English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Screw' em

Screw' em translate Turkish

104 parallel translation
No difference. Use the brackets. Screw'em to the leg and then to the floor.
Fark etmez, köşebentleri ayaklara vidala, sonra da yere, bu şekilde masa sallanmaz.
Screw'em.
Siktir et dedikoducuları.
Uh, I had a couple more, uh, word thoughts, but, ah, screw'em.
Aklımda birkaç kelime daha var da sallayın.
I didn't really have to do anything like screw'em.
Sonuçta onları becermek dışında başka bir şey yaptığım da yoktu.
Screw'em.
Canları cehenneme.
You don't wanna set'em loose in some field to screw.
Onları kaybetmeyi istemezsin.
The usual? - Screw'em.
- Şeytan görsün yüzlerini!
Screw'em!
Yüzlerini şeytan görsün!
Screw'em!
Açacak!
SO WE CAN, LIKE, SCREW UP ON'EM. [Laughs]
Bizim, bildiğimiz insanları nerede akla getirdiğimiz, burada kalması için neler yaparız...
- Screw'em. - Yeah.
Canları cehenneme.
That's what you get when you tell the truth, so fuck'em, screw'em.
Doğruyu söylediğinde aldığın bu oluyor. Öyleyse canları cehenneme.
Good. don't talk to'em because they're just out to screw you.
Güzel. Onlarla görüşmeyin çünkü şu an sizi becermek üzereler.
Screw'em.
Mahvedin onları.
I mean, if those judges don't like us, then screw'em.
Yani o jüri bizi seçmezse canları cehenneme.
- Screw'em.
- At gitsin.
Screw'em.
- Söylenme.
Yeah, screw'em.
- Evet söylenme.
And besides, I've only got two wishes left and I don't wanna screw'em up.
Ve artı olarak, sadece iki dileğm kaldı ve onlarıda boşa harcamak istemiyorum.
Screw'em, Zhaanie
Boş ver şimdi onları, Zhaan
I didn't screw half of'em I told you about.
Sana anlattıklarımın yarısıyla yatmadım.
Yeah. Screw'em, right?
- Canları cehenneme ha?
Screw'em at their own game.
Onları kendi oyunlarıyla yen.
Let'em screw you.
Seni becermelerine izin ver.
Don't let'em screw you over.
Seni tekrar becermelerine izin verme.
- Screw'em.
- Canı cehenneme!
Screw'em.
Boşver onları.
Screw em.
S.ktir edeceksin.
You can take the little girl with the kitten and the black kid. Go get'em. Screw.
Kedili kız ile zenci çocuğu da.
Abort. Screw'em!
Görevi bırakın!
- Screw'em.
- Boş ver.
Screw'em, man.
Lanet olsun.
Screw'em down.
Hepsini sikiyim.
Screw all of'em.
Hepsi kandırdı.
Screw'em, five skulls.
Ya da boşverin, beş kurukafa.
For example, why pay $ 1.50... to have access to your twenty bucks? Screw'em!
Mesela, neden 20 dolarına ulaşmak için 1.5 dolar ödeyesin ki?
Screw em.
Becer onları.
People want to talk, screw'em.
İnsanlar konuşmak ister, salla hepsini.
Screw'em!
Hepsinin canı cehenneme!
Screw'em.
Boş ver onları.
But they're here. And I gotta find a way to bring them in before someone else finds'em and they screw up everything we got here.
Ama buradalar ve başka biri onları bulup sahip olduğumuz her şeyi mahvetmeden onları içeri sokmanın bir yolunu bulmak zorundayım.
Screw'em.
Canı cehenneme.
Screw'em.
Enselerine biteceğim!
Screw'em.
Böyle kalsın.
I mean, screw'em, Charlie.
Sıçayım ağızlarına, Charlie.
But no pre-nup is a match for the legal team of Grind'em, Screw'em, and Rothenberg.
Biraz eğlence kattım.
Well, people say I'm an old fool for keeping Poll around, but screw'em.
Poll'u hâlâ tuttuğum için bana bunak diyor olabilirler ama onları kim takar?
All I got out of'em was a polite invitation to screw off.
Sadece bize kibarca yaylanın dediler.
Screw'em!
Alayına koyayım!
So screw'em all and just get used to it!
Hepsine sıçayım, alışmam lazım.
Screw'em, right?
Siktirip gitsinler, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]