English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Read the sign

Read the sign translate Turkish

179 parallel translation
- Can't you read the sign?
- İşareti okuyamıyor musun?
Try to read the sign there.
Tabelasını okumaya çalış bakalım.
Can't you read the sign?
Yazıyı okuyamıyor musun.
Can't you read the sign?
Tabelayı okumuyor musun?
We're in a fire area... but I guess you didn't read the sign.
Yanğın bölgesindeyiz. Sanırım tabelayı okumadın.
If you can't read the sign, Tannen, I presume you can read this.
Tabelayı okuyamadığına göre bunu okursun sanırım.
Read the sign.
Tabelayı oku.
- Next time, read the sign.
- Bir dahaki sefere işaretleri oku.
Read the sign!
kuralı oku!
- Read the sign!
- Yazıyı oku!
Unfortunately, the blast killed three nosey reporters... who didn't bother to read the sign.
Ne yazık ki, patlama her şeye burnunu sokan 3 gazeteciyi öldürdü... Kim işaret levhalarını okuma zahmetine girer ki.
Can't you read the sign? Do Not Disturb. - Please come back in the morning.
"Rahatsız Etmeyin" yazısını okuyamıyor musun?
- I can't read the sign.
- İşareti okuyamıyorum.
No, I read the sign, Bernie. "Thank you for not smelling the help."
Hayır, ben yazıyı okudum, Bernie. "Yardımcılarımızı koklamadığınız için teşekkür ederiz."
'Didn't you read the sign?
Tabelayı okumadın mı?
Can't you read the sign?
Yazıyı okuyamıyor musun?
Didn't you read the sign?
Tabelayı okumadın mı?
Read the sign.
Orada ne yazıyor?
Read the sign.
Oku şunu.
Hey boys, can't you read the sign?
Hey çocuklar tabelayı okuyamıyor musunuz?
Can't you read the sign on the door?
Kapıdaki levhayı okuyamıyor musun?
A lot of folks can't read the sign that says "toilet", but they know how to use one.
Birçok insan "tuvalet" işaretini de okuyamaz, fakat tuvaleti nasıl kullanacağını bilir.
- You read the sign?
- Tabelayı okudun mu?
"HEY, BUDDY, READ THE SIGN- - 10 ITEMS OR LESS."
"Hey dostum, tabelayı oku... Ekspres kasa."
City offices. Read the sign.
Belediyeye bağlı kurumlar Tabelayı oku.
First I read the sign, then I tried the door in case it was some elaborate ruse.
Belki şakadır diye kapıyı açmayı denedim.
Didn't you read the sign?
Tabelada yazıyor.
I can't quite read the sign.
Tabelalari tam okuyamiyorum.
Read the sign.
İşareti oku.
My dear Verloc, I once read a sign in Piccadilly Circus calling it "the centre of the world."
Sevgili Verloc... Zamanında Piccadilly Meydanı'nda dünyanın merkezi yazılı bir tabela görmüştüm.
Please read the contract and sign it.
Lütfen sözleşmeyi okuyun ve imzalayın.
Imagine a man who couldn't go to office and sign letters and read the newspaper.
Düşünsene, işyerine gidemeyen, mektup imzalayamayan ve gazete okuyamayan birisini...
You could sign that statement a dozen times, in front of a dozen witnesses you could shout it from the house tops, read it over the radio, and there isn't a thing anyone could do about it.
Bu ifadeyi onlarca şahidin önünde onlarca kez imzalayabilir, dama çıkıp bağırabilir, radyodan anons yapabilirsin ama bu konuda yapacak bir şey yok.
I shall read the document with care and hope that my conscience will permit me to sign, Your Grace.
Belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri.
The sign was given to you all, and given now, perhaps, because I am here to read it.
Bu işaret, hepinize gönderildi. Şu anda gönderildi, çünkü bunu yorumlamak için burada olabilirim.
Sign's hard to read in the rocks... but they headed up that dry streambed.
Kayalarda iz okumak zor. Ama şu kuru nehir yatağına doğru gidiyorlar.
You ought to read the contract she makes them sign.
Onlara imzalattıracağı kontratı okumalısın.
- Read me the sixth sign.
- Bana altıncı mührü oku.
They put a sign on the box But I can not read.
Kasanın üstüne bir ilan asmışlar ama iyi okuyamadım.
Read it over and sign on the bottom of each page.
Her sayfayı oku ve altını imzala.
- Read what the sign says.
- İkazda ne yazdığını okusana.
You will sign it, and you will read it aloud in full view of the public... so they'll know that we haven't forged your image or your signature.
İmzalayacaksın ve halkın önünde okuyacaksın böylece herkes görüntünü ve imzanı taklit etmediğimizi bilecek.
Sign says shut the fuck up, or can't you fellas read?
Orada çenenizi kapatın yazıyor. Okuma yazmanız yok mu?
If you boys can read so good, how come you missed that sign on the door?
Eğer siz çok iyi okuyorsanız, kapının üzerindeki yazıyı nasıl kaçırdınız?
Can't you read the "Do not disturb" sign?
"Rahatsız Etmeyin" tabelasını okuyamıyor musun?
All you have to do is sign this and read the document.
Tek yapmanız gereken, burayı imzalayıp belgeyi okumak.
Cant you read the fucking "do not disturb" sign...
S.ktiğim kapıdaki "Rahatsız etmeyin!" yazısını göremiyor musunuz?
So, now that you know the law, read this paper and sign it.
O zaman, kanunun ne demek, istediğini biliyorsun. Oku ve imzala
The other one, he can't read a stop sign.
Diğeri ise bir tabela bile okuyamaz.
The authorization for surgery. Read it, then sign.
Çılgın piçler.
You've read the sign.
Levhayı okumuştun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]