She knows him translate Turkish
253 parallel translation
She'll like him lots after she knows him better.
Onu daha iyi tanıyınca çok sevecek.
I asked if she knows him.
Ve tanıyor mu diye sordum.
How can a pagan be converted to the true God unless she knows him?
Bir pagan tanrıyı tanımadıkça, onu nasıl kabul edebilir,?
- She knows him.
- Karın adamı tanıyor.
She knows him.
Katili tanıyormuş.
She knows him.
Kız onu tanıyormuş.
Since I know both sides, to bring the proof of maidenhead after nuptial her mother was staying at groom's house in a room downstairs Prosecuter demanded that it's asked how she knows the suspect, whether he has disturbing behaviour and it's been asked she knows him well, that he's quite, hardworking person, one evening he shouted on his mother because she didn't cook lentil soup and long while ago while his mother, was praying in the afternoon he approached from back and fired a cork gun right next to her ear thus distruptep her praying Witness Hasan Balcõ invited to court.
İki yanı da tanıdığımdan, gerdek ertesi gelinin kızlık nişanını anası evine götürmek için o gece oğlan evinde alt katta bir odada yattığını söyledi Savcı sanığı nasıl tanıdığını, dengesiz davranışları olup olmadığının sorulmasını istedi, soruldu İyi tanıdığını, az konuşan, çalışkan biri olduğunu, bir akşam tarla dönüşü, niye mercimek çorbası pişirmedi diye anasına bağırdığını, eskiden bir gün de, ikindi namazı kılarken arkasından yaklaşıp, kulağının dibine mantar tabancası patlatarak namazı bozdurduğunu söyledi Tanıklardan Hasan Balcı duruşmaya alındı.
- She knows him already?
- Onunla hemen tanışmış mı?
She's lived here all her life, she knows him socially.
Onun doktorla ahbaplığı var.
All right, she knows him. Fine. Why is she telΙing him things that I didn't say?
Ama neden benim söylemediğim şeyleri ona söylüyor?
Helen knows. She knows the moment she stops struggling, he will give her back her strength to come to him.
Direnmeyi bırakırsa, adamın onu eski gücüne kavuşturup kendisine dönmesini sağlayacağını biliyor.
I saw her at the opera house yesterday, and she knows nothin'about him.
Dün onunla opera binasında görüştüm, hakkında hiç bilgisi yoktu.
I didn't want to shame her by asking someone she knows. Besides, if her husband comes looking for her I want to be here to tell him a lie or two.
Ayrıca kocası onu aramaya gelirse,... ona yalan söylemek zorunda kalmayacağım.
He knows what she'd do for him.
Lucy'yi tanıyor.
Who she is or whence she came, he knows not, nor does he care, for his heart tells him that here, here is the maid predestined to be his bride.
Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmez, zaten bununla ilgilenmez de, kalbi ona, kaderde onun eşi olacağı yazılmış olan genç bayanın orada olduğunu söyler.
And as for this silly old maid, it's as plain as the nose on your face she's in love with him and imagined heaven knows what about him!
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
She knows what'll happen to me if harm befalls him and she asks for his death.
Vaftizciye bir zarar gelirse bana ne olacağını biliyor. Ve onun ölmesini istiyor.
And after all that she said about him, and he knows that.
tüm bunlardan sonra dedi ki...
She knows he's sick and wants to visit him.
Babasının hasta yattığını biliyor ve onu ziyaret etmek istiyor.
Um, this man she knows in the next town kept sending her letters proposing to her, and she just kept turning him down.
Yakın bir şehirde olduğunu bildiği bir adamdan sürekli mektupla evlilik teklifi alıp duruyordu hep teklifi reddediyordu.
She only knows one simple fact, that you're a him and she's a her.
O sadece basit bir gerçeği biliyor. Sen erkeksin, o da dişi.
I'm told she knows more about General Scott than his wife knows about him or the Air Force.
General Scott hakkında ve Hava Kuvvetleri hakkında... Scott'un karısından daha çok şey bildiğini de söylediler.
And who knows what else she gave him.
Kim bilir ona başka ne verdi.
She knows what she's doing lf she does... then she wouldn't hang out with him
O ne yaptığını biliyor! ne yaptığını Bilseydi... o hergele ile takılmazdı!
He knows if there's a lady tapping beetle within half a mile she'll hear him and answer back.
Biliyor ki, eğer yarım millik mesafe içinde bir bayan tık-tık böceği varsa, onu duyacak ve cevap verecek.
If she's seen him she knows he killed her lover.
Kocasını gördüyse, sevgilisini öldürdüğünü de biliyor demektir.
And if she testifies, Blakelock knows she'll torpedo him.
Ve tanıklık yaparsa, Blacklock sonunun geleceğini biliyor.
She knows this for a fact because she lived with him, prior to Paula and Lucy.
Bunu biliyormuş çünkü Lucy ve Paula'dan önce Tony'yle beraber yaşıyormuş.
Somebody she doesn't know, Worships him and knows she is Never going to meet him, but if
Ve senin tanıdığını düşünmüyorum... asla bilemezsin... onu... o şeyi...
Earlier, he used to hate the sight of girls. God knows, what magic has she done on him.
kızlara bakmaktan nefret ederdi o buna ne oldu anlmıyorum.
All he knows is what she tells him.
Adamın bütün bildiğine gelince, o da kızın ona anlattığıyla sınırlı.
She knows I don't like him, so she thinks I'm making this up just to get him out of the house.
Ondan hoşlanmadığımı biliyor attığımı sanıyor.
So she knows that he's dead... and she must go to him.
Öldüğünü böyle anlamış ve beraber gitmesi gerektiğine karar vermiş.
My bet is she told him whatever dirt she knew about Mike and Bobby and who knows what else.
Bahse girerim kız Mike ve Bobby hakkında bildiği tüm pislikleri ona anlatmıştır.
She barely knows him.
Onu tanımıyor bile.
Mother thinks I will have nothing more to do with him, but little she knows.
Annem onunla artık bir şeyimin kalmadığını düşünüyor ama bir şey bildiği yok.
Yes Could you ask her it she knows where we could find him?
- Anna'ya onu sorar mısınız?
And yet she loved him, God knows why, the way only the pure angels love.
Ne hikmetse, saf, meleksi bir aşkla bu adamı sevdi.
He's sad... because his arthritis has been acting up again and he knows that she's grown bored with him, taken on a younger lover.
Üzgün gibi çünkü yine artiriti azmaya başlamış. ... ve metresinin artık ondan sıkıldığının da farkında. ... daha genç birini bulmuş kendine.
She knows you'll beat him.
Onu yeneceğini düşünüyor.
Anyway, she gives him the sacred whatever it is telling him this is a sacred traditional offering given to the man who ties the first sheaf the last sheaf, who the fuck knows what sheaf?
Her neyse, bunun, ilk demeti, son demeti kim bilir kaçıncı demetse işte, bağlayan adama bahşedilmiş kutsal, geleneksel bir sunum olduğunu söyleyerek kutsal şey neyse onu Başkan'a verir.
Kerry knows him from school and she's been at Sandburg for what, two years?
Kerry Onu okuldan taniyor ve Sandburg'a, dur bakayim iki yildir mi gidiyor?
And then s-she goes off to get, get married to somebody else, and see... and see... Dustin knows that she still loves him.
Sonra kadın başka biriyle evlenmeye gider ve Dustin onun hâlâ kendini sevdiğini bilir.
I'm her best friend and she knows I'm into him.
O benim en yakın arkadaşım ve Luke'dan hoşlandığımı biliyor.
She knows a writer in New York... and I want her to show him all her stories.
New York'ta annemin tanıdığı bir yazar var... ben de annemin bütün hikayelerini ona göstermek istiyorum.
Once a man loses this test of nerves... the woman knows she has a great secret power over him... and she can get him to do anything she wants.
Bir adam bu sinir testini kaybettiği andan itibaren... kadın, adam üstünde büyük bir gizli gücünün olduğunu bilir... ve bunu istediği zaman adama karşı kullanabilir.
To protect the child. I think she doesn't want me to leave..... until she knows I understand how to protect him.
Onun, çocuğu nasıl koruyacağımı anlayana kadar... ayrılmamı istemediğini düşünüyorum.
She uses him to finance her camp, and he uses her for God-knows-what.
Kampını finanse etmek için bu adamı kullanıyor, adam onu ne için kullanıyor tanrı bilir.
She'll give him the antigen if he tells her what he knows and who he's been working with.
Kim olduğu ve kimlerle çalıştığı, hakkında bilgi verirse ona antijeni verecek.
Because he knows she'II never go out with him if he's not, and then he expects that once they've met, she'II be so taken with him that his ethnicity won't matter.
Çinli olmasa kızın onunla asla çıkmayacağını biliyor. Buluştuktan sonra da kızı etkileyeceğini ve ırkının önemli olmayacağını sanıyor.
Maybe she knows how much the hospital needs him,
... belki bu hastanenin ona ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyor.
she knows it 34
she knows what she wants 19
she knows 359
she knows everything 48
she knows me 38
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows something 38
she knows what she wants 19
she knows 359
she knows everything 48
she knows me 38
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows something 38
she knows nothing 24
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
she killed herself 108
she knew 114
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
she killed herself 108
she knew 114