English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pretty soon

Pretty soon translate Turkish

1,805 parallel translation
But pretty soon the lights are gonna come back on and we'll go back to being who we really are, right?
Ama yakında ışıklar yandığında asıl kimliklerimize döneceğiz, değil mi?
Pretty soon, one of them's gonna start to talk.
Pek yakında biri konuşacaktır.
I agree with that Senator Sanitorium, who says if we let this stuff go too far, pretty soon we'll be fucking dogs.
Bunları yapmalarına izin verirsek yakında köpekleri becermeye başlarız diyen Senatör Sanitorium'la aynı fikirdeyim.
be careful with this wine, because the way you two are looking at each other, pretty soon we're gonna have to... - put a high-chair right here.
Bu şaraba dikkat edin çünkü birbirinize bakışınız var ya yakın da sanki şey gibi buraya yüksek bir sandalye koy.
hey, be careful you two, because the way you two are looking at each other, pretty soon we'll have to put a high-chair over here.
Siz ikiniz, dikkatli olun çünkü birbirinize bakışınıza bakılırsa, buraya yüksek bir sandalye koymak zorunda kalacağız.
You know, pretty soon your wife will be nagging at you about doing one chore or another.
Yakında senin karında ev işleri yada başka Bir şey için seni azarlamaya başlayacaktır.
- Pretty soon, we won't have to. - Why's that?
- Çok yakında buna gerek kalmayacak.
Pretty soon they gonna stop thinking you're lucky, and she's gonna start asking questions.
Çok yakinda senin sansli oldugunu düsünmeyi birakip, sorular sormaya baslayacak.
Pretty soon, we're gonna call in our favor.
Çok yakında, yaptığımız iyiliği geri çekeceğiz.
Jim Jones talked about going to the Promised Land and then, pretty soon, we were seeing film footage of Jonestown.
Jim Jones Vadedilmiş Ülke'ye gitmekten bahsetti kısa süre sonra da Jonestown'a ait video görüntüleri geldi.
And pretty soon she is walking.
Kısa süre sonra kadın yürüyordu.
And pretty soon she's running.
Hemen ardından da koşmaya başladı.
Pretty soon we were seeing film footage of the first crew that went down there.
Kısa süre sonra oraya ilk giden kafileye ait video görüntüleri geldi.
Pretty soon, we're going to call in our favor.
Yakında, sana emri vereceğiz.
Well, we should know pretty soon.
Yakında öğreneceğiz.
Pretty soon metrosexuality's going to hit Camden County, and when all the men start turning into half fruits,
Çok yakında metroseksüellik Camden Kasabası'nda çok popüler olacak ve bütün erkekler öyle olmaya başlayınca...
Pretty soon you guys will be gone.
Kısa bir süre sonra siz gitmiş olacaksınız.
Look, I really like Sandy, but you've just got to... you got to get him to quit this because pretty soon, it's going to be too late.
Bak, Sandy'yi gerçekten severim. ama sen gerçekten... onun bunu yapmasına engel olmalısın. Çünkü yakında çok geç olacak.
Well, hate me less but pretty soon it became "like".
Daha az nefret ediyorlardı aslında... oldukça yakın zamanda da hoşlanmaya başladılar.
He keeps talking, pretty soon I'm going to need some.
Konuşmaya devam ederse, yakında benim de ihtiyacım olacak.
Well, good. Because I suspect that pretty soon, not only will i be around during the middle of the night, but quite possibly during the day, as well.
Bu iyi, çünkü çok yakında gece boyu burada olmakla kalmayacağım gündüz de ortalıkta dolanacağım.
'Cause pretty soon, we're gonna call in our favor, unless you want to go back on our deal.
- Çünkü çok yakinda, yaptigimiz iyiligi, anlasmamiza uymazsan geri çekmek zorunda kalacagiz.
Pretty soon the show is compromised and it goes off the air.
Kısa bir süre içinde gösteriye leke düşer ve tamamen yayından kaldırılır.
'Cause pretty soon, there's not gonna be any of us left.
Çünkü yakında, bizden biri kalmayacak.
Pretty soon, ange.
Çok yakında, ange.
Pretty soon... she was everything to me.
Kısa süre sonra o artık benim için her şeydi.
Pretty soon... I'll be 19.
Çok yakında 19 olacağım.
Pretty soon, it will have dents and scratches.
Pek yakında, çizilecek ve bükülecek.
Pretty soon after that, she started telling me she was seeing her uncle.
Kısa bir süre sonra bana amcasını görmeye başladığını söyledi.
- Pretty soon.
- Çok yakın.
- It'll be vacant pretty soon.
- Yakında ev boşalacak.
Humans grow smaller as they develop, and pretty soon I'd be shrinking myself.
Ve çok yakında ben kendim de küçülecektim.
pretty soon, you're in a whole mess of lies.
Çok geçmeden boğazına kadar yalana batmış olacaksın.
We'll be back pretty soon.
Çok yakında döneceğiz.
It might be the clothes that you have. Yes, you might prefer something else and you might get something else pretty soon if you start feeling grateful for what you have.
ya da sahip olduğunuz giysiler, sahip olduğunuz için şükrederseniz, kısa süre sonra daha iyisine kavuşursunuz!
So pretty soon, he's back in your arms.
Yani kısa zaman sonra senin kollarına döndü.
The killing of sharks is the biggest ecological time bomb we're going to face pretty soon.
Köpekbalıklarının öldürülmesi yakında yüzleşeceğimiz, ekolojik anlamdaki en büyük saatli bombadır.
Because the last two people who saw this thing Died pretty soon after.
Çünkü o şeyi gören son iki kişi kısa süre sonra öldü.
You know, pretty soon Nathan's going to realize that playing college basketball's a lot more fun than playing house.
Çok yakında Nathan farkedecek ki... lise basketbolu oynamak, evcilik oynamaktan daha zevklidir.
- and pretty soon we will be, too.
... çok yakında biz de hasta olacağız.
I mean, the operation went really great and they got it out, no problem, and she's gonna be fine, and I'm gonna be able to see her pretty soon.
Ameliyat iyi geçti. Onu aldılar. Sorun yok.
I think they can get him up pretty soon.
Sanırım kısa süre içinde onu oradan çıkarırız.
And because things that are easy become habit... pretty soon we were usin the mailbox for all our trash.
Böyle şeyler kolaylıkla alışkanlık haline geldiği için, kısa zamanda posta kutusunu çöp tenekesi olarak kullanmaya başladık.
Pretty soon your private areas are going to blossom in wonderful ways.
Yakın zamanda hassas bölgelerin harika şekilde olgunlaşmaya başlayacak. Tamam.
You know, pretty soon, things are going to start to get back to normal.
Biliyorsun, çok yakında her şey normale dönmeye başlayacak.
Pretty soon, Ritchie's going to be calling for Angela in his sleep.
Çok yakında, Ritchie uykusunda Angela diye sayıklıyor olacak.
It's so pretty out here, sun will be down soon, so before it gets dark, happy Valentine's day.
Birazdan güneş batacak. Hava kararmadan önce... - Sevgililer Günün kutlu olsun.
The whole thing's pretty grisly if you ask me, Selling their things this soon.
Bana sorarsanız her şey bayağı bir ürkütücü, eşyalarını bu kadar çabuk satmak yani.
We'll see how pretty you are as soon as I punch a hole in your...
Yüzüne yumruğu yediğin zaman kimin daha güzel olduğunu göreceğiz...
They must want something pretty bad or else they would've started shooting as soon as they jumped in.
Çok istedikleri bir şey olmalı yoksa sıçradıkları anda... -... ateş etmeye başlarlardı.
Charlie, I'm getting pretty drunk, so if you like a girl who moves you better do me soon.
Charlie, oldukça sarhoş oldum. Eğer hareket eden biriyle sevişmek istiyorsan, beni hemen yapmalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]