English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My man

My man translate Turkish

25,809 parallel translation
But if my man comes on board,
Ancak adamım size yardım ederse iş bittiğinde yeşil kartını vereceksiniz.
My man!
Adamım benim!
- Oh, my man.
Adamım ya.
Oh, I jumped on that bike so fast, my man parts are no longer talking to me.
Oh, Bisiklete öyle hızlı atladım ki, alt taraf benimle konuşmuyor artık.
I am going to the high school to get my man back... oh, my God,
Sevgilimi geri almak için o liseye gidiyorum. Aman tanrım.
Han, my man, I'm here for you.
Han, dostum. Ben yanındayım.
My man.
Dostum.
- Reg, my man...
- Reg, adamım...
- My man.
- Canım benim?
Hey, Gooch, my man.
Gooch, adamım benim.
- Mm. - You my man, Gooch, I just don't want yours to be one of'em.
Dostumsun sen, Gooch seninkisinin de bozulmasını istemiyorum.
My man. Thank you, man.
Sağ ol dostum.
Hey. Do me a favor, don't ever bring up my old man.
Bana bir iyilik yap ve bu işe babamı karıştırma!
I'm trying to free myself from the binds of responsibility and you want to put a man's life in my hands.
Ben sorumluluktan kaçmaya çalışıyorum sense bir adamın hayatını benim ellerime bırakıyorsun.
That man killed my brother.
Kardeşimi o öldürdü.
Look, I promised myself I would never be like my old man, and now you're asking me to just... break that promise.
Babam gibi olmayacağıma dair yemin etmiştim. Benden yeminimi bozmamı istiyorsun.
I want to get it done ASAP and return home to grow some garlic with my old man.
Ben de bu iş çabucak çözülsün de evime dönüp günlerimi babamla mutlu mesut geçirmek istiyorum.
What can be so bad, my brave man?
Bu kadar kötü ne olabilir cesur erkeğim?
- Dresden after the bombings is my guess.
- Bombardıman sonrası Dresden gibidir.
My dear lady, you do not ask a man to drop his facade.
Hanımefendi, bir erkekten maskesini düşürmesi istenmez.
You won't have to worry about me because now I have a man in my life.
- Benim için endişe etmene gerek kalmıyor. Hayatımda bir erkek oluyor.
A man of my future standing.
Geleceğimden bir adam ayakta dikiliyor.
That I was able to share such an intimate moment... to have you by my side as I held a man's life in my hands...
Öyle özel bir anı paylaşabilmem bir adamın canını ellerimde tutarken senin yanımda olman...
What happened to the man that was too gentle to tell my my pasta was overcooked?
Makarnamın fazla piştiğini söyleyemeyecek kadar kibar olan adama ne oldu?
I'm trying to wrap my mind around this man thing.
Şu adam olma şeyini kavramaya çalışıyorum.
My troop leader told me that if I couldn't keep track of my sash, maybe I wasn't a man.
Oba başım fularım olmazsa bir adam olamayacağımı söyledi.
I feel like that was kind of man-like... taking responsibility for my actions.
Eylemlerimin sorumluluğunu alarak kendimi adam gibi hissettim.
Nobody has this story, man, this could be my big break.
Bu haberi kimse bilmiyor, bu benim talihim olabilir.
- Oh, man! My fault.
- Benim hatam.
They shot at each other, and... and one bullet hit my daughter. What happened to the man who shot her? He's in jail.
Birbirlerini vurdular ve kurşunun biri de kızıma denk geldi.
My inquiries are on the young man's behalf.
Ben soruşturmamı çocuğun adına yapıyorum.
I'm here because your man made a deal with my brothers, and now they're dead.
Buradayım çünkü adamlarınız kardeşlerimle iş yaptı. Ve kardeşlerim öldü.
You see, I have an agreement with the Jimenez people, and I'll be violating my accord if I put a move on this man.
Jimenez Karteli'yle bir anlaşmam var. Bu adama saldıracak olursam, anlaşmayı ihlal etmiş olurum.
Will you make me the most hilarious man in the world by being my ex... - Come on!
Eski karım olarak beni... dünyanın en komedi insanı yapa...
Um, we're a man down, and my team needs me.
Bir kişi eksiğiz ve ekibimin bana ihtiyacı var.
My mother, she barely knows this man, and then she just ups and marries him.
Annem az buçuk tanıdığı bir adamla gidip evleniyor.
- That's nice that that's how you frame it in your head, but how it looks from here is that you are an incredibly presumptuous and arrogant man who thinks he knows what's best for me and my son.
- Kafanda kurduğun taslak güzelmiş. Ama buradan, oğlum ve benim için en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanan haddini bilmez biri gibi duruyorsun.
I want a man to tear my clothes off, and I want to have sex in the shower, and if I am gonna go to a five-hour charity dinner, at some point, I want to be felt up under the goddamn table.
Bir erkeğin kıyafetlerimi yırtmasını isterim, duşta seks yapmak isterim ve bir hayır yemeğine gidersem o anlarda lanet olası masanın altından okşanmak isterim.
I'm a man of my word, Henry.
Ben sözünün eri bir adamım Henry.
Oh, you're that man who sold me my Chevrolet.
Sen bana Chevrolet'imi satan adamsın.
The days of me organizing my life around a man are over.
Hayatımı bir adama göre düzenleme vaktim sona erdi.
From an all-too-long line of proudly stubborn Puritans, but... if I were a betting man, and I am, I would lay gold that my sister is a widow before the day's done.
Gururlu ve inatçı bir Protestan aileden geliyor ama bahis seven bir adam olsaydım, ki öyleyim gün bitmeden kız kardeşimi bir dul olarak göreceğime paramı koyardım.
Don't let my broad shoulders, stubble, and Adam's apple confuse you ; I am, in fact, a man.
Geniş omuzlarım, kirli sakalım, adem elmam kafanızı karıştırmasın ben aslında erkeğim.
You are starting to turn green again, so why don't you hop on, and I will ride you home on my bicycle like a real man.
Yine rengin gidiyor, atla da seni eve götüreyim, bisikletli bir centilmen olarak.
That man is the reason why my whole family is dead.
Tüm ailemin ölmesinin sebebi o adam.
I found out my dad was transferring money - regularly, for years - to a man called Mirza Barzani, up in Erbil.
Babamın yıllardır, Erbil'de yaşayan Mirza Barzani diye bir adama düzenli olarak para yolladığını öğrendim.
I found out my dadwas transferring money - to a man called Mirza Barzani.
Babamın, Mirza Barzani diye bir adama para yolladığını öğrendim.
'Detective Lenhart and I were also looking into a man,'before my health forced me to leave Eckhausen.'
Dedektif Lenhart ile ben, sağlık durumum beni Eckhausen'den ayrılmaya zorlamadan önce bir adamı araştırıyorduk ayrıca.
This has ruined my fucking life, man.
Bu olay benim hayatımı mahvetti.
Hey, I'm out here busting my ass trying to catch this candy shell of a man that you love.
Burada ı'm kıçımı bozma. Sevdiğiniz bir insanın şeker kabuğunu yakalamaya çalışıyor.
My son-in-law's a naval man. We will.
Damadım denizcidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]