She knows it translate Turkish
1,166 parallel translation
She knows it.
Bizi biliyor.
Deep down, she knows it.
Derinlerde o da bunun farkında.
She knows it's a multi-pass.
Leeloo Dallas.
- She knows it's my case, right?
- Benim davam olduğunu biliyor.
- She knows it's you who wants her. - Let's go.
- Senin ona ihtiyacın olduğunu iyi biliyor.
Heather crashed. We got her heart started, but she's dying, and she knows it.
Tekrar çalıştırdık ama ölüyor ve bunu biliyor.
You'll take her out again and end it in a way she knows it's ended.
Onunla tekrar çıkıp öyle bitireceksin ki bittiğini anlayacak.
He told you there was no such affair, the idea was ridiculous and the lady over there, I suspect she knows it's ridiculous but she has to suggest it anyway, because she's stuck.
Öyle bir ilişki olmadığını, fikrinin bile saçma olduğunu söyledi ve oradaki hanımefendinin saçma olduğunu bildiğini düşünüyorum ama yine de söylemek zorunda, çünkü çaresiz.
Now that you're back, you can take it from her. She knows it.
Şimdi geri döndüğüne göre, bunu ondan alabilirsin.
She knows it's only a treat.
Küçücük bir meşgale bu...
Look, that girl wants to be our new waitress, and whether she knows it or not, she wants to date me, so don't blow it.
Bak, bu kız yeni garsonumuz olmak istiyor. Henüz farkında olmasa da, benimle çıkmak istiyor. Bu yüzden bunu mahvetme.
It's banana. She knows it's your favourite.
Muzlu sevdiğini bildiği için muzlu yapmış.
And she's hurting right now and whether she knows it or not... she needs me.
Şu anda çok acı çekiyor ve bunu bilmese de bana ihtiyacı var.
She knows it's this evening.
Bu gece olduğunu biliyor.
"... for she knows it allows her to be one with the universe. "
"... bildiği için onu kendisinin evi yapar, kaynağı yapar, annesi yapar. "
Mrs - Mrs Katz likes to sing the "Ein Keloheinu" the way she knows it.
Bayan Katz "Ein Keloheinu" yu bildiği gibi söylemek istiyor.
She knows I'm strung out. She knows it, and she's cut me off. ( seethes )
Bağımlı olduğumu biliyor buna rağmen beni mahrum etti.
This dog is as close to perfect as I think you'll see. And she knows it.
Bir köpeğin olabileceği kadar mükemmel o ve bunu da biliyor.
- She knows it exists.
- Var olduğunu biliyor.
It's important that she knows it's not her fault.
Kendi hatası olmadığını düşünmesi önemli.
She knows you don't mean it.
Ciddi olmadığını biliyor.
She can't be your mate and mother. It's man-made, but who knows what lurks inside that black box?
İnsan yapımı, ama o kara kutunun içinde nelerin gizli olduğunu kim bilebilir?
And Sohryu knows about it too, doesn't she?
Souryuu da biliyor gibi.
It looks like she knows that I am the Great Saiyaman.
Görünen o ki benim Muhteşem Saiyaman olduğumu biliyor.
I don't think she'd admit it, but I don't even think Ruth knows where he is.
İtiraf edeceğini sanmam, ama bence Ruth bile nerede olduğunu bilmiyor.
She knows the military ruined my last marriage. She can't have anything to do with it.
Evliliğimi askerliğin bitirdiğini biliyor.
- She knows I ain't got it.
- Ben de o kadar olmadığını biliyor.
Face it, she already knows.
Kabullen, zaten biliyor.
If she knows you, why you do not have it?
Eger sizi tanıyorsa neden adresi sizde yok?
I said that it awaits me, not that she knows me.
Beni tanıdığını değil, beklediğini söyledim.
Anyway, she gives him the sacred whatever it is telling him this is a sacred traditional offering given to the man who ties the first sheaf the last sheaf, who the fuck knows what sheaf?
Her neyse, bunun, ilk demeti, son demeti kim bilir kaçıncı demetse işte, bağlayan adama bahşedilmiş kutsal, geleneksel bir sunum olduğunu söyleyerek kutsal şey neyse onu Başkan'a verir.
she knows, she knows. Whatever the virtues of balance, it's just a pleasant form of insanity.
Dengeli olmanın önemi ne olursa olsun ; bu sadece deliliğin hoş bir tezahürü.
If she knows about this, she'll come to the pageant and I'm nervous enough as it is.
Bu konuyu bilmesini istemiyorum. Yoksa gelmek ister. Zaten yeterince gerginim.
- It's possible she already knows. - No way.
- Bunu zaten biliyor olması da mümkün.
while I agree it wouId not be wise for Kes to make all of her experiences public, a report on anything she knows about these Krenim might be useful.
Kes'in gelecekte yaşadığı tecrübeleri, herkesle paylaşmaması gerektiğine ben de katılıyorum, ama raporunda belirteceği Krenimler işe yarar bir şey olabilir.
No one else knows she's at the castle. It's perfectly safe.
Başka hiç kimse onun kalede olduğunu bilmiyor... mükemmel şekilde güvenli.
Because she knows the worst thing about me, and it's okay.
Çünkü hakkımda en kötü şeyi biliyor ve bu doğru.
Can't say I blame her, she knows what it's like not to have anything.
Onu suçlayamam. Hiç bir şeye sahip olmamanın ne demek olduğunu biliyor.
Morton, if she knows, how long can it be before CNN or the Post breaks the story?
Morton, Bayan Lerner biliyorsa... CNN ya da Post'un haberi patlatması ne kadar sürer?
Maybe she knows what this thing is and what it does.
Belki bu şeyin ne işe yaradığını biliyordur.
It doesn't matter how she knows. It's in evidence.
Nasıl bildiğinin önemi yok.
And she knows more about it than she told the police.
Bu kız polise anlattığından daha fazlasını biliyor.
She told me to tell you that... she knows your little secret and she's gonna take it to the grave.
Sana şunu söylememi söyledi... küçük sırrını biliyormuş ve onu mezara alacakmış.
She knows how much I love it and how much time and money I spend on it.
Onu ne çok sevdiğimi, ne çok para ve zaman harcadığımı bilir.
It must be someone she knows.
Suyeon'un tanıdığı birisi olmalı.
She knows exactly who we are and would consider it her duty to lie to us.
O bizim tam olarak kim olduğumuzu biliyor ve bize yalan söylemeyi görevi sayar.
She knows what was in that cage and she knows that it must be killed and that's the thought that she can't bear because she doesn't want this thing to be extinct any more than you do.
Kafesin içinde ne bulunduğunu ve öldürülmesi gerektiğini o biliyor. Ama bu hoşuna gitmiyor çünkü o da sizin gibi bu hayvanın yok olmasını istemiyor.
She said it was all your idea. Comin'to tell me about my father and all instead of letting me hear it who-knows-how.
- Hepsinin senin fikrin olduğunu söyledi...'kim bilir nasılı'duymama müsade etmek yerine, babamla ilgili şeyleri ve diğerlerini söylemek için gelmeyi.
Lock her up so she knows how it feels!
Onun da üstüne kilit vurun. Belki o zaman anlar.
She alone knows how to cool it with tears.
Yalnızca o beni ferahlatabilir gözyaşlarıyla.
She knows what she wants. She'll get it.
- En azından hayatta ne yapmak istediğini biliyor.
she knows what she wants 19
she knows 359
she knows me 38
she knows everything 48
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows 359
she knows me 38
she knows everything 48
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows nothing 24
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287