English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pull him in

Pull him in translate Turkish

249 parallel translation
Ah, pull him in, can't you?
Çekin onu içeriye!
'You can pull him in for mine,'and that will square things all around.
Beni öldürmekle Suçlayabilirsiniz. Böyleye her şey yoluna girecek.
Come in alone, we'll pull him in after!
Dikkat et, başına bela alma.
Yes, pull him in!
- Evet, çekin!
Pull him in, then?
Tutuklayayım mı?
You'll pull him in on a rope.
Ona kolayca yetişirsiniz.
- Pull him in!
- Onu içeri çek!
"Will Graham made me write them " to pull him into a trap in Washington, District of Columbia.
Will Graham, ona tuzak kurabilmek için, bunları yazmamı istedi.
- I say pull him in, run a systems check.
- Bir sistem kontrolü yapalim.
Pull him in!
Onu yukarı çek.
Then you just pull him in.
Sonra da onu getir.
If Thad Beaumont shows up, you pull him in on suspicion...
Thad Beaumont gelirse onu tutuklayın...
Pull him in! Pull him in!
İçeri çek, içeri çek!
Pull him in! Grab him by his jacket, Terry.
Can yeleğinden tut, Terry.
Pull him in!
Kurtar onu!
Get him in! Pull him in!
İçeri al onu!
Pull him in, pull him in.
Sıkıştır, sıkıştır.
Pull him in!
İçeri çekin! İçeri çekin!
Pull him in, Murph.
Çeksene, Murph!
Pull him in.
İçeri çekin!
Pull him in, Brian!
Onu geri çek.
Phil was trying to pull a trick that's too slick for his own good... so I come over here to head him off.
Phil'in, boyundan büyük işlere kalkıştığını biliyordum. Ona yardım etmeye gelmiştim.
Do not let them pull you in. But if he takes a sock at ya, let him have it.
Sakın dalaşma onunla ama sataşacak olursa, gösterirsin ona.
If you had that accident policy and tried to pull a monoxide job... We've got a guy in our office named Keyes. For him a setup like that'd be just like a slice of rare roast beef.
Onun için böyle bir düzmece çantada kekliktir.
A boy may be warm in bed, he may pull the clothes over his head, but that young man will softly creep his way to him and tear him open!
Çocuk sıcacık yatağında yatıyor olabilir. Çarşafları da başının üstüne çekmiş olabilir. Ama bu genç adam ona sessizce yaklaşıp...
What do you want to do, put Schneider on a rack? I want to put him in the electric chair... where he belongs, and pull the switch myself. No.
Ne yapmak istiyorsun, Schneider'a işkence etmek mi?
Have him act as marshal till you pull out in the fall.
Sonbaharda gidişinize kadar onu şerif yapın.
I heard you beat up that poor little boy in the woods... and it took all three of the Fern sisters to pull you off him.
Ormanda zavallı çocuğu dövmüşsün üç Fern kardeş elinden zor almış.
And pull them down with him in the lake.
Ve onları gölün dibine kendisiyle birlikte çekecek.
You pull the trigger once, your target gets seven holes in him.
Tetiği çekiğin anda hedefin delik deşik olur.
Uh... Pull it up and reel him in. Good.
Uh... yukarı çek ve içeri sar, iyi.
I'll pull Humbert in for questioning, confront him with those safebreakers. But I feel that's going to be a formality.
Humbert'ı içeri alırım, onu genç kasa hırsızlarıyla yüzleştiririm ama bu sadece formalite olur.
I am asking you to give him a few short, tiny weeks out of your life, till I get the house in Memphis straight so he can't pull out.
Ben Memphis'teki evi ayarlayana dek senden ona hayatının birkaç haftasını vermeni istiyorum ki vazgeçmesin.
Bye, John. Pull thejob without him and write me... when you're back in stir so I'll know where you are.
İşi o olmadan yap ve hapse geri döndüğünde... bana yaz ki nerede olduğunu bileyim.
Deep enough so that someone could put a gun in his hand without waking him and then pull the trigger.
Birinin uyandırmadan eline bir tabanca tutuşturabilecek ve tetiği çekebilecek kadar derin.
The stick stuck him in the butt and he can't pull it out. "
Kazık kıçına girdiği için onu çıkaramamış.
Pull in front of him.
- Önünü kes Jonathan.
I saw him once go in there and pull out a guy's spine and show it to him.
Bir keresinde birinin bel kemiğini çekip çıkardığını ve ona gösterdiğini gördüm.
You want me to go back in that tunnel and pull him out by his hair?
Oraya gidip saçlarından sürükleyerek çıkarmamı ister misin?
Don't let him pull you in.
Tuzağına düşme. Tamam.
You pull in someone like Spenser maybe scam him, maybe not.
Spenser gibi birini ağınıza düşürüp kazık atıyor, ya da atmıyorsunuz.
Fallout Boy will untie Radioactive Man... and pull him to safety... moments before he's hit with a 40-foot wall of sulfuric acid... that will horribly burn everything in its path.
Radyoaktif Serpinti Çocuk, 12 m yüksekliğindeki sülfürik asit duvarı yıkılıp ta her yeri yakıp yıkmadan Radyoaktif Adamın bağlarını çözeceksin.
For the rest of you, in the Trial Division or on the Executive Staff, if a cop or a detective needs a search warrant at 3 A.M.. you're to type it up... go to the judge's house, pull him off his wife or whoever else he's on top of... and get it signed.
Geri kalanlarınızsa, Mahkeme Bölümü'nden ya da idari işlerde olanlarınız ise gecenin üçünde bir polis ya da dedektifin arama iznine ihtiyacı olursa kalkıp izni yazacak ve bir yargıcın evine gidecek adamı karısının ya da her kimin üzerindeyse oradan çekip belgeyi imzalatacaksınız.
We have to pull him together in minutes, not in a lifetime.
Bu adamı birkaç dakikada kendine getirmelisin.
And when I saw him lying in the mud, I half-Expected him to pull me in, like he had planned it or something.
Onu çamurun içinde yatarken görünce beni de içeri çekmesini bekliyordum.
Fine. Then pull me in and pick him up.
Güzel.O zaman beni bu işten al.
Said he'd never been talked to like that before by anybody... and I said I didn't give a big hairy rat's ass... and if he ever called me again, I would track him down... roust him out of his bunk, pull his pants around his ankles... and spank him with a coat hanger... right there in front of his wife and children.
Daha önce kimsenin onunla böyle konuşamadığını söyledi. Ben de, bu hiç umurumda değil, dedim. Ve eğer beni bir daha ararsa, onu olduğu yerde bulacağımı... ve karısı ve çocuklarının önünde pantolonunu indirip... onu elbise askısıyla döveceğimi söyledim.
I had to beg to get in, but I think I have some pull with him.
Girmek için yalvarmam, ödünç almam ve çalmam gerekti.
We have to convince Jack to pull him Get McCloy in there
Onu geri çekmesi için Jack'i ikna etmemiz gerekiyor. McCloy'u oraya yolla.
But in doing so, his left guard, André Jackson, is going to pull and Falco will hit him with the ball in the back.
Fakat bu sırada soldaki savunma Andre pozisyonunu kaybediyor ve Falco'nun attığı top onun sırtına çarpıyor.
The cops, instead of taking him to the hospital, pull me in for smoking in the subway.
Polisler onu hastaneye götürmek yerine metroda sigara içtiğimden dolayı kafayı bana taktılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]