Move now translate Turkish
4,183 parallel translation
We need to move now.
Şimdi harekete geçmemiz lazım.
So you got to move now.
Bu yüzden hemen şimdi harekete geçmelisin.
I'll make a move now.
- Gidiyorum.
Move now.
- Şimdi yürü.
Move now. Multiple threats.
- Hemen kaçın.
Will you move now or not?
Gidecek misin kalacak mısın?
If we're gonna go, we need to move now.
Eğer yapacaksak, şimdi hareket etmeliyiz.
Don't move now.
Kımıldama.
Move now!
Devam et!
You have to move now.
Şimdi çıkman gerek.
- We have to move now.
- Harekete geçmeliyiz.
Let's move now.
Harekete geçelim!
Move now.
- Hemen git.
Move now!
Hemen yürü!
Not such an obvious move now, is it?
Belli bir hamle değil şimdi ki, değil mi? Gözüm üzerinde Batman.
Move now!
Hadi şimdi!
Now move away from the controls,
Şimdi kontrollerin oradan çekil bakayım...
The President now in with the First Lady, and the motorcade begins to move out.
Başkan şu anda First Leydi ile birlikte, konvoy yola çıkmaya başlıyor.
We have to move, now.
Hemen gitmemiz lazım.
Move, now, or this gets ugly fast.
Çekil, derhâl. Yoksa işin rengi değişir.
Best move away from that well now, son.
O kuyudan uzaklaşsan iyi edersin evlat.
All right, we got to move out now.
Pekâlâ hemen harekete geçmemiz gerek.
- We can't move her now.
- Başı göründü.
You being gone is probably gonna be the best thing that ever happened to me'cause now I can finally move on.
Gidiyor olman muhtemelen hayatımda başıma gelen en güzel şey... olacak. Çünkü sonunda hayatıma devam edebileceğim.
My client has given you an answer. Now move on.
Müvekkilim cevabını verdi.
I've already answered that question... now move on.
Soruyu zaten cevapladım. Geçelim.
Yes, I know you're a partner now, Alicia, but it's a smart move.
Evet, şu anda bir ortak olduğunu biliyorum Alicia, ama bu zekice bir hareket.
So, now I'm gonna drink, because that's my move.
Şimdi içeceğim çünkü ben böyle yaparım.
Now, we keep trying to put them somewhere permanent, but then something happens, and we have to move them onto somewhere new.
Onları kalıcı bir yere yerleştirmeye çalışıyoruz ama sonra bir şey oluyor ve yeni bir yere daha yerleştirmek zorunda kalıyoruz.
For now, you must obey, dig tirelessly move earth, move stones
Bundan böyle hepiniz yılmadan itaat edip kazmalı, toprağı ve taşları taşımalısınız.
Now I think I've been real cool because I let one baby move in.
Bir bebeği eve aldığım için bence epey iyiydim.
Sending Sam and Jesse in might be dangerous, but right now it's the best move we have.
Göndermek belki Sam ve Jesse için tehlikeli olabilir ancak şimdi doğru olan bu. Yapabileceğimiz en iyi şey.
All right, I... trust me, now that I'm moving in, I'm not gonna make a move without telling you about it first, all right?
Güven bana, artık oraya taşınacağım için sana söylemeden bir şey yapmayacağım, tamamdır.
So, I think we're just going to move on now, man.
Yani biz devam edeceğiz. Teşekkür ederim.
Do you want me to move out, now that he's gone.
O gitti diye benim de gitmemi istiyor musun?
We go there now, recce the place, make our move tonight.
Hemen oraya gidiyoruz ve inceleme yapıp gece de harekete geçiyoruz.
You move in now, you'll blow any chance I have of stealing it back.
Harekete geçersen mikro fişi geri çalma şansımı öldürürsün.
Now move, move, move!
Hadi artık!
We move out tomorrow - - changing our plans now would put us behind the eight ball.
- Eğer yarın çıkarsak... - Planlarımızı şimdi değiştirmek bizi zor durumda bırakır.
Now Habitat will look good on an application... but does Sacramento really move the needle?
Yardım vakfı olayı başvuru formunda güzel duracak fakat Sacramento çok da büyük bir fark yaratır mı?
They can move closer to the border without it for now.
İnsansız uçak olmadan da sınıra yaklaşabilirler.
It's not that big a deal but it's difficult terrain out there so we got to move quick, quiet and small now, which means it's just me and him from here.
Çok önemli bir şey değil ama bu bölgede dikkatli olmalıyız. O yüzden hızlı, sessiz ve küçük gruplar halinde hareket etmeliyiz. Yani buradan sonra onunla devam ediyorum.
Look, you can make it to Delhi from there easy in three or four hours, but you got to move right now.
Bak, Delhi'ye geç o zaman. Daha 3-4 saat vaktin var. Ama hemen yola koyulman lazım.
Now move away, move away.
Şimdi uzaklaş.
And now it's time for you to move on.
Şimdi de senin hayatına devam etme vaktin geldi.
Now we need to move- - now.
Hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
I'll warn you now, love, I'm not letting anyone move me until I get what I need.
Seni uyarayım tatlım, bana gerekeni alana dek kimse beni yerimden kaldıramaz.
I gotta move on now I guess.
Sanırım hayatıma devam edeceğim.
I need to move this car to the print shed now.
Arabayı inceleme hangarına götürmem gerekiyor.
Now remember : Do not move un- -
Unutma araçları etkisiz hale getirmeden harekete geçme.
So now it's tightened up and they're ready to actually make it move, but they have to be sensitive to what the other one is doing.
Şu anda ip gerildi ve kalası hareket ettirmeye hazırlar fakat diğerinin yaptığına hassasiyet göstermek zorunda.
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now is the time 102
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now is the time 102
now that i think about it 142
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66