The best translate Turkish
73,551 parallel translation
- Probably for the best.
- En iyisi.
Yeah, we'll just convince him the best thing to do is resign.
Evet, yapacağı en iyi şeyin istifa olduğuna ikna edebiliriz. Çok zor olmaz.
I put the best interests of this city ahead of my own.
Şehrin çıkarlarını benimkinden önce tuttum.
This is the best day of my life.
Bu hayatımın en güzel günü.
- That is the best we got.
- Elimizdeki en iyi şey bu.
- Old family names be the best.
- Eski aile adlarından koymak en iyisi.
I think that's for the best.
Sanırım en iyisi bu.
This is the best beach in the world!
Burası dünyadaki en iyi sahil!
Morwenna, it's the best beach in Cornwall!
Morwenna, burası Cornwall'daki en güzel sahil!
It's possible we espouse the principle that a reformed sinner makes the best parson.
En iyi rahibin, ıslah olmuş bir günahkardan ortaya çıkacağı prensibini benimsemiş olmamız mümkün.
You've learnt to make the best, to be grateful for whatever you have in your life.
Hayatında olan şeylere şükretmek için elinden geleni yapmayı öğrendin.
He's had the best of everything.
Her şeyin en iyisine sahip oldu.
'Tis for the best.
En iyisi bu.
Here is the best landing point close to Quimper.
Quimper'ın yakınında karaya çıkmak için en uygun yer burası.
And in the meantime, he receives the best possible treatment.
Ve bu arada, mümkün olan en iyi tedaviyi alıyor.
The intention is to provide my stepson with the best education money can buy.
Niyetim, üvey oğluma paranın satın alabileceği en iyi eğitimi sağlamak.
You know, do you not, that we wish only the best for you?
Senin için en iyisini istediğimizi biliyorsun, değil mi?
I wouldn't trust anyone but the best to handle this.
Bunu yapacak en iyi kişi dışında kimseye güvenmezdim.
He brings the best of himself into everything he does.
Yaptığı her işte elinden gelenin en iyisi yapar.
Her whole thing about hiring the best, about sparing no expense.
Onun, en iyisini seçme şeyi, harcama yapmamakla alakalıdır.
Maybe for the best.
Belki de en iyisi budur.
Frankly, that plane going down was the best thing that ever happened to our legacy.
Açıkçası o uçağın düşmesi mirasımızın başına gelen en iyi şeydi.
Turdhole was the best of us, and I robbed him of his life.
Turdhole aramızdaki en iyilerden biriydi ve ben onun hayatını çaldım.
The best part is that Tom can't say shit because of a little thing called "attorney-client privilege."
İşin en güzel yanı da "Avukat-Müvekkil Gizliliği" denen şey yüzünden Tom kimseye bir şey söyleyemiyor.
You're one of the best figure-it-out-er's I know, Jesse Custer.
Tanıdığım en iyi bir şeyler düşünen adamsın Jesse Custer.
That was the best cup of coffee I've ever had.
Şu ana kadar içtiğim en iyi kahve bu.
These are the résumés of the best 100 candidates.
Burada en iyi 100 adayın özgeçmişi var.
Well, unless I'm mistaken, we have ten associates starting tomorrow who chose to come here over one of the best law firms in the city.
Yani, yanlış bilmiyorsam şehirdeki en iyi hukuk firması yerine bize gelmeyi seçen 10 avukat yarın işe başlıyor.
- I know, which is why we're having the best sparkling apple cider money can buy.
Biliyorum, o yüzden paranın satın alabileceği en iyi köpüren elma suyu içeceğiz.
- I think it's for the best.
Bence en iyisi bu.
That's the best.
Belki en iyisi odur.
You said you wanted to know who I am, and this is the best way to get to know me.
Beni tanımak istediğini söyledin, beni tanımanın en iyi yolu bu.
But the judge will be here soon, and this is the best way to build our case.
Ama yargıç kısa süre içinde burada olacak şu an yapabileceğimiz tek şey bu.
Probably the best thing that's ever happened to me.
Muhtemelen başıma gelen en iyi şeydi.
- We both know that the best way to fight terrorists is to act like one.
Teröristlerle savaşmanın en iyi yolu onlar gibi davranmaktır. İkimizde biliyoruz.
That's the best that you can do?
Yapabileceğinin en iyisi bu mu?
Bring in the best minds we can- - historians, politicians, shamans, military leaders.
En zekiler getirmeye çalışmak tarihçiler, siyasetçiler şamanlar, askeri liderler.
Sir, my client is the best daredevil trapeze artist in the world.
Bayim, kendisi dunyanin en korkusuz trapez sanatcisidir.
♪ In so many words Say the best in town ♪
Kisacasi kentin en iyisi diyelim
- ♪ The best ♪
En iyisi...
♪ The best in town ♪ Very nice.
Kentin en iyisi cok guzel.
- What if this time, perpetuating the cycle and continuing down the wrong path, and protecting a broken system, isn't what's best for society?
- Bu sefer çevrimi sürdürecek olursa Ve yanlış yolu izlemeye devam ederek, Ve kırık bir sistemi korumak,
Well, I think we'd best carry this on down the station.
Sanırım buna merkezde devam etmeliyiz.
And I truly believe that I could best serve the city...
Ve inanıyorum ki Bu şehre en iyi hizmeti... Bunu ne zaman kaydettin?
I'm doing the evaluating, and my motto is, "Do your best and don't stress."
Değerlendirmeyi ben yapacağım ve parolam elinden geleni yap ve stres yapma.
Charlie's got this interim chief gig for the next few months, but after that, it's gonna open up again, which means... sign here and here... which means that you have a few months to convince the board that you're their best bet.
Charlie birkaç hafta daha geçici şef olacak. Fakat sonra pozisyon yeniden açılacak. Burayı ve burayı imzala.
Listen, I know this is none of my business, but, um, I do recognize the look of someone who knows the, um, best thing in his life just walked out the door.
Beni ilgilendirmediğini biliyorum ama hayatındaki en güzel şeyin kapıdan çıkıp gitmesini izleyen birinin yüzündeki bakışı iyi bilirim.
I'm the next best thing to Sydney.
Sydney'den sonra en iyisi benim.
And not only that, you can get the ten best associates from Robert Zane's stable to come with you.
Sadece bu değil, Robert Zane'nin ahırından en iyi 10 çalışanı kendinle birlikte getirebilirsin.
- Look, if you were my best man, you'd have to plan the bachelor party, decide what to say in your toast, handle problems that pop up the day of.
- Eğer sağdıçım olursan bekarlığa veda partisi düzenlemen gerekecek. Sağdıç konuşması yazman, hazırlık sürecinde ortaya çıkan sorunları halletmen gerekecek.
The Dybbuk would try his best to scare you But don't be afraid
Dibbuk sizi korkutmak için elinden geleni yapacak, ama sakın korkmayın.
the best is yet to come 22
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
best wishes 40
best 297
bester 33
bestie 22
best friends forever 16
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
best wishes 40
best 297
bester 33
bestie 22
best friends forever 16