That sounds nice translate Turkish
357 parallel translation
Anything that sounds nice.
Kulağa hoş gelen bir şey olsun.
Oh, that sounds nice.
Çok güzel.
That sounds nice, dear.
Ne güzel, canım.
Yes, that sounds nice.
Evet, kulağa hoş geliyor.
That sounds nice.
Kulağa güzel geliyor.
That sounds nice.
Kulağa hoş geliyor.
Now, that sounds nice.
Bu kulağa hoş geldi şimdi.
Well, that sounds nice.
- Şey, kulağa hoş geliyor.
Does that sounds nice to you?
Bu sizin için ho? geliyor mu?
That sounds nice, but how will you get water?
Aa çok iyi de suyu ne yapacaksınız?
Oh, that sounds nice, Woody.
Çok hoşuma gider, Woody.
- That sounds nice.
- Kulağa hoş geliyor.
Sure That sounds nice
Tabi, İyi olur.
- Yeah yeah, that sounds nice.
- Evet Evet, kulağa hoş geliyor.
That sounds nice, but I've got a date.
Kulağa hoş geliyor, ama randevum var. Öyle mi?
That sounds nice. But it can wait.
Kulağa güzel geliyor ama bekleyebilir.
That sounds nice, but I'm leavin the hood in a couple of days.
Kulağa iyi geliyor, ama bir kaç gün içerisinde burdan ayrılacağım.
Nap time... that sounds nice.
Uyku zamanı-kulağa hoş geliyor.
That sounds nice, between the tits.
Memelerin arasından demek.
Boy, Mama, that-that-that sounds nice. Me-Me, a college man.
Annecim ne dersin Kulaga cok hos geliyor.
Yep, that sounds nice.
Evet, güzel geliyor.
Oh, that sounds nice, yeah.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds nice, huh?
- Kulağa hoş geliyor. - Düsündük ki...
That sounds nice.
Kulağa ne hoş geliyor.
Yes, that sounds very nice.
Evet, kulağa çok hoş geliyor.
That sounds very nice.
Bu kulağa çok hoş geliyor.
How nice that sounds.
Söylemek ne kadar güzel.
That sounds like nice and expensive fun.
Bu hoş ve pahalı bir eğlenceye benziyor.
That sounds very nice.
Kulağa gayet iyi geliyor.
Oh, that sounds very nice.
Harika bir fikir.
Yes, that sounds very nice.
Evet, kulağa hoş geliyor.
That sounds so nice.
Kulağa çok hoş geliyor.
Oh that sounds very nice.
Evet kulağa hoş geliyor, vaktim olursa bir gün neden olmasın.
Mrs. Meir that sounds very nice.
Bayan Meir, bu fikir kulağa hoş geliyor.
That sounds like a nice place.
Güzel bir yere benziyor.
That sounds very nice, but I've got plans of my own.
Kulağa hoş geliyor ama kendi planlarım var.
That sounds good, nice word - decimate.
"Büyük kısmı" demek kulağa hoş geliyor.
That actually sounds kinda nice.
Doğrusu iyi gibi.
That flute sounds nice.
O bir flüt değil mi?
That all sounds so nice.
Bu söylediklerin çok hoş.
That sounds really nice, Maya.
Kulağa hoş geliyor, Maya.
That sounds solid. That's a nice hookup.
İyi bir hikaye, bence yutarlar.
Well, that sounds real nice, Buddy.
Pekala. kulağa hoş geliyor, Buddy.
I think that sounds very nice, don't you?
Bence bu gayet iyi, sizce?
Wow. That sounds really nice.
Kulağa çok hoş geliyor.
That sounds like a nice dismount off the balance beam.
Denge aletinden güzel bir iniş gibi oldu.
Well, you know, that all sounds very nice, but unfortunately, we gotta throw you a no.
Kulağa hoş geliyor ama ne yazık ki size hayır demek zorundayız.
- That's nice. - Sounds like the left bank's running lean.
Sol tarafa yakıt akışında sorun var gibi?
Sadly, no, I don't carry that, but I do have some very nice whale sounds.
Hayır, üzgünüm. Bende yok. Ama başka güzel kayıtlar var.
That sounds really nice, but tonight, I already have plans with people. Other.
İyi olurdu ama bu akşam başkalarıyla planım var.
Well, that - that sounds real nice, Rachel... but I'm, uh, I'm not quite -
Kulağa çok hoş geliyor, Rachel ama ben biraz...
that sounds good 394
that sounds great 436
that sounds fun 130
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds good to me 27
that sounds terrible 42
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35
that sounds perfect 47
that sounds great 436
that sounds fun 130
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds good to me 27
that sounds terrible 42
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35
that sounds perfect 47