Promise me something translate Turkish
450 parallel translation
Promise me something.
Bana söz ver.
- Will you promise me something?
- Bana bir söz verir misin?
Now listen, I'm going to Judge Cullman's, but I want you to promise me something.
Dinleyin, şimdi Yargıç Cullman'a gidiyorum, ama bana bir söz vermenizi istiyorum.
- l want you to promise me something.
- Bana bir söz vermeni istiyorum.
Promise me something.
Bana bir söz ver.
Maud, I want you to promise me something.
Maud, bana bir konuda söz vermeni istiyorum.
But first you've gotta promise me something.
Ama önce bir konuda bana söz vermelisin.
- You must promise me something.
- Bana bir söz vermelisin.
Only you got to promise me something!
Ama bana bir söz vermen gerek!
Would you promise me something?
Bana bir söz verir misin?
Harold, I want you to promise me something.
Harold, bana bir söz vermeni istiyorum.
But first promise me something.
Ama önce bana bir şey için söz ver.
But now, Toby, I want you to promise me something.
Ama şimdi Toby... Bana bir şeyin sözünü vermeni istiyorum.
Promise me something?
Bana bir söz verir misin?
- I want you to promise me something.
- Bana söz vermeni istiyorum.
Harry, promise me something.
Harry, bana söz ver.
That's why I want you to promise me something, that you'll hold off until I can give you a few pointers... before getting into the old ball game.
Bu nedenle bana bir söz vermeni istiyorum. Sana vereceğim öğütleri dinleyip anlayana kadar oyuna başlamayacaksın.
Promise me something, baby.
Bana bir söz ver bebek.
I want you to promise me something because you have a wonderful heart.
Senden bir şey isteyeceğim. Çünkü senin harika bir kalbin var.
I want you to promise me something.
Bana bir söz vermeni istiyorum.
- Promise me something.
- Bana söz ver. - Duruma bağlı.
Will you promise me something?
Bana bir söz verir misiniz?
Promise me something?
- Bana bir söz verir misin? - Nedir?
Will you both promise me something?
İkiniz de bana bir söz verir misiniz?
Did you promise me something?
Bana bir şey için söz verdin, değil mi?
I want you to promise me something.
Bana bir konuda söz vermeni istiyorum.
Richard, Emmeline, I want you both to promise me something.
Richard, Emmeline, ikiniz de bana söz vermenizi istiyorum.
- Here. Will you promise me something?
Bana bir söz verir misiniz?
But I want you to promise me something.
Ama bana birşey için söz vermenizi istiyorum.
Then promise me something.
o halde bana bir şey için söz ver.
Okay, but first promise me something.
Tamam ama önce bir söz ver.
Promise me something, Julián.
"Bana bir söz ver, Julián."
No! I love you so much. And I want you to promise me something.
Seni çok seviyorum ve senden bir şey için söz vermeni istiyorum.
Now, look, promise me something.
Bak bir şey için söz ver!
- Will you promise me something?
- Bir şeye söz verir misin?
Then promise me something, just one thing :
O halde bana birşeyin sözünü ver, sadece tek birşey :
Promise me something.
Bana bir şey için söz ver.
There's something you must promise me.
Senin de söz vermen gereken bir şey var.
If I tell you something, will you promise not to laugh at me?
Gülmeyeceğine söz verirsen sana bir şey söyleyeceğim?
Promise me we'll go to a seedy place. I want to see something exciting.
Batakhane tarzı bir yer olsun, eğlenceli şeyler görmek istiyorum.
Granddad, if you promise me Anders and Anne can have each other, then I'll promise you something that will make you really happy.
Dede, Andersle Anne'in birbirlerine kavuşacağına söz verirsen, ben de sana bir söz vereceğim. Seni mutlu edecek.
But I just need something, some sort of promise, that when you do come back, you're coming back for me.
İhtiyacım olan şey, bir çeşit söz vermen. Geri geldiğinde, benim için gelmen.
If you get something for her promise you'll show it to me.
Ona bir şey getirirsen, bana göstereceğine söz ver.
You have to promise me that you will not do something... you will later regret.
Daha sonra pişmanlık duyacağın bir şeyler yapmayacağına dair söz vermek zorundasın.
Sam I want you to promise me something.
Sam... bana bir söz vermeni istiyorum.
It's something special this time. And you must promise me you'll accept it.
Bu seferki çok özel ve kabul edeceğine söz vermelisin.
You must promise me that, Mieze, you must try to do something because Reinhold is one of them,
Kimin aklına gelirdi ki? Ne oldu? Yok bir şey.
You must promise me that Mieze : You must try to do something, because... Reinold is one of them.
Söz ver bana, Mieze bir şeyler yapmaya çalışacaksın çünkü Reinhold da onlardan biri.
Here. But you must promise me something.
03 01 : 14 : 56 : 15 Ama bana bir söz vermelisin.
Chris, if I tell you something, you promise to believe me?
Chris, bir şey söyleyeceğim, bana inanacağına söz verir misin?
Look, if I promise him something, don't make me look like an asshole.
Ona bir söz vermişsem, beni bir aptal gibi gösterme.
promise me 643
promise me you'll be careful 18
promise me one thing 53
promise me that 30
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
promise me you'll be careful 18
promise me one thing 53
promise me that 30
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90