English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My co

My co translate Turkish

589 parallel translation
- Says who? My CO?
- Kim demiş?
- What about my CO?
- Peki ya komuta subayım?
I had a break and got assigned to a plane with my CO.
Henüz indim. Fırsat çıktı, komutanımla uçağa atlayıp geldim.
My CO had to move in with an uncle he hasn't seen since the First World War.
Sen kazandın. Komutanım, 1. Dünya Savaşı'ndan beri görmediği amcasının yanına yerleşmek zorunda kalmıştı.
Oh. It's my co-pilot.
Yardımcı pilotum.
He was my CO before he got killed.
Ölmeden önce benim albayımdı.
No, Madame Smithson, I brought my co-pilot... my staff and two English mechanics.
Hayır, Madam Smithson, yardımcı pilotumu... adamlarımı, ve 2 İngiliz teknisyenimi de getirdim.
I want to help my co-workers.
Konuşurum tabii, çünkü haklıyım. İş arkadaşlarıma yardım etmek istiyorum.
My co-workers taught me how.
İş arkadaşlarımdan öğrendim.
- Yes, yes... l-l-I don't think so, be-because my co-colleague...
" Evet, evet... Ben öyle düşünmüyorum... Onlar benim meslektaşım çünkü...
My co-conspirators, we meet as planned.
Suç ortaklarım, planladığımız gibi buluştuk.
Harry, this is Fred Okra, my co-producer, invented "Okrascope." This is my personal private secretary.
Harry, bu bey Fred Okra, benim prodüktörüm, "Okrascope" un yaratıcısı benim özel sekreterim.
None of my co-workers is stealing.
Adamlarım hırsızlık yapmaz.
- How would you like to be my co-ruler?
- Yardımcı yöneticim olmaya ne dersin?
My co-driver, Bendix, was eating people left and right.
Muavinim Bendix devamlı yolcu yiyordu.
- I want him to be my co-driver.
- Onun muavinim olmasını istiyorum.
I have hired the winner of this Cannonball to be my co-driver in the next one.
Bu Gülle Yarışının kazananını yardımcı pilot olarak ötekinde tuttum.
Perhaps my co-workers are.
Belki yardımcılarım tanıyordur.
Here's to my CO.
Kumandanıma.
- My co-op.
- Kooperatif görüşmesi.
You know, Mac, I'm gonna miss my co-pilot.
Biliyor musun Mac yardımcı pilotumu özleyeceğim.
You and your first officer are to beam down to my co-ordinates.
Bu sırada ikinci subayınızla birlikte koordinatlarıma ışınlanacaksınız.
The same heading my co-pilot shouted out the day we choppered into Khe Sanh.
Sanırım yine yardımcı pilotumun onları geçen sefer bulduğu yerdeler, Alexander.
My co-worker, Mason Bridge, is missing.
- İş arkadaşım Mason Bridge kayıp.
In this scene, my co-star, who's right over here...
Bu sahnede, yardımcı aktörüm, şuradaki....
A gift from my husband's co-worker.
Kocamın bir iş arkadaşından hediye.
A lot fancier than my old coal burner on the C and O.
CO şirketindeki lokomotiften daha eğlenceli.
There's my future colleague and co-director.
İşte benim gelecek meslektaşım ve yönetmenim.
This is Mr. Evans, who is my partner and the co-sponsor of the project and the flight.
Bu Bay Evans, benim ortağım ve... projeyle uçuşun yardımcı sponsoru.
After redoing all personnel files I have selected you to serve as long as you co-operate. As my link to your species.
Tüm kişisel dosyaları tekrar taradıktan sonra işbirliği yaptığın sürece türünle bağlantı kurmak için seni kendime hizmetli seçtim.
We can co-exist but only on my terms.
Beraber var olabiliriz, ancak sadece benim şartlarımla.
I would be remiss in my duty... if I did not tell you... that the idea of... intercourse... and the fact of your firm, young... body... co-mingling... with the... withered flesh... sagging... breasts... and... flabby... buttocks... makes me want... to vomit.
Şunu söylemezsem... görevimi yerine getirmemiş olurum... cinsel ilişki... düşüncesi... ve senin sıkı, diri... vücudunun... yanı... başında... pörsük etler... sarkık... göğüsler... ve... gevşek... kalçalar olması... beni kusacak... hale getiriyor.
If a girl won't co operate, I'm not wasting my time.
Eğer bir kız iş birliği etmeyecekse, vaktimi boşa harcamayacağım.
- My name is Pray, Kansas bible Co.
- Adm Pray, Kansas InciI Sirketi.
- My name is Pray, Kansas bible Co.
- Adm Pray, Kansas InciI Sirketinden.
Except my other navigators.
Sadece eski co-pilotlarım.
You just leave my navigator alone.
Co-pilotumu rahat bırak.
Nobody scores my navigator and gets away with it.
Hiç kimse co-pilotumu ezip kaçamaz.
Nobody could've scored my navigator and gotten away with it.
Hiç kimse co-pilotumu ezip kaçamazdı.
You're my navigator.
Sen benim co-pilotumsun.
One day, i'll be co-owner of a company... with my own apartment, a good salary.
Bir gün, şirkete ortak olacağım. Kendime ait bir evim ve iyi bir maaşım var.
My dear co-citizens and friends, listen carefully, it concerns you...
Sevgili hemşerilerim ve arkadaşlarım, beni iyi dinleyin! Bu sizi ilgilendiriyor.
Thank you. lt took my mind off my brother and your skinny co-worker.
Teşekkürler.Aklımı kardeşimden ve o zayıf meslektaşından kurtarmamı sağladın.
During my observations with the family I've noticed they are willing to co-operate
Ailesi ile benim gözlemler s? ras? nda Onlar i?
For nearly two years I have worked as a cataloguer at Marks Co... and want to thank you for my share-out in the parcels you've been sending.
Neredeyse iki yıldır Marks Co.'da katalog görevlisi olarak çalışıyorum. Gönderdiğiniz paketlerden payıma düşenler için teşekkür etmek istiyorum.
I've wanted to write to thank you for my family's share in the wonderful... food parcels you've been sending to Marks Co.
Ne zamandır size yazarak Marks Co.'ya gönderdiğiniz nefis yiyecek paketlerinden... ailemin payına düşenler için teşekkür etmeyi istiyordum.
My fellow shareholders, if Europe and America can learn to co-operate, if we can learn to pool our wealth, share our markets, we can defeat any competition anywhere in the world.
Hissedar dostlarım. Eğer Avrupa ve Amerika işbirliği yapmayı öğrenebilirse, servetlerimizi bir araya getirip, pazarlarımızı paylaşabilirsek, dünyanın her tarafındaki rekabeti yenebiliriz.
We're talking about the vicious co-option of the field of labor, and you sit there, sir, who have single-handedly created this monster, who have forged this bond with improper, with criminal activity... if it please the committee, my client has been convicted of nothing.
Biz işçilik bölümünün kirli dolandırıcılığından bahsediyoruz, ve sen orada oturmuş bu canavarı yaratmış, bu suçlu aktiviteyi hazırlamış... Müşterim hiç bir şeyden mahkum olmamıştır.
On January ffffffff.... fourth of this year, my client did indeed visit the Sac-o-Suds c... co... convenience store.
Ocak günü müvekkilim gerçekten de Sac-o-Suds ad-ad-ad... adlı dükkana gitmiştir.
I was just trying out some of my lines that I use on my many human co-ed dates.
Okuldaki kızlarla çıkarken kullandığım replikleri deniyorum da.
How about you kissing my ass for not indicting you as a co-conspirator, you cocksucker?
Seni isbirlikci olarak suclamadigim icin kicimi opmeye ne dersin adi herif?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]