Put it on translate Turkish
13,597 parallel translation
Let's put it on my neck.
Boynuma takalım mı?
- You want to put it on my head?
- Benim başıma mı takmak istiyorsun?
Put it on my head.
Yerleştir artık şunu kafama.
Put it on.
Tak.
Put it on speaker phone for me.
Hoparlöre al.
And then you put it on YouTube and then there's the auto-tune remix.
YouTube'a yüklüyorsun, bir de remiks yapıyorsun.
Put it on speaker, please.
Hoparlörü aç, lütfen.
Don't just put it on your neck.
Sadece boynuna sürme.
I'll write your initials on a card "and put it on the windshield."
İsminizin baş harlerini bir karta yazıp arabanın ön camına yapıştıracağım. "
You put it on, you lick it off. You feel much better.
Üzerlerine bal sürüp yalarsan daha iyi hissedeceksin.
- Oh, shall I put it on your room?
- Odanıza yazayım mı? - Odalarımız.
Put it on my room, 106.
Benim odama yaz, 106'ya.
"Carries less than $ 30 cash," and, like, put it on my bike, you know,'cause then people would know not to rob me.
"30 dolardan daha az nakit para taşır" ve Bisikletime koy, Biliyor musun, çünkü insanlar beni soymayacaklarını biliyorlardı.
Put it on speaker.
Hoparlöre ver.
If you have a life vest, put it on!
Can yeleğiniz varsa takın!
Anybody mind if I put it on?
Anybody mind if I put it on?
Sorry, I'll put it on the list.
Kusura bakma, onu da listeye ekle.
Why don't you put it on the bar?
Tezgahın üstüne koy bari.
Hey, put it on speaker, so I can...
Hey, hoparlörü aç, bende duyabile...
Put it on speaker, goddamn it, now!
Hoparlöre ver şu lanet şeyi, Şimdi!
Put it on us.
Bize koyun.
Put it on all the meat you eat.
Onu yediğin ete koy.
We'll put it on the wall.
Onu da duvarımıza asacağız.
Just put it on.
Tak işte.
Put it all on red.
Hepsini kırmızıya koy.
- Come on, there's a fire! - Something's on fire! - Let's put it out, men.
- Yangın var!
We are giants put on this earth to rid it of evil and to keep all that is good!
Biz bu dünyayı kötülüklerden kurtarmaya gelen devleriz. İyi olanı koruruz!
Put some pressure on it.
Bastırayım biraz.
Put a lid on it, Sykes.
Üzerine bir kap koy, Sykes.
She probably showered and forgot to put it back on.
Duş yaptıktan sonra takmayı unutmuştur.
You can put a down payment on it, and carry it on with you.
Peşinatını verip gerisini taksitle ödeyebilirsin.
Nigger, as long as you in my house, you put a "sir" on the end of it when you talk to me.
Zenci, evimde olduğun müddetçe, benimle konuşurken "efendim" diyeceksin.
Well, put it in there on the table, Troy.
Masanın üstüne koy Troy. Ben alırım.
It feels good to kind of put the shine and polish back on again.
Kendime çeki düzen vermek sanki biraz iyi hissettirdi.
Go on, put it down.
Bırak onu.
So, after that gut's gone, we gotta put all that weight back on, except this time, it's gonna be muscle.
Şimdi, Bu yağlar gittikten sonra, yerine tekrar biraz kilo koyacağız, ama bu sefer, bu kilolar kas olacak.
Some people got killed, and the person who put me on that apb thinks that I did it.
Bazı insanlar öldürüldü ve beni arananlar listesinin başına koyan kişi benim yaptığımı düşünüyor.
And they put a block on it.
Ve üzerine bir blok koydular.
Come on, put it there.
Hadi çak bi'beşlik.
So you got to be careful, but I think I want to put a lighter crank set on it too.
Dikkatli olmalısın, ama sanırım koymak istiyorum. Üzerinde daha açık bir krank takıldı.
Come on, he'll put it to good use.
Haydi ama, bunları iyilik için kullanır.
Put your hands on it, for god's sake.
Elini üstüne koy, Tanrı aşkına.
It's time to put my stone on the mountain.
Taşımı dağa koymanın vakti geldi.
Put your fingertips in it and place three dots on each other's foreheads for good luck.
Parmağınızı batırıp iyi şans için birbirinizin alnına üç nokta yapacaksınız.
I guess he put peanut butter on his junk and let his dog lick it off. - What?
Aletine fıstık ezmesi sürüp köpeğine yalatmış.
True, it was me who put those monkeys on the door.
Doğru, o gorilleri kapıya ben diktim sanki.
I will put some schnapps on it for disinfection.
Üzerine dezenfeksiyon yapmak için schnapps koyacağım.
You've just gotta put some zing on it.
Sesi biraz daha açman lazım.
He might not make it, put him on a drip.
Sağ kalamayabilir, ona damla damla su verin.
Go on, put it down.
Devam et, indir şunu.
I put the hard disk in the computer to see what was on it, and suddenly it... the fucker fucked us.
İçinde ne var diye hard diski bilgisayara bağladım fakat birden, ağzımıza etti.
put it on me 21
put it on the table 34
put it on the ground 25
put it on speaker 50
put it on my tab 53
put it down 1121
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it out 105
put it on the table 34
put it on the ground 25
put it on speaker 50
put it on my tab 53
put it down 1121
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it out 105