English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Prêt

Prêt translate Turkish

14 parallel translation
Tomorrow is the first day of the prêt-à-porter collections.
Yarın hazır giyim koleksiyonlarının sergilenmesinin ilk günü.
With the absolute poise of an architect's desk lamp. Are you here for the prêt-à-porter?
Tıpkı bir mimarın masa lambası asaletiyle.
This is a shocking prelude to the spring prêt-à-porter collections, the glittering spectacle Olivier de la Fontaine choreographed each season for a cast of thousands.
Bu bahar sezonu hazır giyim koleksiyonu için şok edici bir açılış. O, her sezon binlerce modelden oluşan muhteşem defileler organize ederdi.
This is a shocking prelude to the prêt-à-porter collection, the glittering spectacle Olivier de la Fontaine choreographed each season for a cast of thousands.
Bu hazır giyim günleri için şok edici bir açılış oldu. Olivier de la Fontaine her sezon binlerce modelden oluşan muhteşem defileler organize ederdi.
These bizarre circumstances have cast a strange pall over fashion week here in Paris, where it's difficult to eclipse the epic drama of the prêt-à-porter.
Bu garip olaylar burada, Paris'te moda haftasının üzerine kasvetli bir bulut gibi çöktü. Hazır giyimin epik dramasını gölgede bırakmak pek de kolay bir şey değildir.
I actually think that the whole thing behind all of this prêt-à-porter and all of this thing is about women trying to be beautiful.
Evet. Ben bütün bu hazır giyimin ve bunun gibi şeylerin altında kadınların güzel olmaya çalışmalarının yattığını düşünüyorum.
It's prêt-à-go-go-go-go-go.
Gitmeye hazır.
Olivier de la Fontaine, headde la Chambre Syndicale du Prêt-à-porter et de la Haute Couture for the past 28 years, has merely choked on a ham sandwich, leaving the Paris fashion world stunned and saddened.
Son 28 yıldır Haute Couture Hazır Giyimciler Birliği'nin başkanıydı. Bir jambonlu sandviçle boğuldu ve Paris moda dünyasını şaşkın ve üzgün bir halde bıraktı.
I'd say it's very prêt-à-porter.
Çok hazır giyim olduğunu yazacağım.
Well, it's, uh, prêt á manger.
Emrinize amade.
Vous êtes prêt?
Hazır mısınız?
"Je suis prest"...
Je suis prêt.
Je suis prest.
Je suis prêt.
Je suis prest.
"Je suis prêt".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]