Pull him out translate Turkish
425 parallel translation
Pull him out! Pull him out.
Dışarı çekin!
I must pull him out.
Başı belaya girmemeli.
- Pull him out.
- Onu dışarı çıkar.
- We gotta pull him out of there.
- Onu çıkarmalıyız yani.
Get a tow truck and pull him out.
Şu işe bak? Bir çekici çağırıp götür.
Doctor, how long is it going to take you to pull him out of this?
Doktor, bundan kurtulması ne kadar zaman alacak?
Pull him out of there.
Phil onu oradan çıkar.
Pull him out when we open this door.
Biz kapıyı açınca çek.
If you try and pull him out through there you'll tear him to pieces.
Zorlar ve onu oradan dışarıya çekersen, adamı parçalarsın.
Pull him out!
Onu dışarı çıkartın!
We had to pull him out of her embrace from between her breasts.
Onu kadının göğüslerinin arasından çıkarmak zorunda kaldık.
We'd rather run, pull him out!
Sayıları bizden fazla, Geri çekilin!
Your power to pull him out of the nightmare he's galloped himself into.
Senin o çocuğu, kendi kendine, dörtnala gittiği o kabustan kurtarma gücün var.
- Pull him out.
- Onu sudan çıkarın.
We're gonna have to pull him out to take pictures.
Onu çıkarıp birkaç fotoğraf çekeceğiz.
Pull him out!
Çek dışarıya!
Did you guys pull him out?
Siz mi buldunuz?
Pull him out!
Dışarı çekin onu!
Pull him out.
Onu dışarı çek.
You want me to go back in that tunnel and pull him out by his hair?
Oraya gidip saçlarından sürükleyerek çıkarmamı ister misin?
Lock on to the Captain so I can pull him out.
Kaptan'a kilitlen ki, gerektiğinde onu hemen ışınlayabilelim.
Pull him out of there!
Çekin onu!
Pull him out!
Kenara çekin!
Pull him out!
Onu dışarı çek!
I can tell you more when we pull him out.
Dışarı çıkarınca daha çok şey söylerim.
Why didn't you pull him out?
Onu neden dışarı çekmedin?
Pull him out!
Onu çıkarın!
Pull him out!
Çıkart onu.
Pull him out!
Çıkarın onu!
If you're going to pull out on us, Alberto, maybe it's best that you don't kill him.
Su koyvereceksen Alberto, en iyisi onu öldürme.
Tell him to pull the machine gun out.
Makineli tüfeği çıkarmasını söyle.
They kept shouting at me to pull up the car... so I did, and they wouldn't get out for him.
Durdum ama onu almaya gitmediler.
My friend won't pull out unless I tell him to. And for purely venal reasons, that's the last thing
Arkadaşım ben söylemedikçe işi bırakmaz ve sırf bu işteki çıkarlarımdan dolayı aklımdaki en son şey budur.
Have him act as marshal till you pull out in the fall.
Sonbaharda gidişinize kadar onu şerif yapın.
Did you see him trying to pull my beard out by the roots?
Sakalımı koparmaya çalıştığını gördünüz mü?
I am asking you to give him a few short, tiny weeks out of your life, till I get the house in Memphis straight so he can't pull out.
Ben Memphis'teki evi ayarlayana dek senden ona hayatının birkaç haftasını vermeni istiyorum ki vazgeçmesin.
The stick stuck him in the butt and he can't pull it out. "
Kazık kıçına girdiği için onu çıkaramamış.
Pull over and I'm gonna punch him out.
Kenara çek de pataklayayım şunu.
No, I'm not gonna pull over so you can punch him out.
Hayır. Sen onu "pataklayasın" diye kenara çekmeyeceğim.
Tell him to pull out.
Ona gelmesini söyle.
Of course. I'll have him pull out of your ass.
- Kıçımdan mı çıkartayım peki?
They couldn't pull anything out of him, who now loved Gil all the more.
Şimdi Gil'e daha fazla aşık olan bu çocuğun ağzından hiçbir laf alamadılar.
Even if you pull the trigger, I can still take him out.
Tetiği çeksen bile onu haklayabilirim.
I saw him once go in there and pull out a guy's spine and show it to him.
Bir keresinde birinin bel kemiğini çekip çıkardığını ve ona gösterdiğini gördüm.
Pull out all the new hardware on him.
Bütün yeni silahları onun üzerinde kullanın.
- How much worse can it get than finishing dinner, having him pull a hair out of my head and floss with it?
- Yemekten sonra saçımdan bir tel koparıp onunla dişini karıştırmasından daha kötü ne olabilir?
Sullivan, pull out. Leave him there.
Sullivan, bunu yapma, çık oradan.
I would like to pull the plug out from him!
Şu fişini çekivermek istiyorum!
They pull the little rat out, talk to him.
Küçük fareyi çıkartıp, konuşuyor onunla.
Dad, I don't want him to pull my arms off and rip out my heart.
Baba, kollarımı koparıp, kalbimi söktürmesini istemiyorum!
Pull him back! Get him out of there!
Çekin onu oradan!
pull him up 48
pull him in 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
pull him in 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of love 16
out of time 18
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of love 16
out of time 18