The accountant translate Turkish
556 parallel translation
I also met your other secretary, the one that's the accountant now.
Ayrıca diğer sekreterinizle de karşılaştım, şu an muhasebeci olan.
- The accountant, Mr. Mevaglia.
- Muhasebeci, Bay Mevaglia.
That is, Rita's fiancé, the accountant, got them,
Rita'nın muhasebeci nişanlısı almış.
The accountant is out, and so is his wife.
Muhasebeci gitti, aynı şekilde karısı da.
Ivan, I was telling the accountant that you're an excellent poet.
Ivan, ben de tam muhasebeciye senin ne kadar harika bir şair olduğundan bahsediyordum.
I'm the accountant for the Girasi company.
Ben Girasi şirketinin muhasebecisiyim.
Well, you're the accountant in the family.
Ailedeki muhasebeci sensin.
Incidentally, you may be entitled to more, but we won't know that until the accountant has a chance to check over the books.
Yeri gelmişken, daha fazlasını hak edebilirsin, fakat saymanın defterleri kontrol etme fırsatı oluncaya değin bunu bilemeyiz.
The accountant sent me this one from Selvino.
Muhasebeci bunu Selvino'dan gönderdi bana.
As usual, the accountant is being unfair.
Muhasebeci her zamanki gibi, haksızlık yapıyor.
Four knocks for the accountant.
Dördüncü kez muhasebeciyi.
A coffee for the accountant.
Muhasebeciye bir kahve.
- Oh, it's the accountant.
- Muhasebeciymiş.
You are Georgi Kroll, the accountant at a state bank.
Sen Georgi Kroll'sun, eyalet bankasında muhasebecisin.
The accountant's name is Primitivo?
Muhasebecinin ismi, Primitivo mu?
- That's what the accountant tells me... with everything, $ 200 a day.
- Günde 200 dolar mı? - Muhasebeci öyle dedi.
The accountant is arriving soon.
Birazdan muhasebeci burada olur.
The president thought the accountant talked.
Başkan muhasebecinin konuştuğunu düşündü.
Three days later... they found the accountant, his wife, and kid... naked and tied up in the house...
Üç gün sonra... Muhasebeciyi, karısını ve çocuğunu... çıplak, elleri ve ayaklarından... evde başlanmış halde... ve vücutlarındaki bütün kıllar tıraş edilmiş halde buldular.
The accountant thinks you better...
Muhasebecinin tavsiyesi...
Excuse me, Cesleste, this is Dan Mikhalis, the accountant.
Affedersin, Cesleste. Ben muhasebeci Dan Mikhalis.
My son the accountant.
Oğlum bir muhasebeci.
But the accountant in that end of the company... was supposed to know nothing about it.
Ama şirketin o noktasındaki muhasebeci bunu bilmek zorunda değildi.
You are the accountant.
Sen muhasipsin.
Well, you don't strike me as the accountant type.
Bana hiç maliyeciye benzer bir tipin varmış gibi gelmedi.
Any accountant who is aware of a felony, he becomes an accessory to that felony unless he reports it to the proper authorities.
Bir suçun farkına varan bir muhasebeci bunu yetkili mercilere bildirmiyorsa, o suçun bir parçası haline gelir.
If you don't mind, partners, my accountant will go over the books just to make sure you boys ain't cheating.
Kusura bakmazsanız ortaklar, muhasebecim defterlere bakacak. Hile filan var mı diye.
I am the regional hospital accountant.
Bölge hastanesi saymanıyım.
No, he's the new accountant.
- Hayır, yeni muhasebeci.
I'm going to be the world's first millionaire accountant.
dünyanın ilk milyoner mühasebecisi olacağım.
He's made you his prize salesman, and I'm the cost accountant trying to cut down his overhead with what you and he call progress!
"Seni baş satıcısı yapmış. " Ben de, onun ve senin gelişme dediğiniz şeyle masrafları azaltan maliyet muhasebecisi!
Just because my accountant said... that the tax department made a big fuss about the...
Muhasebecim Vergi Dairesiyle başımızın büyük belada olduğunu söyledi diye...
As a qualified accountant... Heyer acts as bookeeper and collector for the Moran organization...
Yetenekli bir muhasebeci olarak Heyer, Moran organizasyonunda hesap işleriyle...
Just think yesterday, I was a meaningless little accountant and today I'm the producer of a Broadway flop!
Düşünsene, daha dün önemsiz ve küçük bir muhasebeciydim. Ama bugün bir Broadway fiyaskosunun yapımcısıyım.
I've been a chartered accountant for the last 20 years.
20 yıldır muhasebeciyim. Yeni bir iş istiyorum.
Wilkins, I am the chairman of a multimillion-pound corporation and you are a very new chartered accountant.
Wilkins, ben milyonlarca sterlinlik bir şirketin başkanıyım ve sen çok taze bir yeminli muhasebecisin.
I've been an accountant for the last 20 years.
Son yirmi senedir muhasebeciyim.
But, you see, the snag is... if I now call the service and say to them... "I've got a 45-year-old accountant who wants to become a lion tamer"... their first question is not going to be "Does he have his own hat?"
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
The in-house accountant.
Şirket muhasebecisi.
Miss Hunter, send a memo to the chief accountant.
Bayan Hunter, muhasebeye bildiride bulunun.
I was an accountant in the council.
Belediye meclisinde muhasebeciydim.
Only two people seemed to know... the president and his accountant.
Sadece iki kişinin başkan ve muhasebecisini... gördüğü biliniyor.
The accountant, I have to see him.
Muhasebecimiz... onu görmem lazım.
Accountant Vivaldi, doctor Spaziani, head of the personnel office, pensions department.
Muhasebeci Vivaldi, doktor Spaziani,.. ... emekli sandığı personel bürosu şefi.
The undersigned, accountant Mario Vivaldi, born in Rome etc., will if necessary list attested certificates in a successive order.
İmza sahibi, muhasebeci Mario Vivaldi, Roma doğumlu, vesaire... gerekli görüldüğü takdirde tasdikli sertifikaları başarı sırasına göre listeleyecektir.
In the shoot-out, a 22 years old accountant named Mario Vivaldi was killed,
Çatışmada,.. ... 22 yaşındaki Mario Vivaldi adında bir muhasebeci öldürüldü.
My accountant tells me I'm better off folding the team, taking a tax loss.
Muhasebeci takımı kapatıp vergi iadesi alırsam daha karlı olacağımı söylüyor.
It was an accountant, knifed in the belly.
Karnından bıçaklanan, bir muhasebeciydi.
You're the best accountant, the most conscientious financial manager, but you haven't a mark's worth of imagination.
En iyi sayman sensin, en vicdanlı finans müdürü sensin ama bir marklık hayal gücün yok.
Jack's an accountant for the Mob.
Jack, mafya için muhasebecilik yapıyor.
For the head accountant...
Bas muhasebeci için...
accountant 34
accountants 17
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
accountants 17
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
the armory 16
the address 54
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is 144
the answer is no 232
the apartment 34
the answer is yes 95
the animals 29
the address 54
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is 144
the answer is no 232
the apartment 34
the answer is yes 95
the animals 29
the artist 45
the arm 18
the anger 33
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the android 74
the accent 16
the arm 18
the anger 33
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the android 74
the accent 16