On the way home translate Turkish
1,269 parallel translation
So, if I were you, I'd pick up some change-of-address forms on the way home.
Yerinde olsam, eve dönerken adres değişikliği formu alırdım.
You what? We will discuss everything on the way home.
Bunları eve dönerken konuşuruz.
I mean, how many god dam stores do you pass on the way home from school...
"Yani, okuldan eve dönerken o kadar lanet dükkândan birine uğrayabilirdin" "
It's quiet and it's on the way home.
Sessiz ve yolumuzun üstünde.
Maybe I can get knocked up again on the way home.
Belki yolumuzun üzerinde bir başka sıkıntı daha bulurum.
You mind if I drive real slow on the way home? I'd like to pretend it's a vacation.
Eğer eve dönerken gerçekten yavaş gidersek, bunun sana bir tatil gibi olmasını sağlayacağım
This is Johnny Phoenix for the XFL reminding fans here at Prudential Stadium to be safe on the way home.
Ben XFL'den Johnny Phoenix. Taraftarlara eve dönerken dikkatli sürmelerini hatırlatırım.
I like a wee Mars bar on the way home.
- Eve dönerken çikolata alacağım.
You can buy it on the way home.
Eve dönerken alabilirsin.
- Hi, we are on the way home.
- Selam, eve geliyoruz.
I sort of ran into something on the way home.
Eve gelirken bir yere çarptım.
If you want, I can pick up the right size on the way home.
Eğer isterseniz, eve giderken doğru bedeni alabilirim.
What if I get in an accident on the way home?
Ya eve giderken kaza geçirirsem?
And on the way home we'll pick up some fresh-ground coffee, too.
Eve dönerken taze çekilmiş kahve de alacağız.
Look, I know we're having a thing here, and I know you hate me... but be civil, at least through dinner... and then on the way home you can pull a Menendez.
Aramızda bir şey var biliyorum ve benden nefret ediyorsun ama medeni davran, en azından yemek bitene kadar eve dönerken Menendez gibi davranabilirsin.
He didn't say a word on the way home and now I just can't find him anywhere.
Eve dönüş yolunda Tek kelime konuşmadı Ve şimdi onu hiç bir Yerde bulamıyorum
On the way home, I decided to brave the afternoon heat to see if my shoe repair guy could do anything about my old soles.
Öğle yemeğinden sonra eve dönerken, öğleden sonra sıcağından kaçmak için.. ... en sevdiğim ayakkabı tamircisine uğrayıp eski ayakkabılarım için bir şey yapabilir mi diye sormaya karar verdim.
I think it'll hit him on the way home.
Bence eve dönerken etkilenecek.
I hit the deli on the way home.
Gelirken markete uğradım.
Hey Bob. You know, I saw a stereo-place for selling on the way home today.
Hey Bob, bugün eve gelirken satılık bir stereo mağazası gördüm.
For all I know, he talked to himself on the way home.
Bildiğim kadarıyla, eve giderken yolda da kendi kendine konuşmaya devam etti.
He was saying the same thing on the plane on the way home.
Eve dönerken uçakta da aynı şeyi söyledi.
I'm gonna try to catch her on the way home, see if she wants to get a drink.
Çıkışta onu yakalamam gerek, belki benimle bir içki içmek ister.
Should you want any peanuts to snack on on the way home,
Yolda atıştırmak için fıstık ister misin,
But then, on the way home...
Ama sonra, eve dönerken...
On the way home from the game.
- Tamam, maçtan dönerken kestiriveririm.
My Buddhist name is Jisan. I am glad to have company on the way home.
Benim adim budistce Jisan.Eve donusumde yanliz olmadigim icin mutluyum.
I went by our station on the way home.
Benzin istasyonumuzda durdum.
It's on the way home
Yolumuzun üzeri.
You wait for her regardless You drink togehter on the way home
Onu koşulsuz bekliyorsun. Eve dönerken birlikte içiyorsunuz.
On the way home with turkey in hand was the happiest moment in my life.
Elimde hindiyle eve dönüşüm hayatımın en mutlu anıydı.
- No, I'll get something on the way home.
- Hayır, eve giderken bir şeyler alırım.
No, I'll get something on the way home.
Hayır eve giderken yoldan bir şeyler alırım.
I'll explain on the way home.
Eve giderken anlatırım.
I'll probably grab a Happy Meal on the way home.
Eve giderken çocuk mönüsü alacağım.
last night, we were on our way home from the airport...
Dün gece havaalanından eve gidecektik...
Group 6 is probably on their way home now with the radio jammed.
Filo 6 şu anda geri dönüyor olmalı, ama telsizle bildiremiyorlar.
On the way to Chunhyang's home, a wide, dusty road leads into a trail, while the moonlight seeps through the clouds.
Kabul olsun dileklerimden birisi. Lütfen, kızımı kurtarsın böylesi.
I rode the last train for Sadang everyday on my way home.
Sadang'a giden en son trene binmiştim.
She said she wants you to stop by the store on your way home.
Eve giderken markete uğramanı istedi.
The plane has safely landed in Cuba, and all Americans aboard are on their way home, except one couple - a fat man who is inexplicably married to an attractive redhead.
Uçak güvenli bir şekilde Küba'ya indi, içindeki tüm Amerikalılar evlerinin yolunu tuttu, anlaşılamaz bir şekilde şişman adamın biri ve kızıl saçlı çekici bir kadın hariç.
I'll stop by the pharmacy on my way home.
Eve giderken eczaneye uğrarım.
Well, my father stopped in at the pub on his way home from work...
Bir akşam babam işten dönerken bara uğramış...
Or, um, or how about the telepathic pitcher plant that made us think we were on our way home right before it tried to eat the ship.
Ya da, um, ya da bizim gemiyi yutuncaya kadar bizi eve götürecek bir yol olduğunu sandığımız telepatik bitkiye nedimeli?
My program malfunctioned, and you canceled a lecture on Vulcan and came all the way home to repair me.
Programım arızalandı, Vulcan konferansını iptal edip, eve beni tamir etmeye geldin.
We came to check out the buildings on our way home from camping.
Kamptan dönerken şu binalara yakından bakalım dedik.
I thought we'd go to bergdorf's on the way home.
Beni ara.
On the way home.
Eve dönüş yolunda.
It's right on the way home.
Yolumun üzerinde.
The stench of park ribs and alcohol in the subway on my way home to Inchon
Inchon'a evime giderken metroda kokan iğrenç pirzola ve alkol kousu.
I didn't spend the last ten years looking for a way to get this crew home earlier so you could throw it all away on some intergalactic goodwill mission.
Son on yılımı bu mürettebatı daha erken evine götürebilmek için bir yol aramaya harcamadım, bu yüzden bazı galaksiler arası görevleri elinin tersi ile fırlatıp atabilirsin.
on the whole 55
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the other 48
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the bench 17
on the right 145
on the other 48
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the back 61
on the phone 192
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the inside 58
on their own 19
on the back 61
on the phone 192