Teach me translate Turkish
4,174 parallel translation
Well, you gotta teach me all of it.
Bana her şeyi öğretmelisin.
Hey, do you think you could teach me how to surf?
Hey bana nasıl sörf yapılacağını öğretebilir misin? Bu muhtemelen olmayacak.
They send the cripple in to teach me how to live my life.
Hayatımı nasıl yaşayacağımı öğretmek için topal doktor yollamışlar.
Listen, I need you two to teach me everything you know about basketball.
Dinleyin, basketbolla ilgili bildiğiniz her şeyi bana öğretmeniz lazım.
Trying to teach me!
Bana öğretmeye çalışıyor!
Don't try to teach me.
Oh, sakın bana öğretmeye kalkışma.
i had no parents or family to teach me.
Bana öğretecek annem ya da babam olmadı benim.
Teach me how to feel
# Nasıl hissedeceğimi öğretin bana #
I need you to teach me stuff so I can talk to people.
Bana bir şeyler öğret böylece insanlarla diyalog kurabileyim.
Look, I need you to teach me everything you know.
Bana bildiğin her şeyi öğretmeni istiyorum.
Grandpa's been trying to teach me focus since I was 8.
8. sınıftan beri büyük babam bana konsantre olmayı öğretiyor.
I got caught, and the owner wanted to call the cops, teach me a lesson.
Yakalandım ve mağazanın sahibi polisleri arayarak bana bir ders vermeyi istedi.
- I don't care. Working for Jill might look better on paper, but she can't teach me anything about being a good person.
Jill için çalışmak kağıt üstünde daha iyi görünüyor olabilir ama o, bana nasıl iyi bir insan olunacağı konusunda hiçbir şey öğretemez.
Can you teach me how to do that?
Nasil yaptigini bana ögretir misin?
I really appreciate you trying to teach me all this, getting me assigned and every...
Tüm bunları bana öğretme çaban için teşekkür ederim. Beni işlere ataman ve...
Teach me.
Öğret bana.
Teach me.
Öğret.
Trying to teach me law!
Bana kanunları öğretmeye çalışıyor!
You'd think being alive for over 1,000 years would teach me some manners, but I couldn't resist stopping by.
Bin yıldan fazladır yaşıyor olmanın biraz nezaket öğreteceğini sanırsın ama uğramak için kendime karşı koyamadım.
Pretending like I don't know how to use chopsticks, so you can teach me.
Yemek çubuklarını kullanmayı bilmiyormuş gibi yaparım. Sen de bana öğretirsin.
Can you teach me how to talk to a girl like that?
Kızlarla öyle nasıl konuşulur bana da öğretir misin?
Teach me my mother's shape-shifting spell, allow me to hide.
Bana annemin şekil değiştirme büyüsünü öğret ki saklanabileyim.
You guys even teach me stuff about words and numbers.
Hatta bana yeni kelimeler ve sayıları falan öğretiyorsunuz.
Teach me a lesson.
Ders ver bakalım bana.
By the way, Maw Maw, now I now you faked that heart attack when you were trying to teach me Spanish.
Bu arada, Maw Maw, şimdi bana İspanyolca öğretmeye çalışırken kalp krizi taklidi yaptığını biliyorum.
Teach me your urban ways.
Bana şehirli yollarını öğret.
That little girl is gonna teach me what I need to know to erase the cloud drive Bobby has...
Bobby'nin sahip olduğu sürücüyü silmek için bilmem gerekenleri bu küçük kız öğretecek...
You were gonna teach me your business.
İşini öğretecektin.
Make me know Your ways, oh Lord teach me Your paths make me know...
Tanrım, bana doğru yolu göster. Sana giden yoldan saptırma. Sen beni...
You teach me to swim?
Bana yüzmeyi öğretir misin?
I am led by the hand of the Lord so bravely I direct my gaze to the unknown country teach me to follow without questions
# Tanrı'nın yolundan gideceğim # # Gözümü son derece cesurca # # Bilinmeyen ülkeye dikeceğim #
Father what You do is right teach me to worry only about today with courage steady and bright
# Tanrı'm senin yolun doğru yol # # Yalnızca bugün için endişelenmeyi öğret bana # # Cesaretle, istikrarla, aydınlıkla #
What would you teach me? Nick... the theme is "masculine garden party."
Temamız, erkeksi bahçe partisi.
TEACH ME. ... THAT MIGHT WORK.
... Şu işe yarayabilir.
Maybe someone'll finally teach me how to properly slice a bagel.
Belki birileri sonunda, bir bageli nasıl düzgün dilimleyeceğimi öğretebilir.
- Teach me that.
Öğret bunu bana.
Teach me what you know.
Bildiklerini bana öğret.
Will you teach me guitar?
Bana gitar öğretir misin?
- Please, can't you teach me?
- Lütfen, öğretemez misin? - Hayır!
You want me to teach them to shoot?
Onlara ateş ettirmeyi öğretmemi mi istiyorsun?
Let me teach in my boxers.
Bıraksınlar da şort giyerken ders anlatayım.
I think this is making me crazy trying to teach you and be with you, so I'd like to break up with you.
Hem öğretmenin hem de sevgilin olayım derken iyice kafayı yediğimi düşünüyorum. Bu yüzden senden ayrılmak istiyorum.
Would you like me to teach you, G-string?
Sana öğretmemi istermisin, G-string?
Now can you teach me how to make this?
Şimdi, bunun nasıl yapılacağını bana öğretir misin?
I would like to teach Ryan a lesson about taking me for granted.
Ryan'a, bana anlayışsız davranmasından ötürü bir ders vermek istiyorum.
Why would you teach it to me it at all?
Neden onu bana öğretesin ki?
You want me to teach them to shoot?
Onlara ateş etmeyi öğretmemi mi istiyorsun?
Allow me to continue to teach you.
Seni eğitmeye devam etmeme izin ver.
Well, believe me, normally I would never even think about dating a parent, but in two weeks, I'm moving to Portugal to teach English, so it's not really an issue.
Şey, inan bana normalde bir ebeveynle çıkmayı asla düşünmem bile ama iki hafta içerisinde İngilizce öğretmek için Portekiz'e taşınıyorum bu yüzden pek sorun değil yani.
No, Mom, what's not fair is that I'm supposed to take my driving test and there's no way I'm going to pass because you said that you'd teach me, and you haven't even taken me out once.
Hayır anne, adil olmayan şu : Ben ehliyet sınavına gireceğim. Ama geçmemin imkânı yok.
And it's my childhood dream to go there and own my own alligator that I keep in the stands and teach to say my name so it can cheer for me during games.
Ve oraya gidip bir timsah almak çocukluk hayalim. Ona, ismimi söylemeyi öğreteceğim ki maçlarda bana tezahürat yapabilsin.