Protecting me translate Turkish
764 parallel translation
After protecting me while looking at me strictly as a marble safety hideout, once you think you can live again, can you get lost on your own?
Mermerden yapılmış bir sığınak olarak gördüğün beni koruduktan sonra... -... kendi isteğinle gidebilir misin?
Did you just say that you're protecting me?
Beni koruduğunu mu söyledin?
You said you're protecting me, right?
Beni koruduğunu söyledin değil mi?
It's a road that you need to travel down if you're going to keep protecting me.
Beni korumak için yürümen gereken bir yol.
My earliest memory is Reg, always there, looking after me, protecting me.
İlk anım Reg'le ilgili, hep vardı, beni gözetir, korurdu.
- Thank you for protecting me.
- Beni koruduğun için sağol.
I said, thank you for protecting me.
Dedim ki, beni koruduğun için sağol.
Really, sir, you needn't start protecting me from molestation.
Gerçekten, beyefendi, beni tacizden korumanıza hiç gerek yok.
I reckon the good Lord was a-protecting me, sir.
Sanırım ulu tanrı beni esirgiyordu, komutanım.
He was protecting me.
Beni korumak istiyordu.
- Always helping and protecting me.
Hep bana yardım edip, beni korumuştur.
Imagine how confused the Nazis will be to see you protecting me.
Naziler beni koruduğunuzu görünce nasıl şaşıracaklar biliyor musunuz?
Of course I do, as much as you expect me to believe you were protecting me from Marvin all morning.
Elbette bekliyorum. Çünkü, beni tüm sabah boyunca Marvini oyalayarak koruduğuna inandırmaya çalışıyorsun.
Dear, Brother Lu was protecting me all the while. He stood up like a shield... and got slashed, yet he wouldn't budge.
Fang Gang, Lu Kardeş hayatı pahasına, beni korudu önlerinde bir duvar gibi durdu o olmasaydı, şimdi hayatta olmuyacaktım.
You're protecting me?
Beni mi koruyorsun?
It was Gruber's way of protecting me.
Bu, Gruber'in beni koruma yöntemiydi.
The counter that separates me from the crowd is like a barricade protecting me from the hordes on the other side.
Bu banko. Beni kalabalıktan koruyan bir engel. Çünkü insanlar beni hep korkutmuştur.
Listen here, I have the infamous assassin, Shino protecting me.
Bana bak, yanımda beni koruyan kötü şöhretiyle meşhur suikastçi Shino var.
I'm protecting me!
Kendimi koruyorum!
You're protecting me from the dishonest buggers, ain't ya?
Siz beni dürüst olmayan ibnelerden koruyorsunuz, değil mi?
Stop protecting me.
Beni korumaktan vazgeç!
I felt like you were protecting me for real.
Neredeyse beni gerçekten koruduğunu sandım.
Maggie, here are the sleuths that are protecting me from this secret assassin.
Maggie, bu beyler beni gizemli suikastçıdan koruyan dedektifler.
I had this feeling that if I had gone any further... that there was something out there protecting me.
Daha fazla zorlamış olsaydım orada beni koruyan bir şey varmış gibi hissettim kendimi.
Protecting me.
Beni koruyorsun.
Sam's been protecting me from Yong
Sam beni Yong'a karşı korudu.
This is Bill's idea, a sudden obsession with protecting me.
Bill'in fikriydi bu, güvenliği saplantı haline getirdi.
- Mr. Data's protecting me.
- Bay Data bu gece beni koruyor.
Or are you protecting me?
Beni mi koruyorsunuz?
Protecting me?
Beni mi koruyordun?
Cynical threats, pretending that you're protecting me.
Üstü kapalı tehditler, beni koruma numaraları.
If you're protecting me, here I am.
Beni koruyorsan, işte buradayım.
- I thought you were protecting me.
- Beni korursunuz diye düşündüm.
I just want to thank you for protecting me.
Sadece beni koruduğun için, teşekkür etmek istedim.
The men talk about protecting our women... and then after what happened to me, Frank went to a political meeting.
Erkekler hep kadınları korumaktan bahsedip dururlar ama başıma gelenlerden sonra Frank, siyasi bir toplantıya gider.
You can't help me by protecting my father.
Babamı koruyarak bana yardım edemezsin.
And don't give me that baloney about protecting a client.
Sakın bana müşterini koruma masalını anlatma.
I've been protecting him since that conversation on the train when he told me how much he hated his wife.
Trendeki sohbetimizden beri onu hep korudum. Karısından nefret ettiğini söylemişti.
- Who you protecting, him or me?
- Onu mu, beni mi koruyorsun? - Kendimi.
Maybe it's not me he loves, but he's simply protecting himself.
Belki de beni sevmiyor, belki sadece kendisini koruyor.
Not counting the times they've tried to stop me from discovering what Kananga's protecting.
Beni Kananga'nın neyi koruduğunu bulmamam için kaç kez durdurmaya çalıştıklarını ise saymıyorum.
They told me in town you're interested in protecting buzzards.
Bana bu durumun tamamen seninle ilgili olduğunu söylediler.
Let me guess, you were protecting Mace.
Dur tahmin edeyim, Mace'yi koruyordun.
You should thank me for protecting you.
Seni koruduğum için bana teşekkür etmelisin.
Why, Carl, are you protecting the Escalantes? The Escalantes gave me their trust and their friendship.
- Çünkü onlar bana güvenip, dostluk gösterdi, saygınlık kazandırdılar.
22 years she kept a secret, protecting a bum like me.
Benim gibi bir serseriyi korumak için 22 yıl bu sırrı sakladı.
It's for protecting. Listen to me.
Büyük bir tehlike içindesin.
It seems to me inconceivable what it links it was protecting the Inglethorp.
Inglethorp'u korumak istemesi akıl almaz olurdu.
I'll stop protecting you when you tell me Curzon was guilty.
Curzon'un suçlu olduğunu söylediğin zaman seni korumayı keseceğim.
And if you'd told me that just one year later, they'd be gone, I'd be wearing this uniform, up here in charge of protecting some wormhole...
Keşke, uğrayıp bana deseydin ki, sadece bir yıl sonra onlar gitmiş olacak,... bu üniformayı giyeceksin,... istasyonda Göksel Tapınağı...
Forgive me for being blunt, but when it comes to protecting the house to which I have pledged my life I trust no one.
Dobralığımı mazur görün ancak iş hayatımı adadığım evi korumaya geldiğinde kimseye güvenmem.