Now look at it translate Turkish
520 parallel translation
Now look at it.
Şimdi ona bak.
Now look at it.
Karta bakın.
Now look at it.
Bak şimdi ona.
I shot that bear and now look at it
Ayıyı vurdum ve bakın şuna.
I cleaned the kitchen this morning and now look at it.
Yine mi! Mutfağı sabah temizledim. şimdi haline bak.
You won't have to look at it. You're going home right now.
Hemen şimdi evinize gidiyorsunuz.
Well, now that you've had a good look at my face, how do you like it?
Bu kadar baktın suratıma, beğendin mi bari?
There was a time when our village was prosperous and happy. Look at it now.
O zamanlar köyümüz mutluluk ve refah içindeydi.Bir de şimdi bakın.
Now you'll look at it.
Şimdi onu göreceksin. Sana ruhumu göstereceğim.
Now I know why Tarzan said it was not good for man to look straight at sun.
Tarzan'ın "insanların doğrudan güneşe bakması iyi değildir," demesini şimdi anlıyorum.
You'd never think it to look at me now.
O günkü halim olsa yüzüme bile bakmazdın.
Now look at him! - It's a pretty baby.
Şimdi şu hâline bakın.
You'd never know it to look at her now.
Ona şimdi bakmadan bunu asla bilemeyeceksin.
Well, I shot at the bottle. Look, when you were a kid, I mean, even younger than when you are now, your mother ever tell you, it was rude to point?
Şişe vurdum. kaba gösterdi mi?
Look at the size of it now!
- Şunun boyutuna baksana!
Now look at it.
Bakın ne hale getiriyor.
I like to look at it now and again.
Ona arada bir bakmaktan hoşlanıyorum.
Now open your eyes and look at it hard!
Şimdi gözlerini aç ve iyi bak!
Well, now, let's look at it this way.
Buna şöyle bakabiliriz :
There was a great big matchbox, a-a-a huge one, and and Ian and I came to have a look at it and and then he sat on it, and there was this terrible noise, and he fell inside it and now he's gone!
Neler oldu? Kocaman bir kibrit kutusu vardı, en büyüğünden, ve Ian ve ben ona bakmaya gitmiştik Sonra o içine girdi, korkunç bir ses duyduk, ve o orada kaldı.!
That's got it, now let's have a look at you.
Bu işini gördü. Hadi sana bir bakalım.
I had to repair that wretched thing and now look at it, I can't see a thing!
Hiç bir şey göremiyorum.
I just want to take it out of the vault, all alone, just look at it now and then.
Onu herşeyden sakınarak, tek başıma uzun uzun seyretmek istiyorum.
Now whether this is some reaction to his medication... it's certainly something we'll have to look at.
Tedaviye gösterdiği tepki bu olduysa... kesinlikle bakmamız gereken bazı şeyler var.
Now look at it on the oscilloscope.
Dalgaölçerden bir bakalım.
Now, you go in there and you get some paper and you're gonna draw a diagram of that prison and I'll look at it.
Şimdi sen oraya gir ve biraz kağıt getir ve hapishanenein bir diyagramını çizeceksin ve ben inceleyeceğim.
Well, the way I look at it like I've known Jerry for what? Four or five, six months now. When he moved into the family group that I was alr...
Şey, Jerry hakkında düşündüğümde, aklıma gelen, 4 ya da 5 ay kadar önce, benim grubuma taşındığında,... ilk başta... ilk başta hemen onu tanımam gerektiğini,
You see, Mrs Williams, now that a murder's been committed it's my job to look at this case from all possible angles.
Aslında Bayan Williams, artık bir cinayet olduğundan davaya her açıdan bakmak... -... benim görevim.
And wakes it now to look so green and pale at what it did so freely?
Şimdi de uyanıp, yemyeşil, soluk bir suratla, neler yaptığına mı bakıyor?
Marka's gone, and now I have Rosa, and it makes me happy just to look at her.
Marka gitti, şimdi Rosa var sadece ona bakmak bile beni mutlu ediyor.
Look at it now.
Bir de şimdiki haline bak.
- I think you'd better look at it now, sir.
- Şimdi görmeniz daha iyi olabilir efendim.
It is not raining now, but... look at those clouds. It's going to rain again any minute.
Şu an yağmur yok, ama her an yeniden başlayabilir.
Now look at the ceiling, you'll see it appear.
Şimdi tavana bak, orada belirecek.
Now in the fall... now in the fall... it may be possible to take another look at the situation.
Sonbahar geldiğinde... Sonbahar geldiğinde duruma tekrar bakmak mümkün olabilir.
Girls, I want big smiles now. Look at the audience. That's it.
Kızlar şimdi kocaman bir gülümseme istiyorum.Seyircilere bakın.İşta böyle.
I'm going down to take a look at it now.
Ben şimdi tekneye göz atmağa aşağıya iniyorum.
I'd come far and through many adventures to see it and now I did not like the look of it at all!
Onca serüvene bunları yaşamak için mi katıldım şimdiye kadar yaşadıklarımızdan sonra, bundan pek hoşlandığım söylenemez.
Look at that, it's happening right now.
Şimdi oluyor.
Now, uh, look it over, and sign at the bottom.
Bir bakın ve alttaki bölümü imzalayın.
Just look at it now.
Şimdi şuraya bir bak.
I've practically got the whole poem now, if you wanted to look at it.
Şiiri neredeyse bitirdim artık, bir bak istersen.
"Would you look at this filth?" Now, I've already been in the room five hours. She wants me to look at it.
Beş saattir oradayım ve ona bakmamı söylerdi. "Baksana şuna dedim!"
Look at it now 17th of July, doomsday
Baksana! 17 Temmuz'da kıyamet kopacak!
Now, look at it.
Şimdi bir bakın.
- Now did you get a look at it?
- Sen baktın mı peki?
Look, Mom's staring at me right now, so can I talk about it later to you?
Bak, annem şu anda bana bakıyor, seninle sonra konuşabilir miyiz? Evet.
Now you can get a close look at it.
Şimdi yakından bakabilirsiniz.
Now that I look at it, I'm disappointed.
Şimdi şuna bakıyorum da, biraz hayal kırklığına uğradım.
First you tell me you want me to look at it, now you won't let me.
İlk önce, bunu getiriyor ve bakmamı istediğini söylüyorsun şimdi de izin vermiyorsun.
Would it be too much trouble to ask you to look at them now?
Bir göz atmanızı istemek çok mu olur acaba?
now look 431
now look at this 39
now look at us 22
now look at me 60
now look at you 52
now look here 98
now look what you've done 54
now look at him 27
now look what you did 19
look at it 733
now look at this 39
now look at us 22
now look at me 60
now look at you 52
now look here 98
now look what you've done 54
now look at him 27
now look what you did 19
look at it 733