Missed me translate Turkish
1,216 parallel translation
- Missed me!
- Iskaladın!
I wondered if they missed me when I left for the night... this man who watched them outside their circle.
Gece olup giderken onları kaybetmekten korktum- - onları bölgeleri dışından izleyen bu adam.
But I missed me mom and dad and Malachy... and little Michael and the baby Alphie
Ama annemi, babamı, Malachy'yi, küçük Michael'ı ve bebek... Alphie'yi özlüyordum. Tanrı bilir niye?
No, the truck missed me.
Hayır kamyon ıskaladı.
Missed me bad, huh?
Çok mu özledin?
- Mmm, so you missed me, did you?
- Merhaba yakışıklı.
Missed me, boy?
- Özledin mi bakalım?
It's really nice that you guys missed me.
Beni özlemeniz çok güzel.
- You missed me?
- Beni özledin mi?
It's good you missed me.
İyi ki bana çarpmadın.
I guess I expected her to have missed me, too.
Sanırım, beni çok fazla özlemesini bekledim.
While Michael and I were apart, he realized how much he missed me.
Michael ve ben ayrı kaldığımızda, beni ne kadar özlediğinin fakına vardı.
Saying that you destroyed villages and missed me! I'm glad that I inspired you!
Köyleri bombalarken benden ilham alman ne kadar hoş!
Have you missed me, Sidney?
Beni özledin mi Sidney?
- You missed me then.
- Bunu senden duymak ne hoş.
Just missed me.
Beni sıyırıp geçti.
But it's crazy for you to drive all the way over here because you missed me.
Ben de seni özledim, ama onca yolu gelmen çılgınlık. Neden?
- You missed me?
- Özledin mi yoksa beni?
- Have you missed me?
- Beni özledin mi?
- Yeah, you missed me?
- Seni görmek de.
Missed me!
Kaçırdın!
- You missed me.
- Özlemişsindir.
Missed me.
Beni kaçırdın.
- You said you missed me, that you...
- Beni özlediğini ve sevişmek...
Don't tell me you missed your presentation too.
Sakın bana sunumu da kaçırdığını söyleme.
You missed me!
Iskaladın!
Just hold a space for me, okay? Give me a break! Have I ever missed a deadline?
Bana biraz zaman tanı, hiç geç kaldım mı ben?
You told me how much you missed it, and you told me it was more creased than ever before, and I, I let you, I let you go to it!
Bana onu ne kadar özlediğinden bahsettin. Hiç olmadığı kadar buruşuk olduğunu söyledin. Ben de dokunmana izin verdim.
I so missed the way you... you know, you once did that with me.
Bir zamanlar bunu benimle yapışını çok özlerdim.
You missed that Hitchcock picture playing back there a little while ago, but a flock of these little guys just tried to kill me. ... They're not shooting glue, anymore.
Biraz önce oradaki Hitchcock filmini kaçırdın ama bu ufak adamlardan oluşan bir sürü az önce beni öldürmeye kalktı.
Excuse me, I've missed a few lectures.
Kusura bakmayın, Bir kaç dersi kaçırdım.
And then, we wouldn't have gone to Coney Island and you wouldn't have kissed me on the bumper cars, and I would've missed out on the... The best thing that's ever happened to me.
O zaman, Coney Adası'na gidip çarpışan arabalarda beni öpmeyecektin....... ve hayatımda başıma gelen en güzel şeyi kaçırmış olacaktım.
I feel bad that she missed out'cause of me.
Benim yüzümden gidemeyince kendimi kötü hissetmiştim.
Was there something about me that you particularly missed?
Bende özlediğin somut bir şey var mı?
Excuse me, Madam Hooks, I missed CNN today.
Pardon Bayan Hooks, bugün CNN'i izleyemedim.
40 percent for me, I'd have missed by a mile.
Benim için ihtimaller yüzde 40 olsaydı fena çuvallardım.
I admit... Getting it back makes me realize how much I'd missed it.
Kabul ediyorum ki... onu geri almak bana onu ne kadar özlediğimi hatırlattı.
Maybe you missed it, but this happens to be a big deal for me.
Belki kaçırdın ama bu iş benim için çok büyük.
Eun Joo... Those whom I missed most were always far apart from me.
Eun Joo, sevdiğim kişiler her zaman ulaşamayacağım bir yerde oldular.
When I first escaped, there were days I actually missed the Alpha who hunted me.
İlk kaçtığım zamalarda, beni avlayan Alpha'yı özlediğim günler oldu.
I didn't see that. And don't tell me I need glasses, okay, because anybody could've missed that.
Göremedim ve sakın bana gözlüğe ihtiyacım olduğunu söyleme çünkü onu kimse göremeyebilirdi.
Because I took so long in your husband's office that day... he kept me waiting for 45 minutes because of his ridiculous... waiting policy that he has, I missed my appointment with Diane Keaton.
Çünkü geçen gün kocanın ofisinde çok uzun süre kaldım beni saçma kuralı yüzünden 45 dakika... bekletti, bu yüzden Diane Keaton'la olan randevumu kaçırdım.
- It's fine. No, you missed most of me.
Sorun değil.
Yeah, me and Dad haven't missed a Gumbel 2 Gumbel yet.
Evet, babamla daha bir tane bile Gumbel 2 Gumbel bölümü bile kaçırmadık
Oh, trust me, you are missed.
Seni çok özlüyoruz.
Well, she invited me out to dinner with her and, um, a couple of her friends, and I just wanted to know if it was ok if I missed movie night.
Beni birkaç arkadaşıyla yemeğe davet etti. Bu akşam film gecesini kaçırsam olur mu?
And believe me, you're lucky you missed it.
Ve inan bana, kaçırdığın için şanslısın.
You charge me double for pickups you missed?
Almadığınız çöplerin parasını mı aldınız?
'Cause you owe me five bucks from before when you missed it.
Çünkü ilk kaçırdığında dolayı bana 5 Dolar borçlusun.
Excuse me, I must've missed the beginning.
Ne bitti mi? Kusura bakma ama, bir şeye başladığımızı hatırlamıyorum.
The real one. Me... I was asleep, and I missed my chance.
Asıl kişi olan ben ise uykuya dalıp, elimdeki fırsatı kaçırdım.