English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My left

My left translate Turkish

11,933 parallel translation
I need you to connect the blue one to my left temple and the red one to...
Mavi olanı sol şakağıma takmalısınız.
To my left is Aaron Mazur.
Solumda ise Aaron Mazur.
Specifically the one crushing my left foot.
Özellikle de sol ayağımı ezen.
Yeah, my left nut you went to third base with Jolene Fisk.
Evet, solumdaki salak Jolene Fisk ile 3. seviyeye vardığını söylüyor.
Morty, would you kindly release me by pulling that lever to the left of my cell?
Morty, rica etsem solumdaki kolu çekerek beni serbest bırakabilir misin?
Yeah, he kidnapped me and my family, and he left us on Dwarf Terrace-9.
Evet, beni ve ailemi kaçırdı, ve Cüce Terra-9'da bıraktı.
I would have handed down my role to Brant, but... there are none of us left now.
İşimi Brant'e devredecektim ama bizden geriye kimse kalmadı.
- and left my car in the fountain.
- arabamı havuzda bıraktım.
He was my best friend and he died hating me and nothing I do is gonna change that, but Herb left you that disk because he wanted us to find his gold.
En iyi arkadaşım benden nefret ederek öldü ve hiçbir şey bunu değiştirmeyecek. Ama Herb altınını bulmamız için sana o disketi bıraktı.
I must have left my purse at work.
I iş benim çanta bırakmış olmalı.
Your transfixion left you ignorant to my presence.
Öyle dalmışsın ki beni fark etmedin.
Look, I even left my drink.
Bak içeceğimi bile bıraktım.
My wife left the Agency seven months ago.
Karım yedi ay önce ajansı bıraktı.
I will admit that my interactions with the CDC have left me less than impressed.
Hastalık Kontrol ile bağı olan biri olarak itiraf etmeliyim ki beni gerçekten çok etkilediniz.
My associates tell me Savage left Star City a few hours ago.
Dostlarım, Savage'ın birkaç saat önce Star City'i terk ettiğini söylüyor.
My, uh, escape attempt left a bruise, right?
Kaçış girişimim sırasında yaralandın, değil mi?
When my mother left us, she was pregnant.
Annem bizi terk ettiğinde hamileymiş.
Afterwards, I'd barely left the room, my phone rings.
Ardından odayı zar zor terk ettim ve telefonum çaldı.
If I'm not mistaken, which I never am when it concerns my money in other people's pockets, they left with their debt unpaid.
Yanılmıyorsam ki işim, diğer insanların cebiyle param arasındaki bağlantıysa asla yanılmam borçlarıyla birlikte gitmişlerdi.
I left my phone back in the locker room at the gym.
- Takım doktorumu aramam gerekiyor. - Telefonumu soyunma odasında unuttum.
I lost my son, my husband left me, and you lost... you said...
Ben oğlumu kaybettim, kocam beni terk etti,... ve sen de kaybettin ve dedin ki...
My daughter Emily is all I have left.
Kızım Emily elimde kalan tek şey.
There was nothing left of my husband to bury.
Gömmek için kocamdan geriye hiçbir şey kalmamış.
My dad left when I was five, my mom was an alcoholic.
Babam ben 5 yaşındayken beni terk etti, annemse alkoliğin teki.
Plus, Brian gave me good information, and then he left my gun behind.
Ayrıca Brian bana iyi bir istihbarat verdi ve silahımı da bıraktı.
Jimmy, when my wife left me last autumn, it felt like I got kicked in the penis by a horse.
Jimmy, karım beni geçen sonbahar terk ettiğinde ben de çüküme bir at tekmesi yemiş gibi hissetmiştim.
I had left my bag in the car and it's got some documents I need.
Çantamı arabada unutmuşum İçinde de ihtiyacım olan bazı evraklar vardı.
I know "I'm sorry" barely covers it, but it's very difficult for me to come here today and watch little girls playing soccer on the same day that my little girl left for college.
Özür dilemek yeterli gelmez biliyorum ama küçük kızımın üniversite için evden ayrıldığı aynı gün buraya gelip küçük kızların futbol maçını izlemek benim için çok zor.
That sat above my bed from my early teens till I left home.
Gençliğimden evi terk edene kadar yatağımın başında durdu o.
I have two years left on my contract.
- Sözleşmemde iki yılım daha var.
He took proof of the account... proof that he left on a thumb drive on the altar of my church behind the chalice before he was killed.
Hesapla ilgili kanıtı varmış... öldürülmeden önce kanıtı flash diske yüklemiş ve onuda kilisede sunaktaki kadehin arkasına saklamış.
My boss is headed out of town, and she's left me to run point on digital marketing, so, you know...
Patronum şehir dışına çıkacak ve bilirsin, dijital pazarlamayla ilgilenmemi istiyor.
Well, I left my phone here yesterday.
Şey, dün telefonumu burada unutmuşum da.
I can't believe I left my pants in there.
- Pantolonumun orada kaldığına inanamıyorum.
Since it's the only part of my original body left,
Başlangıçtaki bedenimden kalan tek parça olduğu için..
And... my wife just left me.
Ve... karım beni terk etti.
It's been six weeks since my father left Earth.
Babam dünyayı terk edeli altı hafta oldu.
The dead rat you left in my bath.
Küvetime bıraktığın ölü sıçan.
All that's left now is to enjoy my final hours.
Geriye sadece son saatlerimin tadını çıkarmak kaldı.
And dumb enough not to realize... Who I've left behind when I'm chasing my dreams.
Hayallerinin peşinden koşarken de geride kimleri bıraktığının farkına varamayacak kadar aptal.
Even my kids... They left me, you know?
Çocuklarım bile beni terk etti, biliyor musunuz?
Hey, I think I may have left my wallet at home.
Sanırım cüzdanımı evde unutmuşum.
That coupled with Officer Cudlow's insistence he was not aware of Dorian Moll has left me with a rather nasty taste in my mouth.
O Memur Cudlow ısrarı ile birleştiğinde O Dorian Moll farkında değildi Ağzımda oldukça kötü tat beni terk etti.
You left it at my house.
- Evimde bırakmışsın.
My wife left me.
Karın beni terk etti.
He wrote my name on a white board and he left it there.
- Adımı tahtaya yazıp bırakmıştı.
This is exactly how it felt when my father left.
Babam beni terk ettiğinde aynen böyle hissediyordum.
Speaking of which, I left my phone in my car.
Sen söyleyince telefonumu arabada unuttuğumu fark ettim.
My mum left India when she was 2 years old and never looked back.
Ciddi misin? Annem Hindistan'ı 2 yaşındayken terketmiş ve bir daha dönüp bakmadı bile.
- And she's all that I have left of my husband who died in the war fighting for America!
- Kocam Amerika için... savaşırken Iünce elimde sadece bebeğim kaldı.
Some creepy guy left a VHS at my door.
Manyağın teki kapıma videokaset bırakmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]