My mother's translate Turkish
10,050 parallel translation
My mother said that after she sang that song, she got so angry that her voice broke... and from "Mississippi Goddam" on, it never, ever returned to its former octave.
Annem demişti ki, o şarkıyı söyledikten sonra öyle öfkelenmiş ki, sesi çatlamış ve "Mississippi Goddam" den sonra bir daha eski oktavına hiç kavuşamamış.
And he said, "You fucking well are," like he was gonna punch my face in, and I just stood there cos I wasn't gonna back down, but then my mother said, like,
... "Bir güzel değişeceksin." dedi. Suratıma yumruk atacakmış gibiydi ve ben öylece durdum. Çünkü geri adım atmayacaktım.
My singing was the only thing keeping mother's spirit alive, and now she's gone forever.
Şarkı söylemem annemin anısını yaşatmamı sağlayan tek şeydi artık onu sonsuza dek kaybettim.
But it's all I have left of my mother.
Ama annemden geriye kalan tek şey sesim.
My singing was the only thing keeping mother's spirit alive, And now she's gone forever.
Şarkı söylemem annemin anısını yaşatmamı sağlayan tek şeydi artık onu sonsuza dek kaybettim.
No, you don't understand... there's this necklace, and it's the only thing I have from my birth mother, and I cannot leave it behind.
Hayır, anlamıyorsun bir kolyem var biyolojik annemden bana kalan tek şey o ve onu geride bırakamam.
My mother was Nina Simone 24 / 7... and that's where it became a problem.
Annem 7 / 24 Nina Simone'du ve işte bu yüzden sorun oluyordu.
My mother often told me that I had 13 nannies in seven years.
Annem bana sık sık yedi yılda 13 dadı değiştirdiğini anlatırdı.
It's my mother's house.
Annemin evi.
So why would you think that it is okay to set up my mother's dead ex-husband's wedding video?
- Kadına ölmüş kocasıyla düğün videosunu izletmenin nesi mantıklı?
I'm James. I'm going to have to ask all of you to leave just for my mother and I to grieve in peace over my dead father.
Annemle, babamın yasını barış içinde tutabilmek için gitmenizi istemek zorundayım.
And my mother's dead now, so... mission accomplished.
Ve şuanda annem ölü, yani görev tamamlanmıştır.
Okay, my mother was buried in Spencer's backyard.
Annem, Spencer'ın arka bahçesine gömüldü.
I'm gonna take the kids over to my mother's tonight.
- Çocukları bu akşam anneme götüreceğim.
My mother, she forced me into doing it... against my will, against Letha's will.
Letha ve ben karşı gelmeye çalışmamıza rağmen annem bunu bize zorla yaptırmaya çalıştı.
She's my mother, she's dying, and she said you could put me up in the cloud so I could rest, so I wouldn't have to feel miserable.
O benim annem, ölüyor ve beni bulutlara gönderebileceğini söyledi böylece dinlenebilirim. Zavallı halde hissettmek zorunda kalmam.
All my mother had to do was keep her mouth shut.
Annemin tek yapması gereken çenesini kapalı tutmakmış.
On my mother's grave. Total shark.
Annemin mezarı üzerine yemin ederim ki, tam bir köpekbalığı.
Not half as harsh as my mother was.
Annemin yarısı kadar bile değil.
My mother's?
- Annemin mi?
It's my mother.
Bu benim annem.
That's my mother.
Bu benim annem.
I could throw you in a dumpster, but then everyone's always being found in dumpsters, and since I was the last person to be seen with you, I'll be questioned by the police, and what if one of them reminds me of my dead mother?
Seni bir konteynıra atabilirdim ama konteynırlardan sürekli birileri bulunuyor ve seninle görülen son kişi olduğum için polis beni sorgulayacak ya eğer onlardan biri bana ölmüş annemi hatırlatırsa?
I would say it's a pleasure, but my mother taught me not to lie.
Memnun oldum demek isterdim ama annem yalan söylememeyi öğretti.
And she's with my mother.
Ve annemle birlikte.
I'm trying to figure out where your mother put everything when she rearranged the place so I can figure out how to put everything back. Yeah, my mother.
Sadece annenin buraları düzeltirken her şeyi nereye koyduğunu anlamaya çalışıyorum böylelikle her şeyi nasıl geri yerine koyacağımı anlayabilirim.
Anything! Well, my mother returned, and I was happy about it. I felt good!
hiçbir şey hissedemiyordum annem döndü bu yüzden mutluydum, iyi hissediyordum, bunda yanlış olan ne?
Did you know about my mother's relationship with Wo Fat?
Annemin Wo Fat'le olan ilişkisini biliyor muydun?
You're my sister, not my mother. It's been a few years.
Birkaç yıl olmuştu.
She's the mother of my children.
O çocuklarımın annesi.
That was my mother's.
Bu annemindi.
- I'm just trying to find out about my mother.
- I'm sadece annem hakkında bilgi edinmek için çalışıyor.
It's my mother's.
- Annemin yüzüğü.
I used my powers to find the man responsible for my mother's death.
Gücümü, annemin ölümünden sorumlu kişiyi bulmak için kullanmıştım.
- That's my mother.
- Annem.
Stefan, voice-over : " My mother's heretic family is back.
"Annemin asi ailesi geri döndü."
No, Bonnie. The heretics are out because my mother's a lunatic and everyone's too scared to stop her.
Asiler burada çünkü annem delinin teki ve herkes onu durdurmaya korkuyor.
What's the problem? It appears to be related to what my mother did to save my life.
Görünüşe göre annemin hayatımı kurtarmak için yaptığı şeyle ilgisi var.
My mother's with her.
Annem onun yanında.
Because you're the mother of my son's child.
Çünkü sen benim oğlumun çocuğunun annesisin.
Not even for my mother's age.
Ne benim ne de annemin yaşlarında birinin değil gibi.
My father was a sugarcane plantation owner, my mother, a slave.
Babam şeker kamışı çiftliğinin sahibi, annemse bir köleydi.
My mother's gonna read this.
Annem bunu okuyacak.
I used to beg my mother for a dog and she just would say, like, you had one when you were a baby and it died, it's fine.
Anneme yalvarırdım köpek alması için o da "Sen bebekken vardı ve öldü, boş ver." derdi.
If it turns out... that I can't trust you, I swear on my mother's grave, you, my old sausage... are a dead man.
Sana güvenmemem gerektiği ortaya çıkarsa rahmetli annemin üstüne yemin ederim ki seni öldürürüm dostum.
One of my mother's three jobs was cleaning it.
Annemin temizlikçi olarak çalıştığı yerlerden biriydi.
He's still out there, and does he love his sister as much as I love my mother?
Adam yine de serbest olacak, ve annemi sevdiğim kadar kardeşini seviyor mudur?
Once you're inside his organization, you will find my mother and rescue her.
Organizasyonuna sızdığında annemi bulup kurtaracaksın.
Once you're inside his organization, you will find my mother and rescue her.
Organizasyonuna sızdıktan sonra annemi bulup kurtaracaksın.
Now I can take you through primary school and get you a copy of my mother's last angiogram, or we can just get to it, and tell me your price.
İlkokuldan başlayıp annemin son anjiyogramının kopyasını bile verebilirim veya sadede geliriz, ücretini söylersin. Saltimbocca yedin mi hiç?
I said, "If you hurt my mother, I will cut off your son's testicles."
Eğer annemi incitecek bir şey yaparsan oğunun taşaklarını eline veririm, demiştim.
my mother's dead 38
mother's day 25
my mother told me 18
my mom 557
my mom and dad 25
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mom is dead 20
my mother died 46
mother's day 25
my mother told me 18
my mom 557
my mom and dad 25
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mom is dead 20
my mother died 46
my mom said 16
my mom is 19
my money 222
my mother was right 19
my mom died 27
my mom's here 19
my mother used to say 19
my mouth 36
my mom's dead 20
my mom's 24
my mom is 19
my money 222
my mother was right 19
my mom died 27
my mom's here 19
my mother used to say 19
my mouth 36
my mom's dead 20
my mom's 24