More like it translate Turkish
6,393 parallel translation
This is more like it, bros.
Bu daha eğlenceli, dostlar.
This is a little more like it.
- Bak bu iyi işte.
"Creepy" is more like it.
Daha çok "ürkütücü".
Well, it's looking more and more like Kiki and Jon were maybe in on this together.
Gittikçe, Kiki ve Jon sanki bu işte birlikte olabilirlermiş gibi görünüyor.
Oppenheimer needs more hands in his office and it looks to me like you've got all the help you need.
Oppenheimer'ın ofiste adama ihtiyacı var ve senin yeterince yardımcın var.
And it's actually more like trying to find a needle in a pile of needles.
Aslında daha çok iğne torbasında iğne aramaya benziyordu.
Come on, it's not like we're going to have any more kids.
Hadi ama, sanki artık çocuk yapacağız da.
It's not like my motorcycle's any more practical.
Motorsikletler sanki artık çok kullanışlı.
More like skipped it altogether.
- Hiç girmedim diyelim.
Okay, is this headed towards ransom? More likely, like his experience with Trexicane, he's saying there is a cure out there, you just can't have it.
Daha çok, Trexicane'le olan tecrübesinden dolayı dışarıda bir yerde bir tedavi var ama onu alamazsın demek istiyor.
It makes it look like we're having even more fun.
Daha çok eğlenmişiz gibi gösteriyor.
Tell me a little bit more about what it's like when you've just had some sugar and when you're on the sugar high.
Bir miktar şeker yediğinde ve çok fazla miktarda şeker aldığında bunun nasıl bir şey olduğuyla ilgili bana biraz daha bilgi verir misin?
It's kind of a bit more like, "Ah'."
Bu daha çok şey gibi "Ah"
They look like sugar, they don't... After 45 days, it became more and more evident that we're just not getting a clear message about sugar.
Şeker gibi görünüyorlar... 45 günün ardından, şekerle ilgili olarak yalnızca açık bir bir mesaj almadığımız gittikçe daha da kesin bir hal aldı.
We would like to do the definitive study, but even if we find out next month it gets funded, it's still gonna be five more years before I will have results.
Belirleyici bir araştırma yapmak istiyoruz ancak bir sonraki ayın finanse edileceğini bilsek bile sonuçları elde edebilmem için hala daha beş yıla ihtiyacım olacaktır.
It's like the more broken the family gets- - The lies and the violence and Tara's death. - -The more I want to be there.
Yani, aile mahvoldukça yalanlar, şiddet, Tara'nın ölümü orada olma isteğim artıyor.
If I was... if I was more like you, if it was just me, this house would look different.
Eğer ben... ben de senin gibi olsaydım, sadece ben olsaydım, bu ev çok daha farklı olurdu.
You know, it's shaped more like a casket.
Aslında tabuta daha çok benziyor.
Yeah, are Jews, like, more anxious than the average person, or do I just notice it'cause I know more Jews?
Evet, yahudiler, ortalama bir kişiden daha kaygılı bunu farkettim çünkü çok fazla yahudi tanıyorum?
Like, that are more than friend feelings, and, um, it's just, I don't know, it just seems weird that you never noticed those before.
... arkadaşlık hissinden daha fazlasını ve, um, bilemiyorum işte. Daha önce bana hiç böyle garip görünmüyordun.
I'd like to think of it more as a scavenger hunt.
Ben bunu daha çok saklanmış bir şeyi bulma oyunu olarak düşünüyorum.
Or was it something more like infectious diseases?
Yoksa bulaşıcı hastalıklarla mı ilgiliydi?
It's ghosts, more like.
Daha çok hayaletleri.
I'm more of a "tell it like it is" kind of a gal.
Ben açık sözlü biriyimdir.
We need you! " It was more like, you know," hey, Brit.
Daha çok " Selam Brit.
I'd like it if you ate a little more broccoli.
Tabağını bitirmeni dilerdim.
It was more like a lion trying to take down a gazelle.
Daha çok bir ceylanı yemeye çalışan bir aslana benziyordu.
Well, it seems more like what Dr. Cody Bullwhip would say.
Bence, Dr. Cody Bullwhip aynen böyle söylerdi.
I mean, it's more like a 300-point turn. - Am I right, huh?
Yani, daha çok 300 noktalı dönüş gibi.
- Honeydew? More like, " Honey, do I enjoy eating it?
Daha çok " hayatım, bunu yemek hoşuma gidiyor mu?
Oh, that's more like it.
İşte bu.
It looks more like an interrogation to me.
Bana sorgulama gibi geldi.
Does it feel like hair, or is it more Of a grainy pellet?
Kıl gibi bir şey mi yoksa topak taneleri mi hissediyorsun?
It's more like trying to get through the stuff on my DVR first.
Daha çok dvr'daki şeyleri bitirmeye çalışıyorum.
But it's not like that any more.
Ama öyle değil artık.
All right, did I act like mine and Sharon's relationship was a little bit more serious than it is? Possibly. Did I exaggerate the dating part?
Peki Sharon'la aramdaki ilişki gerçekte olduğundan biraz daha ciddi gibi davranmış olabilir miyim?
It's just that basketball has, like, a lot more action, and Chris says I'm a natural.
Basketbolda daha fazla hareket var ve Chris bende doğal yetenek olduğunu söylüyor.
There's two more just like it.
- Bunun gibi iki tane daha var.
With Jared in prison, it's more like a temp.
Jared'in hapiste olduğu sürede, geçici bir eleman.
It's more like a premonition than a dream.
Ruyadan cok onsezi gibi bir seydi.
Some of them are on speed, but it looks like more than a few of them got into the Viagra.
Bazıları hızlanmış ama görünüşe göre birkaçı viagranın etkisinde.
Seeing you with them, it makes me like you even more.
Onları böyle görmek, senden daha çok hoşlanmamı sağladı.
The more I think about it, the more I like the idea of you two guys getting in on Molly's II.
Çocuklar ikinizin, Molly's 2'ye dahil olacağınız fikri düşündükçe daha çok hoşuma gidiyor.
It's more like...
Bu daha çok...
Like, it talks about Tempora and a little more thing, that's the Wiki article itself.
... bu sadece bir parçası yine de, Tempora konuşmaları gibi ve wiki makalesinden bahseden ufak bir şeyler.
It was more like 200.
- Aslında 200 küsur yıl önce...
No, it's more like a dinghy.
Sandal gibi bir şeydi.
If you say it like that one more time, I'm gonna drown you.
Bi'daha şu şekilde söylersen, seni suda boğarım.
Was it more like intuition?
Daha çok sezgi gibi miydi?
It was more like...
Daha çok...
Actually... It's more like a royal flush.
Aslında bir nevi bozguna uğratmış olacak.
more like 377
more likely 92
more like a 17
like it or not 353
like it was yesterday 28
like it never happened 30
like it 260
like it was nothing 23
like it's 21
it's fine 7136
more likely 92
more like a 17
like it or not 353
like it was yesterday 28
like it never happened 30
like it 260
like it was nothing 23
like it's 21
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387