English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My leg

My leg translate Turkish

3,637 parallel translation
Moka rubs up against my leg.
O sırada, Moka geldi ve bacağıma sürtmeye başladı.
Cut off my leg and saved my life.
Bacağımı kesip hayatımı kurtardı.
- You're pulling my leg, right?
Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?
I scratch your back, you scratch the area directly above my penis until my leg goes apeshit.
Ben senin sırtını kaşırım sen de bacaklarım yorulana penisimin üstündeki alanı kaşırsın.
- My leg, God damn it!
- Bacağım! Kahretsin be!
- Oh, my leg! - Let's go.
- Bacağım!
- Oh! He bit my leg.
- Bacağımı ısırdı.
I've got a cramp in my leg
Ayağıma kramp girdi.
I've been nice to you even if my leg hurts
Senin için bacağımı bile incittim.
He's the one who hurt my leg!
Bacağım senin yüzünden incindi!
Aaah! My leg!
Bacağım!
It's just my leg.
- Sadece bacağım...
I think I hurt my leg.
Ben ayağımı kırdım.
I can't... I can't move my leg.
Bacağımı oynatamıyorum.
- My leg...
- Bacağım...
My leg still hurts.
Bacağım hâlâ acıyor.
It's my leg.
- Bu benim bacağım.
Can't use my leg... So I'll use someone else's.
Kendi bacağımı kullanamıyorsam başkasınınkini kullanırım.
It's in my back, and it's in my leg.
Sırtımda ve bacağımda.
My leg's acting up something awful.
Bacağım acayip rahatsız ediyor.
What if something goes wrong? I mean, what if I broke my leg or one of us gets sick or something like that?
Eğer birşeyler yanlış giderse, yada birimizin bacağı kırılsa yada hasta olsak yada bunun gibi şeyler, ne yapacağız o zaman?
- l think I've sprained my leg.
ben ayağımı kütü inçittim.
My leg!
Bacağım!
Oh, my leg!
Of anam, bacağım!
Are you okay? I cut my leg.
Aman Tanrım, kanaman var!
To put my leg up.
Ayağımı yükseğe koymaya.
My leg's been bugging me.
Bacağım rahatsız ediyor.
When I was, uh, first on morphine for my leg, it put me on this spirit plane.
Yaptığımda, ah, bacağım için ilk morfini, ruhum göğe yükseldi.
There is nothing wrong with my leg, MacDuff.
- Ayağımda bir şey yok, MacDuff.
They ticked a nerve in my leg.
Bacağımdaki bir siniri çalıştırdılar.
Broke my leg ski-boxing.
Buzda boks yaparken bacağımı kırdım.
Right, my leg got busted from the fall.
Doğru, bacağım düşerken kırılmıştı.
It's my leg.
Bacağım.
Your words move my spirit Captain. But they will not heal this broken leg.
Sözlerin ruhuma hayat verdi ama bu kırığı iyileştirmeyecek, Kaptan.
I lied about my age and name so I could re-enroll in high school, get a leg up on the sport, and a chance at a better life.
Yaşım ve adım konusunda yalan söyleyip tekrardan liseye girdim. Spora girip daha iyi bir hayat sağlayabilmek içindi bu.
Oh my, what happened to your leg?
Bacağına ne oldu?
My left leg can barely fit on one of those bunks.
Tek bacağım yataklara sığmıyor bile.
Remember? We did the whole kiss-walk stumbly thing back to my bed, and then you did that thing where you take one leg up
Hatırlasana, yatağıma kadar öpüşerek yürümeye çalıştık,...
It's gonna go running down... in this case down my leg.
Yangının sıcaklığını gözlemlemek için.
Look at my gift. It's got a leg.
Bacağı var.
I can't Mickey, my fucking leg, man!
Ben gelemem Mickey, şu sikik bacağım yüzünden.
When I got the call that my mom broke her leg, she immediately said we should put her down.
Annemin bacağını kırdığını öğrendiğimde bırakalım ölsün demişti.
I know. I know. I know it's on, all right, but what my point is, is that it doesn't matter if I don't notice your top or your hair or your leg things or whatever.
Biliyorum başlayacaksın ama üstündeki kıyafeti, saçını ya da bacağındaki şeyi vesaireyi fark etmem önemsiz.
He's the one who cost me my leg.
O benim bir bacağıma maloldu.
- Well, it was... my... first leg. - It looked like you first.
Bana ilk kez gibi göründü.
My Uncle Fred had a blood clot in his leg, and when I was little, he took me to the Santa Monica Pier, and we went on the Tilt-A-Whirl, and the centrifugal force shot the clot into his brain.
Amcam Fred'in bacağında kan pıhtılaşması vardı ve ben küçükken, beni Santa Monica Pier'e götürdü ve sonra, orada balerin oyuncağına bindik ve santrifüj gücü yüzünden kan pıhtısı beynine sıçradı.
If I pay Rs.20 and stamp it with leg, would God apply my bike's brakes?
20 rupi ödersem ve ayakla ezersem, Allah motosikletimi koruyacakmı?
And I just... I put my hand on his leg.
Elimi bacağına koydum.
Oh, my leg.
Ah tabii bacağım.
It's not... My... leg.
Bu benim bacağım değil.
Don't take my other leg!
Diğer bacağımı alma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]