English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My mouth

My mouth translate Turkish

5,518 parallel translation
The real challenge is walking up to a girl that I've never met before and somehow talking to her with words from my mouth.
Asıl zor olan hiç tanımadığım bir kıza yaklaşıp iyi kötü ağzımdan çıkacak olan kelimelerle onunla konuşmak.
And even if it doesn't, today when my boss threw his egg salad sandwich at my face some of it got into my mouth, and it was tasty.
Çalmasa bile bugün patronum yumurta salatalı sandviçini yüzüme fırlattığında birazı ağzıma kaçtı. Lezzetliydi.
♪... that I saw that beautiful girl on that train platform, and that I had the guts to stand up, walk over to her, tap her on the shoulder, open my mouth, and speak.
Kalkıp yanına gittiğim ve omzuna dokunduktan sonra ağzımı açıp konuşma cesareti gösterdiğim için.
- Do you understand the kisses that's coming out of my mouth?
Ağzımın ucuna kadar gelen öpücükleri anlayabiliyor musun?
- Oh. [Chuckles] First time I've ever had that in my mouth.
İlk defa ağzıma böyle bir şey aldım.
I know you're embarrassed, I will try my best to keep my mouth shut.
Utanmana gerek yok, Kimseye bir şey söylemem.
Yeah, it's like a tree barfed in my mouth.
Evet, sanki ağaç ağzıma kustu.
It's lucky for some I know how to keep my mouth shut.
Çok şükür ki ağzımı nasıl kapalı tutacağımı biliyorum.
! Oh, I hate when I come here and the first word out of my mouth is "Homer."
Buraya geldiğimde ağzımdan ilk çıkan kelimenin "Homer" olmasından nefret ediyorum.
"Maybe a man will come along... and place his ear to my mouth."
Belki bir adam ortaya çıkar ve kulağını ağzıma sokar.
Piss in my mouth if it'll make you love me.
Eğer beni sevmeni sağlayacaksa ağzıma işe.
I'm putting pudding in my mouth.
Ağzıma puding koyuyorum.
And at the end he said, "I am going to kiss you now by putting my mouth on your mouth."
Sonunda da dedi ki, "Şimdi seni öpeceğim, yani ağzımı ağzının üstüne koyacağım."
I will. Did football legend Joe Theismann just bid $ 1,000 to put a sock in my mouth?
Amerikan futbolu efsanesi Joe Theismann ağzıma çorap sokmak için az önce 1000 $ teklif mi verdi?
Any meat in my pocket's going in my mouth.
Cebimde et olursa ağzıma atarım.
So nobody is more surprised to hear this coming out of my mouth than me.
Yani, şu an ağzımdan çıkacaklara benden daha fazla şaşıracak kişi yoktur.
Hey, hey, don't put the universe's words in my mouth, okay?
Evrenin söylediklerini bana yeniden söylettirme tamam mı?
Sometimes I just want to put this gun in my mouth. Cut!
Bazı zamanlar bu silahı ağzıma sokasım geliyor.
- Wet my mouth.
- Islat ağzımı. - Hayır!
I tasted their ashes in my mouth.
Küllerinin tadına baktım.
Pour it in my mouth!
İstersen ağzıma sok!
Well, maybe if I had something else to occupy my mouth.
Ağzımı meşgul eden başka bir şey olsaydı...
I feel that metal now in my mouth, like you were saying.
Dediğin gibi o metalin tadını ağzımda hissediyorum.
You know, once, when I was a kid, I cussed, and my mom washed my mouth out with the leaning Tower of Pisa.
Bir keresinde küçükken küfrettim diye annem ağzımı yamuk Pisa kulesiyle yıkamıştı.
There was a time when just the thought of being touched by his tiny, clammy hands again made me throw up in my mouth a little.
O küçük, yapışkan ellerinin bana değme düşüncesinin bile beni kusturduğu zamanlar oldu.
I keep my mouth shut, but you feed me the bigger story.
Ben çenemi kapalı tuttum ama daha büyük bir hikaye vereceksin.
So, with my mouth, I said, "We're just like anybody else," but with my eyes, I said,
Ben de ağzımla ona "Biz de herkes gibiyiz." derken gözlerimle...
I want them in my mouth now. Make it happen!
Onları ağzımın içinde istiyorum.
There's something coming out of my mouth. Wipe it.
Ağzımdan bir şey akıyor.
I trust you always know what exact words to put in my mouth.
Bana her zaman tam olarak doğru kelimeyi söyleteceğinize güveniyorum.
I can't move my mouth.
Ağzımı kıpırdatamıyorum.
I just had a bad taste in my mouth.
Sadece ağzımda kötü bir tat var.
♪ I've had Jose in my mouth ♪
# Ağzımda Jose var #
♪ I've had Jose in my mouth... ♪
# Ağzımda Jose var... #
Permit me to play you a tune on my mouth organ.
Sana ağız orgumla bir melodi çalmama izin ver.
Do you want me to use my mouth? - No.
Ağzımı mı kullanmamı istiyorsun?
I have to go to the ladies'room And wash whatever is on my mouth and in my mouth off my mouth and out of my mouth.
Tuvalete gidip ağzımın içinde, dışında, sağında, solunda ne varsa yıkamalıym.
[Spray hisses] Ick! It's in my mouth!
Ağzıma kaçtı!
I'm not gonna keep my mouth shut.
Çenemi kapalı tutmayacağım.
There are times when I can't stop speaking, when a million words leave my mouth in a matter of seconds, a million words that mean nothing.
Bazı zamanlar oluyor ağzımdan onlarca kelime dökülüyor konuşmadan duramıyorum hiçbir anlamı olmayan onlarca kelime.
Is it too late to tell her that Grayson was sucking snake venom from my mouth?
Ona Grayson'ın ağzımdan yılan zehrini emdiğini söylemek için çok mu geç yani?
Sounds good, but how are they gonna make sure I keep my mouth shut, Ray?
Kulağa hoş geliyor da çenemi kapalı tutacağımdan nasıl emin olacaksın Ray?
I want to be a giant head and a mouth, and I just want to eat rows and rows of junk food pellets, and where's my trash bag of potatoes?
Koca birer kafam ve ağzımın olmasını ve peşi sıra paketlerce abur cubur yemek istiyorum. Nerede benim patates çuvalım?
How much you guys wanna pay for me to stick my socks in this moron's mouth?
Ben veririm.
Hope you're happy about taking food out of my baby's mouth.
Umarım artık mutlusundur.
Don't come calling my baby's name with that filthy mouth
O pis ağzına oğlumun adını alma.
Hey, if I'm messy, it's'cause I'm crammed into half a room instead of having my own room in a mansion that we can't afford'cause they put all our money into Sue's mouth!
Dağınıksam odamın yarısını birisiyle paylaştığım ve kendi odamın olacağı bir köşkte yaşayamadığımız içindir. Çünkü tüm paranızı Sue'nun diş tellerine yatırıyorsunuz.
AND IT PHYSICALLY HURT TO OPEN MY MOUTH.
Ve ağzımı açtığım zaman acıyordu.
Oh, my God, every... every time you open your mouth, more bullshit comes out.
Aman tanrım. Ne... Ne zaman ağzını açsan, daha fazla saçmalık çıkıyor!
Yeah, but my kiss is not on the mouth.
Evet ama benim öpücüğüm dudaktan değil.
Didn't I tell you to keep my name out your mouth?
Adımı ağzına alma demedim mi ben sana?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]