English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On fire

On fire translate Turkish

9,308 parallel translation
Her dragon flame burned so hot that there's one tree still on fire half a lifetime later.
Ejderha ateşi öylesine sıcaktı ki bunca yıl sonra bile, orada hala yanmakta olan bir ağaç var.
So, there's a tree I burned that's still on fire.
Demek benim yaktığım ve hâlâ yanmakta olan bir ağaç var.
I am on fire!
Yanıyorum!
Oh, oh! I was trying to cook my oatmeal with a road flare, but it caught on fire.
İşaret fişeğiyle yulaflı yemeğimi pişirmeye uğraşıyordum, ateş aldı bir anda.
Then all the youth of England were on fire.
O vakitler tüm İngiliz gençliği alevler içindeydi.
Your house is on fire, your child has flown.
Eviniz ateşe verildi. Çocuğunuz uçup gitmiş.
- Laverne's on fire today.
Laverne bugün çok huysuz.
It's just gonna be a lot of drinking, poker, guys lighting their farts on fire...
Bir sürü içki içip poker oynayacağız sadece. Osuruklarını ateşe verecekler falan.
It says here that Dubrovensky was dead before he was lit on fire.
Burada yazana göre Dubrovensky yakılmadan önce ölmüş.
See, our victim was lit on fire.
Biliyorsun, kurbanımız ateşle yakıldı.
Forgive me. Sets my nerves on fire.
Sinirlerimi parçalıyor.
Wake up, the house is on fire.
Uyan. Ocağımıza ateş düştü.
No, bastard drank a boatload of gasoline, then lit himself on fire.
Hayır serseri bir bidon benzin içip kendini ateşe verdi.
Good.'Cause I would've set you on fire if you'd said yes.
Güzel. Çünkü eğer evet deseydin seni ateşe verirdim.
That's probably why he set the house on fire.
Belki de yangını da bu yüzden çıkarmıştır.
Is my face on fire?
Yüzüm yanıyor mu?
Is my tongue on fire?
Dilim de mi yanıyor?
'Cause your pants are on fire, liar, liar.
Çünkü kıvıracağım diye paçaların tutuştu, yalancı çoban.
Oh, you know, you'd think the house was on fire.
- Bir de, ev darmadağın olur diyordun.
It's a beautiful bird that at the end of its life, settles into a nest and sets itself on fire... and a new phoenix is born from the ashes.
Hayatının sonunda bir yuvaya girip... kendisini ateşe veren ve onun küllerinden... doğan yeni bir anka kuşu.
Mainly because my skin is on fire from all the poison ivy in this tree.
Çünkü bütün derim ağaçtaki zehirli sarmaşıktan dolayı yanıyor şu an.
Hey, you'll set me on fire.
Hey, beni yakacaksın.
When the rogues don't set the woods on fire, we cut them all to the ground.
Serseriler ormanı ateşe verdiğinde hepsini kesmek zorunda kaldık.
The roof, the roof, the roof is on fire!
Yangın var, yangın var ben yanıyorum.
And now seeing as you are both lettered, you ought to get on fine, like a house on fire.
Ve şimdi ikiniz de birbirinizi çok iyi tanıyorsunuz
It's not on fire.
Yanmıyor.
I'll have to shred them or set them on fire the next time I do the laundry.
Bir dahaki sefer bunları temizlerken yakmamız ya da lime lime etmemiz gerekecek.
Artery gushed like a fire hose till I got a tourniquet on it.
Arterler turnike yapana kadar yangın hortumu gibi kan fışkırtmaya devam edecektir.
It's against fire code to put your own lock on the door.
Kapınıza kendi kilidinizi takmak kurallara aykırı.
Captain Hanover took on heavy fire after that.
Sonrasında Yüzbaşı Hanover ağır ateş altında kaldı.
Captain Hanover took on heavy fire after that, one to the shoulder, one to the arm.
Sonrasında Yüzbaşı Hanover ağır ateş altında kaldı. Bir tane omzuna, bir tane de koluna.
The real Madame de Clermont died in a fire ten years ago.
Gerçek Madame de Clermont on yıl önce bir yangında ölmüş.
Because I dunno what your plan was with that gun, but there's about four feet of new wet snow on top of the ice crust, so if you fire that thing, I guarantee you it's gonna trigger an avalanche.
Seni enayi. O silahla ne yapmayı planlıyorsun bilmiyorum ama buz örtüsünün üstünde iki metrelik yeni, ıslak kar var.
One night, we get called to a structure fire on South Racine.
Bir gece, Güney Racine'de bir bina yangınına çağrılmıştık.
I went against my father to become a police officer. Now if they fire me.. .. he'll make me cook bread on the hot stove.
Polis memuru olmaya karar verdiğimde babamı karşıma aldım.... sıcak bir soba üzerinde ekmek pişirir gibi beni döver.
Previously on AMC's Halt and Catch Fire...
Halt and Catch Fire'da daha önce...
Okay, wait... hey, this time, okay, on three, fire your tank.
Tamam, bekle. Bu kez üç deyince tankını ateşle.
The return address on the envelope was the site of the McFarland fire where your father died.
Zarfın üzerindeki gönderenin adresi babanın öldüğü yer olan McFarland yangınının yerini gösteriyor.
Was it the school fire at August Ele- - Elementary on 38th, about... 8 or 9 years ago?
38. sokaktaki August Ele İlkokulundaki... yangın mıydı ;?
Olinksy says Gish has old burn scars from a fire on his arm.
Olinksy, Gish'in kolunda yangından kalma yaralar olduğunu söyledi.
The Uber driver wouldn't go past the fire hydrant on the corner.
Özel şoförüm köşedeki yangın musluğundan ileri gidemedi.
A fire retardant gel- - it's sprayed on the outside of homes that are in the pathway of an oncoming brushfire.
- Yangın geciktirici jel. Yaklaşan çalı yangınlarının geçeceği yerlerdeki evlerin dışına sıkılır.
Come on, you can't fire Larry.
Hadi ama, Larry'yi kovamazsınız.
Okay, on my signal, I'm gonna draw his fire.
Tamam, işaretimle, onu kendime çekeceğim.
~ Hi, yeah, there's going to be a fire drill in ten minutes. ~ OK.
- Merhaba, evet, on dakika sonra yangın tatbikatı olacak.
From now on... until the cause of fire is confirmed... items related to Officer Ahn cannot be presented.
Yangının sebebi belirlenmeden Ahn Chan Soo'yu suçlamamalısınız.
Pull the investigative team from the Olympics and focus on the fire explosion case.
Soruşturma ekibini Olimpiyatlardan al ve patlama davasına odaklanın.
I'm out on the scene of Han River waste factory which claimed the lived of many and injured many others through a mysterious explosive fire.
Birçok kişinin yaşadığı ve patlama sonucu yaralandığı iddia edilen Han Nehri yakınındaki fabrikanın olduğu bölgedeyim.
Fire on me if we fall dead.
Ölürsem hemen ateş açın.
( Hockley ) : Fire on my command!
( Hockley ) emrimle Ateş!
This ceiling debris, the deepest char is on the top, not the bottom where the fire started.
Tavanın enkazından çıkan kömürler en tepede. Yangının çıktığı yerde, dipte değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]