That sounds fair translate Turkish
86 parallel translation
MAN : Say, that sounds fair to me.I
Bak, işte bu bana adil gibi geldi.
That sounds fair enough, Jim.
Kulağa makul geliyor, Jim.
- Well, that sounds fair enough.
- Kulağa yeterince makul geliyor.
That sounds fair.
Adil gözüküyor.
Well, that sounds fair to me.
Pekala, bana adil geldi.
That sounds fair.
Bence adil.
GARY : That sounds fair.
Adil görünüyor.
That sounds fair.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds fair.
- Adil görünüyor.
That sounds fair.
İşte bu çok adil oldu!
Ha! Well, that sounds fair.
Evet, kulağı hoş geliyor.
That sounds fair.
Fena değil gibi.
That sounds fair.
Adil görünüyor.
- That sounds fair.
- İyi fikir.
That sounds fair. [Whines] Yeah.
- Bu bana adil geldi.
I guess that sounds fair.
Oldukça adil.
- Okay, that sounds fair. - ( All Groaning )
- Tamam, yeterince adil.
Well, that sounds fair.
Evet, adil görünüyor.
Okay, that sounds fair.
Tamam, anlaştık.
That sounds fair, but I should pay interest. - No.
- Adil bir teklif, ama faiz ödemeliyim.
- That sounds fair.
- Uyar gibi.
Yeah, that sounds fair.
Evet, adil geliyor.
Mm-hmm. That sounds fair.
Evet, mantıklı.
- That sounds fair.
- Adil duruyor.
In between, I can travel to New Mexico. I mean, that sounds fair, right?
Aralarda da ben New Mexico'ya giderim.
All right, that sounds fair.
Pekâlâ, bana gayet makul göründü.
Well, that sounds fair.
Oldukça adil.
That sounds fair.
Kulağa adil geliyor.
- That sounds fair.
Adil görünüyor.
- That sounds fair.
- Böylesi adil gibi.
I mean, that sounds fair.
Demek istediğim, benim için uygun.
That sounds fair.
Bu oldukça mantıklı.
That sounds fair.
Anlaştık.
Yeah, that sounds fair to me.
Gayet makul bence.
Jeff, having heard Pierce's side of the story, the only humane thing to do would be to give you a C and let him do his presentation alone, if that sounds fair to you.
Jeff, hikayeyi Pierce'tan dinledikten sonra, sanırım yapılacak en adil şey sana "C" verip Pierce'ın sunumu tek başına yapması. Senin için uygun mu?
Yeah, that sounds fair.
Evet, bu adil görünüyor.
That sounds fair.
Oldukça adil.
That sounds like a fair split.
Adil bir oran.
- That sounds like a fair thing to do.
- Yapılacak en doğru şey bu gibi.
Fair enough, that sounds okay. Yeah.
Çok adil, tamam.
That sounds fair.
Bu gayet adil geliyor.
That sounds like a fair trade, doesn't it?
Bir tür değiş tokuş, değil mi? Süper.
That sounds fair.
- Bu gayet adil olur.
That sounds fair. 30.
Adil gözüküyor.
- Sounds fair. But I don't have that much money here.
Gayet makul ama burada o kadar çok para yok.
now that sounds like a fair trade.
Şimdi bu kulağa anlaşma gibi geliyor.
That sounds like a fair trade to me.
Bence gayet adilane.
Sounds like you really rocked that arts and crafts fair.
El işleri fuarına gerçekten damganızı vurmuşsunuz.
One of the girls in my art class saw my calligraphy, and she said that if I addressed all the invitations that I could have one. Sounds very fair.
- Sanat sınıfındaki bir kız yazımı gördü ve eğer tüm davetiyelere adresleri yazarsam benim de gelebileceğimi söyledi.
Aw, gee whiz... that sounds like so much fun... fair and all.
Ne güzel, çok eğlenceli. Adil olması falan.
I think that sounds like a fair price for "an economy double with obstructed view of the street."
Bence çok adil bir fiyat, hem de sokağı kısmen gören iki kişilik ekonomi sınıfı oda için.
that sounds good 394
that sounds great 436
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds perfect 47
that sounds awesome 53
that sounds great 436
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds perfect 47
that sounds awesome 53