English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She can't be dead

She can't be dead translate Turkish

58 parallel translation
She can't be dead.
Ölmüş olamaz!
- She can't be dead.
- Ölmüş olamaz.
She can't be. She's dead.
Olamaz çünkü öldü.
She can't be dead.
- Ölemez.
- My God, she can't be dead.
- Tanrım, ölmüş olamaz.
And when she can no longer pay, she won't get anymore, and she'll be dead
Ve ödeyecek parası kalmadığında daha fazla alamayacak ve ölecek.
She can't be dead.
O asla ölemez.
She's dead. She can't be true
Gerçek olamaz.
And I don't understand why she just can't get back in it and not be dead any more.
Neden tekrar içine geçip ölümden dönemiyor, anlamıyorum.
But she can't be dead.
Ama ölmüş olamaz.
She can't stand the sight of her little'uns starving. She'll be dead before we get our five per cent! I hate you!
Bunun iki katı zaman geçti... ve küçük bebelerim yataklarında açlıktan ağlıyorlar.
She can't be dead.
Ölmüş olamaz.
She can't be dead!
Ölmüş olamaz!
Yeah, she can't really be declared brain dead...
Evet, beyin ölümü daha gerçekleşmemiş...
She can't be dead
Ölmüş olamaz.
No... no, she can't- - she can't be dead.
Hayır... Hayır, ölmüş... ölmüş olmaz.
She can't be dead.
Ölmüş olamaz. Bir yanlışlık olduğunu söyle.
Explain to her there may be other dead people who need your help, and she can't be monopolizing your dreamtime like this. Yeah?
Yardımına ihtiyacı olan başka ölü insanların olduğunu ve rüyalarını bu şekilde tekeline alamayacağını anlat ona.
If you piss her off, she's gonna turn on you and I can't have her digging off the skeletons in my closet, although technically there won't be skeletons for 6 days a week, right now there's just... dead badgers.
Eğer onu kızdırırsan, sana düşman olur ve dolabımda iskelet aramasını istemiyorum, teknik olarak önümüzdeki altı gün iskelet olmayacak olsalar da. Şu anda hepsi ölü porsuk.
She can't be dead.
Ölemez.
We can't wait here or she'll be dead for sure!
Burada beklememeliyiz yoksa onu öldürecek!
I mean, my god, her own mother, almost dead, and she can't even be bothered to show up at the hospital?
Demek istediğim, ben onun öz annesiyim ve neredeyse ölüyordum. Hastaneye gelmeye tenezzül bile etmiyor mu yani?
She can't be dead.
O ölemez.
Come on, guys, can't we all just be glad she's dead?
Yapmayın, çocuklar, hepimiz öldüğü için memnun olsak?
They do it enough, and I think to myself, "She'd be better off dead." James, right now, what are you feeling? Anger, because I can't get my way. Do they do this often? They do it enough.
- Bu sık sık oluyor mu?
She can't be dead
O ölemez
- She can't be dead
- O ölemez
She can't be dead, you understand
Ölmüş olamaz, anladın mı
She can't be dead
O ölmedi
I thought, it can't be Mitchell's because he's a man, nor Annie's cos she's dead, it can't be Nina's cos she's on the pill.
Mitchell'in olamaz, çünkü o erkek ; Annie'nin olamaz, o ölü Nina'nın da olamaz o da ilaç kullanıyor diye düşünmüştüm.
She can't be dead, we're to be married next solstice!
Ölmüş olamaz, sonraki gündönümünde evlenecektik!
She's supposed to be dead, and that's why Klaus can't make hybrids, isn't it?
Ölmesi gerekiyordu ve bu yüzden Klaus melezler yaratamıyor, değil mi?
If Tanya can't kill the King, she'll be dead, too.
Tanya, Kral'ı öldüremezse kendisi ölmüş olacak.
She can't be back from the dead.
O ölümden geri dönemez.
ha, well, it's too bad we all can't be as awesome as new york's finest, which by the way, sounds like my mom describing her dishware, which--and she's dead, so let's tread lightly on the response.
Tamam, hepimizin "New York'un en iyileri" kadar mükemmel olamaması çok kötü. Bu tabir annemin sofra takımı için kullanacağı bir tabire benziyor. Bu arada annem vefat etti.
But she can't be dead.
Ama o ölemez.
ok... ( Crying. ) She can't be dead... really... We've got to do something... ( Crying. )
Ölmüş olamaz.
And look, we can't be telling people we haven't seen Alison when there are pictures of her leaving my hospital room when she was supposed to be dead.
Ölü olduğu sıralarda Ali hastane odama gelmişken çekilmiş fotoğraflar varsa... -...
Well, she can't be brain-dead if she can squeeze my hand, can she?
Elimi sıkabiliyorsa beyin ölümü gerçekleşmiş olamaz, değil mi?
She can't be dead.
Ölü olamaz.
She can't be dead. She's all I've got.
Sahip olduğum tek şey o.
She can't be dead, why are you saying that?
Ölmüş olamaz, neden böyle söylüyorsun?
There are moments in the dead of night when I can't sleep and I wonder if I will ever be able to truly rest again until I know that Eleanor Guthrie has paid for what she took from me.
Gecenin bir yarısı uyuyamadığım zamanlar vardır.. .. Eleanor Guthrie'nin bana yaptıklarının bedelini ödeyecek.. .. ve bende gerçekten dinlenebilecek miyim diye merak ederim.
Get out of there. She can't... she can't be dead.
Olamaz, ölmüş olamaz.
She can't... she can't be dead.
Olamaz, ölmüş olamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]