English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Said something

Said something translate Turkish

8,474 parallel translation
- Mom said something about Trinity.
- Anne üçleme hakkında bir şeyler dedi.
Mom said something down there about Trinity.
Anne üçleme konusunda oraya bir şey söyledi.
You said something about Emma and needing a guardian.
Emma ve veli isteğin gibi şeyler diyordun.
The boy here said something to me that you two couldn't understand.
Bu çocuk bana siz ikinizin anlayamayacağı bir şey söyledi.
Just tell me you said something nice when you broke up with her.
Ayrılırken güzel bir şey dediğini söyle bari.
Unless my mother said something.
Tabii annem bir şey söylemediyse.
The congressman said something odd about his mother.
Kongre üyesi annesiyle ilgili garip bir şey söyledi.
Maybe if it said something like,
Belki de şöyle bir şey diyebiliriz,
Sorry, I didn't see you there. Otherwise, I would have said something like, "hi, Robyn."
Görsem "Merhaba Robyn" derdim.
Donna, haven't you ever said something shitty about somebody in private that you'd never say in public?
İnsanların içinde, birinin hakkında asla söylemeyeceğin rezil bir şeyi özel olarak biriyle paylaştın mı? Söylemek istediğinin aksine?
My English teacher, Ms. Russell, said something like that in high school.
İngilizce öğretmenim Bayan Russell lisede buna benzer bir şeyler söylemişti.
My cordwainer would have said something.
Yoksa ayakkabıcım bir şey söylerdi.
He said something about wanting to be a hero.
Kahraman olmak istediğiyle ilgili bir şeyler söyledi.
Oh, and, uh, Stone said something about the images on the wall.
Bir de Stone görüntülerle ilgili bir şey söyledi. Onlar kurbanlardı.
You said you wanted something from me.
Benden bir şey istediğini söylemiştin.
He--he said someone sent him something from Shay's fire. - What does that mean?
Birinin ona Shay'in yangınıyla ilgili bir şey gönderdiğini söyledi.
Because Halstead and Lindsay said we need something bigger.
Çünkü Halstead and Lindsay bunun için daha büyük bir şeye ihtiyacımız olduğunu söyledi.
She said that she had to see her mom or something.
Annesini mi ne görmesi gerekiyormuş..
They said... something bad is gonna happen.
Kötü şeyler olacak dediler.
He said Coughlin wouldn't have booked Chin unless he had something that was rock solid.
Elinde sağlam bir şey olmasaydı, Chin'i tutuklamazdı diyor.
But she said, "Yeah, " that's'cause something happened to them.
Kadın : "Evet ama başlarına bir şey geldiği için öldüler."
You said you wanted to show me something. I do.
- Bana bir şey göstereceğini söyledin.
You know, there's something that Gilzean said that I can't shake.
- Gilzean unutamadığım bir şey söyledi.
Uh, Colby said we're knocking off a medical transport van or something?
Colby bir medikal nakil kamyonunu soyacağımızı söyledi ya da öyle bir şey.
You said you thought of something. What is it?
Aklına bir şey geldiğini söyledin, nedir o?
Something Emma said the night we met.
Emma ile tanıştığımız akşam söylediği bir şey.
When I first started here, somebody asked me to do something and I said no, and now they think I'm not interested.
Buraya ilk başladığımda bir yere davet ettiklerinde hayır demiştim. Şimdi de ilgilenmediğimi sanıyorlar.
You said I dreamed of companies and power and building something great.
Dedin ki, şirketlerin ve gücün hayalini kuruyorsunuz. büyük birşeyler oluşturmanın hayalini.
- Before we get to that, I'd like to revisit something that you said at our last meeting.
- Ona geçmeden önce seninle son konuşmamızda söylediğin şeyleri bir gözden geçirelim.
Jack, uh, he said that he was a little off-kilter recently, but he would never do something this reckless, right?
Jack, uh, son zamanlarda biraz dengesiz olduğunu söylemişti, böyle dikkatsizce bir şeyi yapmış olamaz, değil mi?
It's something that an instructor said at one of my college lectures.
Üniversitedeki bir öğretmenim anlatmıştı.
Because you said you wanted to be with a guy who was doing something good with his life, and I wasn't.
Çünkü sen iyi bir şeyler yapan bir adamla birlikte olmak istediğini söyledin, ve ben öyle değilim.
I said "something manly."
- "Erkekçe bir şeyler," dedim.
He said that we would find something here.
Burada bir şey bulacağımızı söylemişti.
He said there would be something here.
Burada güzel bir şey olacağını söylemişti.
- It was something Granny said.
- Büyükannemin söylediği bir şey yüzünden.
There was something you said about that.
Bu konuda bir şey söylemiştiniz.
Yesterday, you brushed a leaf from my hair, and on Tuesday you laughed hysterically at something I said.
- Dün, saçımdan yaprak aldın Salı günü de söylediğim bir şeye deli gibi güldün.
He said, "I believe you have something of mine," or something.
"Sizde bana ait bir şey olduğunu düşünüyorum" gibi bir şey dedi.
He said he wanted something from me, something he could barely give voice to.
Benden bir şey istediğini söyledi. Ağızından zar zor çıkan kelimelerle.
She said she didn't have any time to help me, but the second Danny needed something, she's all ears.
Bana yardım etmek için vakti olmadığını söylemişti ama Danny yardım istediği an yanına gitti.
She said that she found out something about Nighthorse that would explain why he'd want to kill Branch, but she can't reveal it without breaking the law, so...
Nighthorse hakkında birşey bulduğunu söyledi. Branch'i neden öldürmek isteyeceğini gösterebilecek birşey ama kanunları çiğnemeden bunu açık da edemiyor.
Marcellus said the victim seemed to be mad about something.
Marcellus, maktul bir şeye kızgın gibiydi dedi.
I said, if you want to abuse Mr. Vijay say something logical.
Hatta dedim ki ondan böyle bahsetmelisiniz. Mr. Vijay hakkında mantıklı konuşmalısınız.
It sounds like something Jorah would have said.
Jorah'ın söyleyeceği bir şey gibi.
When I said "internal," your brain went to something inside your house like vacuuming?
Ben "içerisi" derken beyin kıvrımlarında evini elektrikli süpürgeyle süpürmek mi dolandı?
Just talk. Was it something I said?
Konuş yani, bir şey mi dedik?
The other night, you said you were worried you might have missed something.
Geçen gece, bir şey kaçırmış olabileceğinden endişelendiğini söylemiştin.
So you can either pout about it... or you can embrace it and prove to everyone I was right when I said I saw something special in you.
Yani ya dudak bükmeye devam edersin ya da bunu sahiplenip haklı olduğumu gösterirsin sende özel bir şeyler gördüğüm konusunda.
And Dalbir had to prove his loyalty to MAK despite having a non-Muslim girlfriend, which means he had to do something recently to take advantage of said girlfriend.
- Dalbir, Müslüman olmayan bir sevgilisi olmasına rağmen MAK'e olan sadakatini göstermek zorundaydı. Yani yakın zamanda bu kızdan faydalanacak bir şey yapmalıydı.
Remember this morning, when I said I wanted to tell you guys something?
Size birşey söylemek istediğim bu sabahı hatırlıyor musun? 20 saniye kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]