Suits me translate Turkish
625 parallel translation
It suits me, right?
Yakıştı, değil mi?
It suits me too.
Bu bana uyar.
- That suits me.
- Bana uyar.
Well, Dad suits me.
Babam bana uyar.
- That suits me fine.
Çok geç. - Hay Allah.
- Suits me.
Bana uyar.
- That suits me fine.
- Bana uyar.
I only have this one old suit, and it suits me fine.
Bende sadece bu takım var ve bana çok uyuyor.
Yes, but it suits me.
Evet ama bana uyar.
That suits me, Judge.
Bana uyar Yargıç.
Suits me.
Bence uygun.
- That suits me.
- Bu bana uyar.
That suits me.
Bence uygun.
Suits me.
Benim için hava hoş.
That suits me.
Bana uyar.
- Suits me.
- Bana uyar.
That suits me just fine.
Bana gayet uygun.
- Suits me, Butch.
- Bana uyar Butch.
Suits me.
Bana uyar.
Mmm-hmm. Yeah, that suits me fine.
- Donanma mavisi.Bana uyar.
Suits me fine.
- Bana uyar.
It suits me perfectly.
Bana çok uygun geldi.
The house suits me perfectly.
Bu evi çok beğendim.
Suits me.
Bana uyan.
Suits me fine.
Bana uyar.
Either way suits me.
İkisi de bana uyar.
That suits me!
- Beni görüyor musun!
- That suits me fine.
- Benim için uygun.
Suits me. Just... Just tell me how to get there.
Ben yaparım, sadece oraya nasıl gideceğimi söyle yeter.
Fine, Fontana suits me.
Tamam, Fontana bana uyar.
A dead language that ideally suits me.
Bana tam uyan ölü bir dil.
I don't think it suits me at all.
Bana uyduğunu düşünmüyorum.
I remember what suits me.
Ben sadece istediklerimi hatırlarım.
- It suits me, Kelly.
- Bana uyar, Kelly.
Anybody suits me.
Herhangi bir bana uyar.
Oh, either way suits me.
İkisi de bana uyar.
- Suits me, sir.
- Bu bana uygun, efendim
Well, that - - that suits me fine.
- Bana uyar.
The morning air suits me.
Sabah havası bana iyi geliyor.
Suits me. OK with the rest of you boys?
Bana uyar, siz ne dersiniz çocuklar?
That suits me fine.
Bana uyar.
This arrangement suits me just fine.
Bu düzenleme bana tam olarak uyar.
I just sort of move along from there to here and do whatever suits me, like now.
Sadece oradan oraya dolaşan ve şu andaki gibi, istediğini yapan biriyim.
Because I think it suits me, ma'am.
- Bana yakıştığını sandığım için.
But that suits me perfectly.
Tam bana göre.
- Eh, suits me fine.
- Olur derim.
But you want me out of the way... so you and DeGarmot can fix it any way it suits you.
Ama sen de yolunuzdan çekilmemi istiyorsun, değil mi? Böylece sen ve DeGarmot, işleri size uygun şekilde halledeceksiniz.
'Tis not alone, my inky cloak, good mother, nor customary suits of solemn black, together with all forms, moulds, shows of grief that can denote me truly.
Görünen yok benim için, olan var. Giydiğim karalar değil yalnız, sevgili annemiz âdetlere uyarak tuttuğum matem değil, yapmacık, uydurma tavırlar değil, benim gerçek hâlimi anlatacak.
Tell me, all the suits...
Söyle bana, tüm bu giysiler...
To make a lady of me, a housewife? Whatever suits them.
Bir hanım, bir ev kadını yapmak istiyor beni?
Oh, that reminds me, she found this in one of my suits.
Oh, bana şunu anımsattı, bunu takımlarımdan birinde buldu.