English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Means something

Means something translate Turkish

1,949 parallel translation
It means something.
Bir anlama geliyor olmalı.
But it means something to somebody.
Ama birilerine, bir şeyler ifade ediyor olmalı.
It means something.
Birçok anlama gelebilir.
Do you think that means something?
Sizce bir anlamı var mıdır?
Which means something, but you don't wanna talk about it, right?
Bir şey var ama konuşmak istemiyorsun, değil mi?
That actually, like, means something to me.
Aslına bakarsan, benim için önemli.
Because, because I think you not wanting to sign that contract - I think that means something.
Çünkü, bu anlaşmayı imzalamamanın bir anlamı olduğunu düşünüyorum.
I'm not even gonna be able to gloat about it, because it means something bad for a pregnant woman.
- Addison... - Pete'le kavga ettik.
That for the first time in my life, what I do actually means something.
Hayatımda ilk defa bir amacım var.
- It means something.
- Bir anlamı var.
Look, it's my fault. I made it pretty clear early on that Elena still means something to me.
Hata benim sana hâlâ Elena'nın bana bir şeyler ifade ettiğini açıkça söylemiştim.
And it means something to us.
Bizim için bir anlamı var.
But this means something to The General, so please do not make me choose sides.
Ama konu generale geldiğinde lütfen bana taraf seçtirme.
Every time I plan something That means something to me, you somehow mess it up.
Ne zaman benim için önemli olan bir şey planlasam, onu bir şekilde mahvediyorsun.
You're Chuck Bass, and that means something different now.
Sen Chuck Bass'sın ve bu da şimdi farklı bir anlama geliyor.
Damon... that what we've been doing here means something?
- Damon... - Yaptığımız şeyin bir anlamı olduğunu düşünmedin mi?
And the fact you wanted to take the guy's head off means something.
Ve bu adamın kafasını koparmaya çalışmanın da bir sebebi var.
I'm going because it means something to your mom, all right.
- Anladım. Ama bu annen için bir anlam ifade ediyor diye devam ediyorum, tamam mı?
I know exactly who I'm messing with, And I'll pretend that means something For three more seconds.
Kesinlikle kiminle uğraştığımın farkındayım, üç saniye daha bir anlamı varmış gibi davranacağım
You think it means something?
- Sence bir anlamı mı var?
I know this means something.
Bunun bir anlama geldiğini biliyorum.
He's assuming the husband is doing something to even the score, which means he thinks there is a score, which means, cheating swans aside, House believes in monogamy.
Kocanın aldatmasa bile bir şeyler yaptığını farz ediyor, ki bu da adamın aldattığını düşündüğü anlamına geliyor, bu da demek oluyor ki kuğuların aldatması bir yana, House tekeşliliğe inanıyor.
You say that when you've been hit in the past, it's because you provoked it with something that you said, which means you're well aware of the risks.
Geçmişte dayak yediğinde söylediğin bir şeyle olayı kışkırttığını söyledin. Yani risklerin çok iyi farkındasın.
You don't want nothing missing. That means you want something missing.
Hiçbir şeyin kaybolmasını istemiyorsun.
Vision means seeing something before it's there.
Ayrıca değişik yerler görmek sana gelişim sağlar.
Carina is still alive, which means she hasn't given Karl the case yet, which means we have something to negotiate with peacefully.
Bu da demek oluyor ki, Karl'a henüz anlatmadı. Yani barış çerçeveleri içinde anlaşmaya varabiliriz.
I don't kill because I like it. I kill because it's a means to something.
Ben zevk için değil, bir anlam ifade ettiği için öldürürüm.
I don't even remember where now, like, maybe on tv or something, that when you hear back from a college, if they send you a thick envelope, it means that you got in, and if they send you a skinny one,
Belki televizyondan falan. Dediklerine göre üniversiteden başvuruna cevap yolladıklarında zarf kalın ise kabul edildin zarf ince ise kabul edilmedin demekmiş.
It means something to me.
Benim için anlamı var.
You running, that means you have something to hide.
Kaçıyorsun.
Find out what FS means and you could be onto something huge.
Siz FS'yi bulun gerisi gelecektir.
Hundreds of parents walking past and not one of them's asking her what's wrong, which means... they already know, and it's something they don't talk about.
Yüzlerce ebeveyn geçiyor yanından ve bir tanesi bile ne olduğunu sormuyor,... bu da demektir ki... Zaten ne olduğunu biliyorlar ama bunun hakkında konuşmuyorlar.
It means he still feels something.
Bu hala bir şeyler hissettiği anlamına gelir.
Which I can only assume means, well, that he's prob... Probably something pretty important, right?
O yüzden tahminimce önemli bir işi vardır.
Which either means he lied, or there's something I'm missing.
Ya yalan söylüyor ya da bir şeyi atlıyorum.
That light on the tower means something.
Kuledeki o ışık bir anlam ifade ediyor.
Plus, which... you were with me a really long time, and wanting to marry me. And that means you must have seen something in me.
Ayrıca çok uzun süredir birlikteydik.
Besides, something doesn't feel right, which means someone ain't telling me something, which means somebody's trying to put one over on me.
Ayrıca bir şeyler yanlış gibi ki o da birileri bir şey saklıyor demek o da biri beni kandırmaya çalışıyor demek.
That means something, you know.
Bu da bir şeydir!
And since the deposits were less than $ 10,000, there was no report made to the I.R.S. Which means that our victims were most likely involved in something illegal.
Ödemeler 10 binden az olduğu için de vergi dairesine giden bir rapor yok. Bu da ihtimalen kurbanlarımızın yasadışı bir şeylere bulaştığını gösteriyor.
But technically, you're doing this because it'll help us win nationals... which means there's something in it for you... so it doesn't really count as you doing something nice.
Ama teknik olarak sen bunu ulusalları kazanmak için yapıyorsun yani bu işte işine yarayan bir şeyler var.
It means he's hiding something.
Bu onun birşeyler sakladığını gösterir.
I don't know exactly what all this means, but I'm pretty sure it adds up to something.
Bunların tam olarak ne anlama geldiğini henüz bilmiyorum ama sonunda bir şeyler olduğundan eminim.
If you could find something or say there's something, something that means he can't go back to Iraq at all...
Bana ne sormaya çalıştığını anlayamadım. Bir şey bulabilirsen ya da bir şey var dersen.
It means that we're going to do something nice for our friend Liz Lemon,'cause she takes care of us.
Arkadaşımız Liz Lemon için güzel bir şey yapacağımız anlamına geliyor. Çünkü o bizi önemsiyor.
Can I talk to you about something that's probably gonna annoy you? Please, by all means.
Muhtemelen seni sinir edecek bir konu hakkında seninle konuşabilir miyim?
To bleed like a pig, you know. It means something.
Domuz gibi kanamak diye bir anlamı vardır.
Hope that means you've found something, eric.
Umarım bir şey bulduğun anlamına geliyordur bu.
Oh, it means something.
İşte bu önemli.
Bilateral symmetry is, very simply, you divide something down the middle into two parts- - and lateral means up and down- - and the two sides are an exact reflection of each other.
İki taraflı simetri, çok basit, bir şeyi tam ortasından iki parçaya, yan taraftan yukarıdan aşağıya doğru ayırıyorsunuz, ve iki tarafta birbirinin birer yansıması oluyor.
The lovers is a joyful card, but paired with judgment, it means there's something wrong with this couple.
Aşıkların olduğu bu kart adaleti gösterir. Bu çiftle ilgili bir sorun olduğunu gösterir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]