That man translate Turkish
58,967 parallel translation
So that man was murdered then.
- O zaman o adam öldürüldü mü yani?
I've found that man.
O adamı bulduma inanıyorum.
I'm saying if we're being honest here and not to cast aspersions, but I've seen a lot of snakes in my day, and that man is a scorpion.
Yani, burada dürüst oluyorsak ve iftira atmıyorsak, ama günümüzde çok sayıda yılan gördüm, ve o adam bir akrep.
That man is a highly trained warfighter.
İçerideki eğitimli bir asker.
He was running toward a fallen comrade to save that man's life.
Düşen bir dostuna onun hayatını kurtarmak için koşuyordu.
That man never wavered.
Bir an bile vazgeçmedi.
When midnight comes, let no man mention his name lest that man become him.
Gece yarısı geldiğinde hiçbir erkek onun adını anamaz yoksa kaderi onun gibi olur.
- Lest that man become him.
- Yoksa kaderi onunki gibi olur.
You threw that man overboard.
O adamı gemiden attın.
I threw that man overboard.
O adamı gemiden attım.
Look, I know that this is crazy and you barely know us... but we can tell that you are a good man.
Bunun saçma geldiğinin ve bizi çok az tanıdığının farkındayım ama senin iyi bir adam olduğunu anladık biz.
Yeah. That's the three lines of math that separates my life as a man from my life as an unfeeling ghost.
insan oldugum yasamimi duygusuz bir hayalet oldugum yasamimdan ayiran hesaplardi bunlar.
Szechuan? That's my one-armed man!
O benim tek kollu adamim!
I just assumed that was, uh, turd man, wiggly turd man.
Ben onun, uh, Bokadam olduğunu varsaymıştım Kıpırdaşan Bokadam.
Man, that's hard to say.
Söylemesi zor oldu be.
Well, have fun with that, but Morty and I have to meet a Lady Comet, a Monorail Man, Two Assholes, and a Full Alligator in like an hour.
Peki, size iyi eğlenceler fakat Morty ve ben bir Leydi Kuyrukluyıldız, bir Hafifmetro Adam iki geri zekalı, ve bir Tam Timsah ile buluşacağız, bir saat içinde.
It was your beliefs, your pursuit of justice... that taught me to be a man.
Bana adam olmayı öğreten... senin inançların ve adalet arayışındı...
That who came in here, the man who had no face.
Ve buraya gelen, o yüzü olmayan adamdı.
I am very sorry for the loss of your man, and I will be vigilant, as I always am, about any information that might allow us to make Nassau safe.
Adamlarını kaybettiği için çok üzgünüm.. .. ve her zaman Nassau'yu güvende.. .. tutmaya olanak sağlayacak bilgi için..
I heard that on the day Governor Thompson fled, it was actually this man who wielded the knife that killed his wife and son.
Vali Tompson'ın suçlu buluduğu gün.. aslında bu adamın valinin karısını ve çocuğunu.. .. öldürmüş olduğunu duymuştum.
How can a man like that be the best of us?
Bizim gibi bir adam nasıl en iyisi olabilir?
Stand your men down and follow me away from here, for any man who offers resistance to that militia will be held responsible for...
Adamlarına söyle teslim olsunlar.. .. ve beni takip etsinler.. .. hiçbiriniz milislerin yaptıklarından..
People finding it hard to accept the idea that one man can be two things, but I've seen it.
İnsanlara bir adamın her ikisine birden sahip olabileceği fikri yatkın gelmemiş. Ama ben anladım.
That dude on the pillar's over 15 feet, man!
4,5 metrelik sütunlardan daha uzun!
Man, they loved that shit.
Adamım o lanet şeyi çok beğendiler.
He failed at being the man that he wanted to be.
İstediği adam olamamış.
A man like that, used to blaming others for his...
Onun gibi bir adam, kendi hataları için başkalarını...
"Yeah, that's our man," so, out of, uh, St. Cloud.
St. Cloud'un dışından.
That's one small step for man, one giant leap for mankind.
Bu benim için küçük, insanlık için büyük bir adımdır.
I see a girl like you and a guy like that, I think, "now, how's a working man" "with hillbilly hair and a beer belly"
Senin gibi bir kadını ve onun gibi bir adamı gördüğümde şöyle düşünürüm, "köylü saçı ve bira göbeğiyle çalışan bir adam"
Then you can understand how a rich man like that, pillar of the community, might be targeted by his younger, less successful brother.
O zaman toplumun direği gibi zengin bir adamın, daha genç ve başarısız kardeşi tarafından, nasıl hedef alınabileceğini anlarsınız.
You think a rich man wrote that?
Sence bunu zengin biri mi yazdı?
Or either, it's possible that your consigliere making a move and he's using your brother as a diversion, or worse, a straw man after all.
Veya consigliere'nin bir hamle yapıyor ve kardeşini dikkat dağıtmak veyda daha kötüsü bunca şeyden sonra bir paravan olarak kullanıyor olması mümkün.
But that sounds like the man that I met.
Ama tanıştığım adam gibi görünüyor.
In five minutes that door is going to open, and a man you can't argue with will tell me I'm free to go.
Beş dakika içinde şu kapı açılacak ve sizin emirlerine karşı gelemeyeceğiniz birisi serbest olduğumu söyleyecek.
But I know that he's an honorable man. Who held onto his soul, And that is a tough thing to do in this line of work.
Ancak biliyorum ki o maneviyatına tutunmaya çalışan şerefli bir adam ve böyle bir işte bunu yapmak çok zor olmalı.
All you can do now is waste the data. And ensure that every man, woman and child. On that rock died for nothing.
Artık tek yapabileceğiniz verileri heba edip o kayada ölen her erkeğin, kadının ve çocuğun boşu boşuna can vermesi olur.
One of the first concepts I learned in Islam is that of brotherhood, that each Muslim woman is my sister, each man my brother, and that together, we are one large body who must protect each other.
İslam'da ilk öğrendiğim şeylerden biri de kardeşlik. Her müslüman kadın benim kardeşim. Her erkek, kardeşim..... ve birlikte birbirini koruması gereken bir bütünüz.
What we do know is that he was a young man filled with hate... whom the FBI had already arrested as a potential terror suspect and then released, proving, once again, how hard it is to interrupt
Bildiğimiz şey şu : Kendisi nefretle dolu bir gençti. FBI onu potansiyel terör şüphelisi olarak tutukladı ve saldı.
Whoa, whoa, whoa, whoa. If it wasn't for that loyal man in the car,
O arabadaki sadık adam olmasa, şimdi ölmüş olabilirdim.
Peter Quinn, the man that I had living in my home... who they say took Franny hostage... I have a very intense relationship with him, too.
Peter Quinn, evimde yaşayan ve Franny'yi rehin aldığını söyledikleri adamla da yoğun bir ilişkim var.
That Mossad used this man, Nafisi, in an elaborate charade to get me to back off my Iran policy.
Mossad, Nafisi denen bu adama İran politikamdan geri çekilmemi sağlamak için bir oyun oynattı.
So, tell me, how exactly does a man like that become a CIA asset?
Öyleyse, söyle bana, bir adam bunu nasıl yapar Bir CIA varlığı olur mu?
And good luck with that,'cause I'm here all the time and I've yet to meet the man, so...
Ben uzun süredir buradayım. Daha kendisiyle görüşemedim.
War is how a man takes his wealth, Earl Ragnar, it is the land and trade that makes it.
Savaş bir adamın elinden servetini alır. Servet kazandıran şey toprak ve ticarettir.
And it is my understanding that you are the only man alive who knows it.
Ve bana göre bunu bilen hayattaki tek kişi sensin.
Whoever's not on the boat, that's the man I saw go over.
Her kim gemide değilse, düştüğünü gördüğüm kişidir.
For whatsoever a man soweth, that shall he also reap. "
İnsan ne ekerse onu biçer. "
Then that crazy old man got here and became convinced it was a part of his flood story.
Sonra bu çılgın ihtiyar gelmiş, bunların tufanla bir alakası olduğuna ikna olmuş.
Man, you want that kind of high-level access, you're gonna have to talk to the boss yourself.
Böyle yüksek düzey izin istiyorsan patronla bizzat görüşmelisin.
Because a man calling himself that came by yesterday.
Çünkü o isimde biri dün gelip seni sordu.
manny 1036
manchester 63
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manchester 63
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138