My main man translate Turkish
167 parallel translation
♪ My main man
# My main man
My main man.
- Bakın. Rocky, İtalyansın değil mi?
- Because you're my main man.
- Çünkü sen benim en iyi dostumsun.
- This is my main man, Jimmy.
- Bu da asıl adamım Jimmy.
- My man, my main man. - Hey, Tripper.
- Adamım benim.
Thanks, you're my main man.
Teşekkürler birinci adamımsın.
- And leave my main man up here alone?
- Beni bu adamla yanlız bıraktın.
Dirk, you're my main man.
Dirk, eses adamımsın.
He's my main man.
O adam benim ilahım.
Izzy came through, and you know that...'cause my main man always comes through.
Izzy işi çözdü, bundan emin olabilirsin... çünkü benim esas adamım, işi her zaman çözer.
J.J., my main man!
J.J., benim has adamım!
What's happening, my main man?
Ne oluyor arkadaşım?
Gina, this is my main man, Carlos.
Gina, bu benim dostum Carlos.
Come on. My main man.
En iyi dostun burada.
Vern, my main man.
Vern, en iyi dostum.
My main man Vern.
En iyi dostum, Vern.
- My main man. - My main man.
- Evet, "En iyi dostum!"
My main man, Vern.
En iyi dostum, Vern. V
My main man, Vern.
En iyi dostum, Vern.
Vern, my main man.
Vern, en iyi dostum!
- My main man.
- En iyi dostum!
This is Flavio, my soothsayer, my main man.
Bu Flavio... benim kahinim, en önemli elemanım.
My main man Mookie has saved the day!
Koçum Mookie beni kurtardı!
My main man.
Eski dostum benim.
That's my main man, Frank Robinson.
Orioles'ı The Jays'e. İşte benim adamım, Frank Robinson.
Shadow, my man, my main man, how you doing?
Shadow... Adamım ne yapıyorsun?
A real party animal. Won't you please give it up for my main man... PopeJohn Paul II!
Lütfen kankam için kocaman bir alkış..... Papa John Paul II!
But I have shared his teachings with some old running buddies in Harlem and with my main man, Shorty, who was transferred upstate.
- Ama öğretilerini Harlem'deki bazı eski arkadaşlarımla ve eyalet hapishanesine nakledilen, dostum Shorty ile paylaştım. Çok uzun.
My main man.
En iyi dostum.
But I am also doing it on account of you're going to be my main man.
Ayrıca bunu, sağ kolum olacağın için yapıyorum.
Hey, Moe. My main man. Gonna need prints off that door.
Hey Moe, kapıdaki parmak izlerini al.
Persky, my main man.
Persky, esaslı adamım.
From now on, you're my main man.
Bundan böyle, esas adamım sensin.
Dooey, my main man.
Dooey, esas adamım.
We'll pull over. You puke back there, my main man Crudup will see to it... that you lick it all back up, every single nasty-ass drop.
Olduğun yere çıkartacak olursan, ve adamım Crudup bunu farkederse kusmuğunu son damlasına kadar sana yedirir.
Remember what my main man Spivey said.
Spivey söylediklerini aklından çıkartma. Arabanın içine çıkartma sakın.
- Paulie's my main man.
- Paulie benim adamım.
George, you are my main man.
George, sen benim esas adamımsın.
My main man tell me something, okay?
Dostum sana birşey soracağım.
You are the blind bullshit, my main man.
Sen körsün, dostum.
What make you decide to tell me about lKrystal, my main man?
Krystal'den bana söz etmene neden olan şey ne, dostum?
This is your fucking stability, my main man.
Bu sizin lanet olası istikrarınız.
Nobody in the world can cover my main man, Michael Jordan.
Dünyada hiç kimse benim esas adamım Michael Jordan'ı tutamaz.
" a man who has long bean my main support in the government of Rome.
"... benim başlıca desteğim olan bir adama dikkatinizi çekmek içindir. "
My main man, Tubbs? Noogie.
- Noogie.
My main Melon. Come on, man... there's a pep rally for the football team.
Melon, futbol takımının moral buluşması var.
Spiro, how's my main man?
Spiro, içkim hazır mı? Stanley, büyüleyici görünüyorsun.
It's my main man.
Adamın burada.
All of my life man and boy I've operated under the assumption that the main idea in running was to win the damn race.
Hayatım boyunca çocukluğumdan beri koşmaktaki ana fikrin, lanet yarışı kazanmak olduğu yanılgısıyla hareket ettim.
Oh, hey, main man, there's no smokin in my cab, all right?
Oh, hey, adamım, arabamda sigara içmek yok tamam mı?
My main village man. Pacha.
Ana köyümün adamı Pacha.