Nobody told me translate Turkish
489 parallel translation
Nobody told me about this!
Hiçkimse bana böyle davranamaz!
- Nobody told me, I did see him!
- Kimse bana bir şey demedi, onu gördüm!
Well, I had a fight, but nobody told me it was against the rules.
Kavga ettim ama kimse bunun kurallara aykırı olduğunu söylemedi.
- Nobody told me, but I concluded naturally.
- Kimse söylemedi ama doğal olarak bu sonucu çıkardım.
And nobody told me.
Ama bana asla söylemediniz!
- Nobody told me. If I don't know a patient with amnesia when I see one, what do I know?
- Bana hiç kimse anlatmadı eğer bir amnezi vakasını da gördüğümde anlayamazsam, ne anlarım ki?
Nobody told me.
Kimse bana söylemedi.
- Nobody told me.
- Kimse söylemedi bana yasadışı diye.
Nobody told me about it.
Kimse bana birşey anlatmıyor.
Nobody told me to do it.
Tamamen kendi kararımla.
Nobody told me what to do.
Ne yapacağıma kendim karar verdim.
Nobody told me you were so handsome.
Kimse bana bu kadar yakışıklı olduğunuzu söylemedi.
Nobody told me this train was stopping.
Kimse trenin duracağını söylemedi.
Nobody told me about it.
Kimse bundan bana bahsetmedi.
It's my first day here... and nobody told me about it.
Özür dilerim. Bu okuldaki ilk günüm. Kimse de bana bundan söz etmedi.
Nobody told me, I just figured.
Kimse söylemedi, kendiliğimden geldim.
As the Lord is my witness, nobody told me they were here.
Tanrı şahidim kimse bana burada olduğunuzu söylemedi.
Nobody told me anything about the job.
Kimse iş konusunda bir şey söylemedi.
- Nobody told me.
- Kimse söylemedi.
Nobody told me that before.
Kemikli miyim? Daha önce kimse böyle dememişti.
- Nobody told me downstairs.
- Kimse bana bir şey söylemedi.
Well, nobody told me.
kimse söylemedi.
Nobody told me about John Elder until I got here.
Buraya gelene kadar kimse John Elder'ın sözünü etmedi.
Nobody told me it would turn out this way!
Kimse bana bu yoldan geri döneceğimizi söylemedi.
I want to know why nobody told me what the hell's been going on... because you can bet in the streets, they know.
Kimsenin bana niye bir şey anlatmadığını bilmek istiyorum. Çünkü sokakların bunu bildiğine eminim.
Nobody told me this was a masked affair.
Kimse bana bunun bir maskeli balo olduğunu söylemedi.
- I know, but nobody told me!
- Biliyorum ama kimse bana haber vermedi!
You were already here and nobody told me.
Buradasın ve bana hiç kimse söylemedi.
Nobody told me. Honest.
Bana kimse bir şey söylemedi.
And nobody told me.
Ve bundan benim haberim yoktu.
- Nobody told me...
- Kimse söylemedi.
- Nobody told me anything.
- Bana kimse bir şey demedi.
Because nobody told me it was a lie.
Çünkü kimse bana bunun bir yalan olduğunu söylemedi.
Nobody had told me Mrs. Holland was a mental case.
Kimse bana Bayan Holland'ın akıl hastası olduğunu söylemedi.
You told yourself you were rid of me and nobody else could have me.
Benden kurtulduğunu, başka kimseye de yar olmayacağımı düşündün.
Nobody had told me this in my life.
- Bana bunu daha önce kimse söylememişti.
Nobody ever told me this was practical!
Kimse bana bu şeyin işlediğini söylemedi!
I just told you I don't like nobody putting anything over on me.
- Bak. Kimsenin beni kazıklamasından hoşlanmadığı daha şimdi söyledim.
Nobody would believe me if I told them.
Anlatsam kimse inanmaz.
Also, nobody's told me what you want.
Ayrıca, kimse bana ne istediğinizi de söylemedi.
- Nobody has told me anything.
- Kimse bize bir şey söylemedi.
Nobody told you to meet me? No.
Kimse benimle buluşmanı söylemedi mi?
- Nobody ever told me that before.
- Kimse daha önce bana bunu demedi.
They've told so many things about me, but nobody knows it.
Benim hakkımda pek çok şey söylediler ama hiç kimsenin haberi yok.
Look, in my whole life nobody ever told me I make lousy eggs.
Bak, hayatım boyunca kimse bana kötü yumurta yaptığımı söylemedi.
I told you nobody runs me out.
Kimse beni kovamaz demiştim.
Yet I can't forget that an American from a major oil company told me, a few years before Mattei's death very frankly, that he couldn't understand why nobody had managed to kill Mattei yet.
Büyük petrol şirketlerinden birinin Amerikalı yetkilisi bana birkaç yıl önce, neden hala kimsenin onu öldürmeye teşebbüs etmediğine şaşırdığından bahsetmişti.
Well, this is telling me who I must keep and who not which nobody ever told me before and nobody will ever tell me again as long as I'm upright.
Şey, bu bana takımda kimi tutup kimi tutmamam gerektiğini söylüyor bunu bana daha önce hiç kimse söylememişti. Ben dik durduğum sürece de bunu bana hiç kimse söyleyemeyecek.
We were supposed to have fire drills, but nobody ever told me anything.
Yangın tatbikatı yapmış olmalıyız,... ama kimse bana birşey söylemedi.
Nobody ever told me that. Why didn't you tell me that?
Ama bende o kabiliyet yok, sanırım.
Nobody ever told me I couldn't hack it.
Şimdiye kadar hiçkimse, beni böyle yaralamadı.