Which is really frustrating because no matter how much I carve, it still means nothing to me.
Sadece birden oluveriyor ki bu da gerçekten boşuna çünkü ne kadar oyarsam oyayım bana hiçbir şey ifade etmiyor.
It means a lot to me that I'm Marcus's emergency contact.
Marcus'un acil durum için iletişimi olmam benim için çok şey ifade ediyor.
It means I think you have secrets from me.
Bu benden bir şeyleri sakladığını düşündüğüm anlamına geliyor.
Which means she's either hiding out Or she's planning her nightly news exclusive To out me.
Yani ya saklanıyor ya da beni nasıl ifşa edeceğinin planlarını yapıyor.
It means he's finally listening to me about toning down the over-the-top gestures.
Abartılı davranışlarını kısmak konusunda sonunda çabalıyor demek bu.
It means a lot to me.
Benim için anlamı büyük.
I took it because it means something to me.
Benim için bir anlamı olduğu için girdim.
This means something to me.
Bunun benim için bir anlamı var.
Anyway, you know, my mom, she drives me crazy, but she means well.
Neyse, annem beni deli ediyor ama niyeti kötü değil.
He knows everything about me, which means he knows about you.
O benim hakkımda her şeyi biliyordu, buda demek oluyorki seni de biliyor.
What she means to say is, "Take me with you."
Söylemek istediği şey "beni de götür"
Wow. Well, that really means a lot to me, Peter.
Bunu duymak benim için önemliydi, Peter.
- Excuse me? - It's Swahili. It means "Devil's Disease."
- Sahavice. "Şeytan Hastalığı" demek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]