English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She can do it

She can do it translate Turkish

668 parallel translation
- She can do it...
- Kadın halledebilir.
A woman doesn't amount to anything unless she can do it.
Kadın hiçbir şey yapmadıkça elde edemez.
She can do it, David.
Yapabilir David.
- She can do it tomorrow.
- Yarın yapabilir o işi.
She claims she can do it on willpower alone.
Bunu sadece iradesiyle başarabileceğini söylüyor.
If she can do it once, she can do it again.
Bir kez yaptıysa, bir daha yapabilir.
She can do it.
Yapabileceğini biliyorsun.
Perhaps she can do it.
Belki başarabilir.
Even if she doesn't like it... what can she do about it?
Çoktan reklam parasını ödedik.
After bringing this, she completely ignores me and when I tell her to do something, she says that she's tired and can't do it.
Bunu aldığı günden beri sürekli beni hor görüyor ne zaman bir şey söylesem dayanamıyorum öleceğim diyor.
But i can't make i t out why she would... um, do you think that this has got her... give it to me.
Neden böyle yaptığını hiç... Bu mektup sana Fred, galiba...
- Can she do it?
- Yapabilir mi?
Of course, I had to do it, But you got to like people that can take it like she did.
Tabi, bunu yaparım, ama siz de onu tanıştırdığınız gibi beni başkalarıyla tanıştıracaksınız.
She can't do it.
Yapamaz.
But maybe she can't find the time to do it.
Ama belki de yazacak vakti olmamıştır.
If she's determined to make a fool of herself, there's nothing we can do about it.
Kendini aptal yerine koymak istiyorsa yapabileceğimiz bir şey yok.
It's all she can do to wait it out.
Tek yapacağı şey beklemek.
Just that she'll be happy to do what she can to see that I play it.
Sadece benim oynamam için elinden geleni yapmaktan memnun olacağını söyledi.
She can't do it.
Bunu yapamaz.
She said "I always do", then she got angry and... well, in American I think it would be "Drop dead"!
"Hep ben yapıyorum" dedi ve sinirlendi. Amerika'da "Canın cehenneme!" diyorlar sanırım.
HOW DO WE KNOW WE CAN TRUST HER TO DO IT RIGHT IF SHE DON'T EVEN KNOW WHAT SHE'S DOING?
Ne yaptığını bilmediği halde ona güvenebileceğimizi nasıl bilebiliriz?
Well, I suppose if the firm's sending her, she can't do much about it.
Şey, sanırım eğer onu şirket gönderiyorsa, bu konuda fazla bir şey yapamaz.
It's wonderful, the things she can do with flowers.
Çiçeklerle yapabildiği şeyler harikulade.
And show them all just how lewd, a lewd vagrant can be... when she puts her whole heart into it, the way I do mine.
Benim yaptığım gibi, tüm kalbini ortaya koyduğunda ahlaksız nasıl olurmuş, ahlaksız avare nasıl olurmuş hepsine göstereceğim.
She can do with it whatever she wants or do nothing at all.
Onunla canı ne isterse yapabilir ya da hiçbir şey yapmaz.
It's all she can do to walk.
Hâlâ yürüyebiliyor.
It must give a girl a wonderful feeling... to know she can do something useful.
Bir kızın faydalı bir şey yaptığını bilmesi muhteşem bir his olmalı.
I think I got all the venom out. Taken orally, it can't hurt you, Mr Eckland, but if she were bitten and its entered her bloodstream, there's nothing we can do. I'm afraid she's bought it.
Ağız yoluyla alındığında size bir zararı dokunmaz Bay Eckland ama ısırık yoluyla damarlarına girmişse, kızı kurtarmanın yolu yoktur.
Geneviève helps me as much as she can : It has nothing to do with her :
Geneviéve elinden geldiğince yardım ediyor ama ihtiyacımız çok fazla.
She only does it for the gossip, and we can do without that.
Bunu sırf gevezelik olsun diye yapıyor ve onsuz da bu işi yapabiliriz.
- How can she do it without Lucienne?
- Lucienne olmadan nasıl yapabilir ki?
She thinks since you saved her father's money once, perhaps you can do it again.
Babasının parasını bir defa kurtardığı için bir daha yapabileceğini düşünüyor.
What she did is something a lady can only do once, now, isn't it?
Bir bayanın onun yaptığı şeyi ikinci kez yapması zordur. Öyle değil mi?
There's nothing she can do about it.
Buna kimse karışamaz.
Now she can't do without it.
Şimdi onsuz yapamaz oldu.
It's the best she can do.
Yapabileceği en iyi şey bu.
My mother is really, she really lives in a lot of pain because she's sure I'm going to go to hell and there's nothing I can do to tell her that there is, that it just does not exist for me.
Annem... o gerçekten, çok acı çekmiş. çünkü başımı derde sokacağımdan falan emin ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok.
If you're quiet, you can do it and she won't even know.
Sessiz olursan, o farkına bile varmadan işi bitirebilirsin.
Well, now, think of it- - You working at whatever it is you can do, and that poor little, uh, Valerie, the day she hears about us- -
Şey, aslında, şöyle düşün- - Sen her ne yapıyorsan yap ama, ve zavallı küçük Valerie, bizim hakkımızdaki gerçekleri duyduğu gün- -
Now I'm going home to see if she can show me... how to do it with her.
- Bu da ne? - Bir helikopter.
If she and Ezekiel can't do it, maybe your prayer might come in handy.
O ve Ezekiel yapamazsa, senin duaların işe yarayabilir.
- She says she can't do it.
- Kadın olmaz diyor.
Laura's right there, why can't she do it?
Laura burda o yapsın.
Do you think she can make it?
Sence başarır mı?
But the young girl says... she can do everything just the way you like it.
- Ama kız sizin her istediğinizi yapabileceğini söylemiş.
- So, how can she judge? - What's that got to do with it?
- O kadın nasıl yargılama yapabilir?
She's the only one that can do it.
Bunu yapabilecek tek karınca o.
It's true, she can do anything between her and her sister I've never seen such whores!
Doğru söylüyorum, kızkardeşiyle her şey yapabiliyor. - Daha önce böyle fahişelik görmedim!
I've told her there's nothing she can do about it.
Bu konuda yapabileceği birşey olmadığını söyledim.
She can do it to me.
O arkadaşlarına kötü davranabilir.
Now, you might say she shouldn't be here in the first place, but she lodged a complaint, so what can I do about it?
Bizim ülkemizde olmamalıydı aslında ama şikâyetçi olmuş işte. Ben ne yapabilirim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]