She came to me translate Turkish
1,089 parallel translation
She came to me. As a patient.
Hasta olarak bana geldi.
One night, when I was four, she came to me.
Bir gece, ben 4 yaşındayken, o bana geldi.
She came to me. And she made everything better.
Josie bana geldi ve her şeyi güzelleştirdi.
#... night, she came to me
#... gece geldi bana
She came to me!
O bana geldi!
She came to me from the depths of space.
Uzayin derinliklerinden bana gelmisti.
Man, she came to me with open arms.
Bana gelen o oldu.
But Kate didn't know what's on it, she came to me to figure it out.
Ama Kate bunda ne olduğnu bilmiyor. O bunda ne olduğunu bulmam için bana getirdi.
She was my student, and she came to me for help.
O benim öğrencimdi, ve yardım için bana gelmişti.
" Last night she came to me
" Dün gece geldi bana
She came to me in crisis.
Bana kriz anında geldi.
She came to chat with me.
Benimle konuşmaya geldi.
She looked at me and came close, then she said : "You are wonderful!".. she said that to me!
bana baktı ve yanıma geldi, bana dedi ki :'sen bir harikasın! ".. evet bana dedi!
Then she suddenly came closer as if she wanted to kiss me, she almost touched me, and said : "You're my dream!"
sonra aniden daha yakına geldi, sanki beni öpmek istiyor gibi neredeyse dokundu bana, ve dedi ki : "sen benim hayalimsin!"
When Savannah came to see me, she told me her name was Renata Halpern.
Savannah bana geldiğinde, adının Renata Halpern olduğunu söyledi.
Judith came over to see me on some pretext... or rather, doing her "best friend" routine. She's trying to find out how much I know.
Judith aynı bahaneyle beni görmeyede geldi... yada en iyi arkadaş rutinini kullanarak ne akdar bildiğimi öğrenmeye çalışıyor.
If you're gonna give me that old line about how she came to you, forget about it.
Onun sana geldiği hikayesini deneyeceksen kalsın. Yazık nefesine.
I didn't see her'til much later, when she came runing down down the lane, to tell me about the shooting.
Sonradan geç saatte gelip vurulmadan bahsetmeye gelene kadar onu görmedim.
Anyway, this woman, she came up to me, and she says, "You're fired."
Neyse, oradaki kadın gelip, bana "kovuldun" dedi.
I came to resent her failure to excite me... the way she used to.
Beni eskisi gibi heyecanlandıramadığı için kızmaya başlamıştım.
She came to see me when I got out of intensive care. She said, " There's bad news and there's good news.
Yoğun bakımdan çıktığımda beni görmeye geldi. " Bir iyi bir kötü haberim var.
It was she who came to me.
Kendisi geldi bana.
She never came to Canada to see me.
Beni görmeye Kanada'ya hiç gelmedi.
She came here last night... and she asked me... She asked me... She had the effrontery... to ask me to back Julius.
Dün gece buraya geldi... ve benden... benden Julius'a arka çıkmamı isteme cüretini gösterdi.
Niwetúkame, the mother goddess... came to me on the back of a doe, with hummingbirds sipping the tears she was shedding, crying, " Delores... you must lead my daughters against their natural enemy.
Niwetukame. Ana Tanrıça. Dişi bir geyiğin sırtında, döktüğü gözyaşlarını yudumlayan sinek kuşlarıyla beraber, beni çağırıyordu.
She came over to see me last night.
Geçen gece beni görmeye geldi.
She came on to me once.
Bir kez bana asılmıştı.
She came down to the radio station to chew me out.
Komik bir olaydı. Bana kızgın olduğu için radyoya geldi.
Then she came back to me, which was excruciating.
Bu daha çok acı verdi.
She came here to purchase me as a sex toy.
Beni satın almaya geldi seks oyuncağı olarak.
I saw her outside the Y. She came up to me, she started yelling because I snubbed her.
Spor salonunun orada gördüm. Bana doğru geldi, bağırmaya başladı hani hiçe saydığım için.
She came to see me before she left.
Gitmeden önce beni görmeye geldi.
Come to think of it, she came to borrow a medical textbook from me the other day.
Hatırlattın da, geçen gün benden bir tıp kitabı ödünç almıştı.
When we came to the hill... instead of slowing down and leaving me to do the work... she threw her weight into the collar and pulled away, straight up.
Tepeye varınca... yavaşlayıp yükün çoğunu benim çekmeme izin vermek yerine... arabanın boyunduruğuna asılıp dosdoğru yokuş yukarı ilerledi.
Alright man, I fucking came on to her and she shot me down. Get off him, Mike!
Tamam dostum, ona asıldım ama bana yüz vermedi.
Of course, I hated that, so of course, she shouted at me one time when a 300-pound linebacker was barreling down on me and when I came to, I had two kids and was selling shoes.
Tabi bundan nefret ediyordum. Ve tabı 136 kiloluk bir defans oyuncusu üzerime uçarken de bağırdı sonunda iki çocuğum oldu ve kendimi ayakkabı satarken buldum.
She came, as far as my evidence can tell me, without your knowledge, to rob you.
Delillerimin bana söylediği kadarıyla, sizin haberiniz olmadan sizi soymak için geldi.
She came to talk to me.
Benimle konuşmaya geldi.
She came up to me, at the conference.
Konferansta yanima geldi.
When she came to visit me,
Beni ziyarete geldiğinde Matmazel Celia,
Then it came to me : she wanted to write the killer's name, Shelby.
Sonradan dank etti. Katilin adını, Shelby'yi yazmaya çalışmıştı.
She came by. - You want to tell me what this thing is?
Hadi neler olduğunu anlat.
She came up to me and spoke! She said...
Bana doğru geldi ve şöyle dedi ;
I came to see Pansy. It occurred to me this afternoon that she must be rather lonely.
Pency'yi görmeye geldim çünkü bu öğlen aklıma çok yalnız... olabileceği geldi.
She came to get me about her stove.
- Soba tütüyor diye kadın beni aradı. - Gitmemeliydin.
The thing I came to realize was that she needed me there.
Ona dans etmesi için ilham verdim.
Well, we found her at the bar, and, uh, well, she came on to me.
Bar'da onu bulduk ve... bana asıldı. - Hayır.
That's why she came to see me.
Açıkçası, buraya iyileşmeye gelmek için insanın tam bir ruh hastası olması gerek.
She never told me how she came to Istanbul.
İstanbul'a nasıl olup da geldiğini bana hiç anlatmadı.
She came to get me, I must have been six.
Gelip beni aldı, altı yaşımda olmalıyım.
Mrs. Hurley came to help, but I wouldn't let her so she got Mom out of her classroom but I wouldn't let her help me either.
Bayan Hurley yardıma gelmişti, ama ona izin vermemiştim onun sınıfında olduğumdan annemi bulup getirmişi fakat onunda yapmasına izin vermedim.
she came back 47
she came 41
she came here 21
she came home 17
she came in 21
she came to see me 23
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
she came 41
she came here 21
she came home 17
she came in 21
she came to see me 23
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
she comes 18
she chose me 21
she can't 238
she can 125
she couldn't 58
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she called you 54
she can't hear you 51
she chose me 21
she can't 238
she can 125
she couldn't 58
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she called you 54
she can't hear you 51