The patients translate Turkish
3,156 parallel translation
- We accept the patients till 2PM.
- Hastaları 02 : 00'ye kadar kabul ediyoruz.
With so much self-sacrifice, and dealings with the patients as well as with the residents and, of course, his colleagues... Dr. Babic is the only right choice for the Gynecological Endocrinology and Sterility Ward
Yaptığı sayısız fedakarlıklar ve hastalarla ilgilenmenin yanı sıra asistan hekimlerle ve dahil meslektaşlarıyla da ilgilenen Doktor Babic, Jinekoloji ve Kısırlık Departmanının başına geçmek için en doğru seçimdir.
But what if the patients used to go to one near here?
Biliyorum ama ya hastalar civardaki bir kiliseye gidiyorlarsa?
It's supposed to have bad connotations for some of the patients.
Sanırım bazı hastalara kötü çağrışım yapıyor.
But the patients, they're your charity.
Ama hastalar, onlar senin hayır işin olacak.
They skirt the edges of the law. They have kind of a ruthless focus on profit with practically no concern for the welfare of the patients that they claim to be so selflessly serving. What?
Yasaların en uçlarında dolaşırlar sırf kar yapma amacıyla acımasız olurlar ve güya tamamen sağlığına hizmet ettiklerini iddia ettikleri hastaları hiçbir şekilde umursamazlar.
All the patients, shot in the head.
Bütün hastalar, başından vurulmuştu.
No--I mean, none of the patients had been in to see the dentist yet, so it wasn't one of the instruments he used.
Hastaların hiçbiri daha dişçinin yanına girmemiş yani onun kullandığı aletler değil.
Is there any connection between the patients?
Hastalarınız arasında bir bağlantı var mı?
None of the patients can remember exactly what happened to them when they were here, which means that there's a memory thing attached to whatever it is that we're looking for.
Hastaların hiçbiri burada olanları hatırlamıyor yani aradığımız şey her neyse artık bir hafıza durumu da var.
I can give you the employee records, but not the patients.
Çalışanların kayıtlarını verebilirim ama hastalarınki olmaz.
It's not just about me, it's about all the patients.
Sadece benim için değil, bütün hastalar için bu gerekli.
"The employees showed up to find the doors bolted and all the patients had been reassigned."
"Çalışanlar geldiklerinde tüm kapıların sürgülendiğini ve tüm hastaların başka yerlere gönderildiğini gördüler."
By stimulating parts of the thalamus, you have found that certain patients have been aroused to the point of being unable to sleep.
Parçalar arasında uyarıcı tarafından talamus, bulduk belirli hastalar çekmiş uyuyamayan olmanoktasına.
They take their lead from the Alzheimer's patients.
Onlar kendi yol almak Alzheimer hastaları.
Isn't it against the rules to give your personal cell phone number out to patients?
Bukurallara karşı değil Kişisel hücre vermek hastalara dışarı telefon numarası?
You told me you wanted me to start listening to my patients, and this is what the patient wanted.
Sen bana istediğini söyledi benim hasta dinlemeye başlamak, ve buhastanın ne istediğini.
Now you understand that I am not at liberty to talk about the work with my patients.
Biliyorsunuz ki hastalarım hakkında konuşma iznim yok.
You know how my patients get in the first trimester.
Hastalarımın ilk üç aylık dönemde nasıl davrandığını biliyorsun.
That didn't seem to bother you in 2002, Seattle, I believe, when you revealed the names of your "premium" donors to some of your patients and charged extra for their... services.
Bu konu 2002'de Seattle'da başınıza iş açmıştı sanırım bu bazı hastalarınızın fazladan servis para alabilmesi için isimlerini "kaliteli" donörler olarak açığa çıkardığınız zamandı.
What is the % of the PID patients with high temperature?
PIH hastalarının yüzde kaçında yüksek ateş görülür?
My patients - - they could all wake up tomorrow and every single, sacred, intimate thing that they have ever shared in here could be splattered all over the Internet!
Hastalarım... Yarın sabah kalktıklarında burada söyledikleri her gizli şey internette olabilir.
You may already realize the recent growth of flu patients around you.
Etrafınızdaki yeni grip salgınını çoktan fark etmişsinizdir.
Around midnight last night this website's main server malfunctioned, suddenly causing its game characters to behave violently like the virus patients.
Dün gece bu internet sitesi arızalanarak oyunun karakterlerinin virüsün etkilerini göstermesine sebep oldu.
Victims believed to have been murdered by the virus patients have been coming back to life in immediate suspended animation.
Kurbanlar virüs hastaları tarafından ısırılınca geçici ölüme geçildiği düşünülüyor.
The local asylum patients used to come here?
Yerel tımarhanenin hastalarını buraya mı gelirlerdi?
You left out the part about blowing up a hospital, with patients who are sick and fragile and who don't need things exploding down the hall from them.
Hastaneyi, içinde hasta, hassas ve koridorlarında bir şeyler patlamasına ihtiyacı olmayan hastalarla havaya uçurma kısmını atlamışsın.
Well, they'll strip you your medical degree, if you'll let too many patients die on the operating table.
Ameliyat masanda çok fazla hasta ölürse, diplomanı alırlar zaten.
Were the victims patients anywhere?
Kurbanlar hasta mıymış?
My patients talk to me, I run screaming from the building. Oh.
Eğer hastalarım benimle konuşsaydı, buradan çığlık çığlığa kaçardım.
Penelope, how many patients were in the female ward of the asylum?
Penelope, Kadınlar kısmında kaç hasta varmış?
Hey, so I just talked with the mothers of all the other patients that Mandy visited with at the hospital, and they all said the same thing- -
Mandy'nin hastanede ziyaret ettiği diğer tüm hastaların anneleriyle konuştum ve hepsi de aynı şeyi söyledi.
So I spoke with admissions at the hospital, and they said that numbers for severe asthma patients are up for that neighborhood.
Hastanedeki kayıt ofisiyle konuştum ve demelerine göre birçok astım hastası o çevredenmiş.
Uh, the other patients are going, "Tom, I thought you were dead."
Diğer hastalar "Tom, öldüğünü sanıyorduk." diye sesleniyor.
I can't fit an entire hospital full of patients into the basement.
Hasta dolu bir hastaneyi bodrum kata sığdıramam ki.
Okay, what about the other patients downstairs?
Aşağıdaki diğer hastalar?
The way she fights for her patients, how passionate she is, it was- - It was hot.
Hastaları adına mücadelesi, tutkusu çok çekici gelmişti.
We've registered 30 patients in the last 2 hours.
Son 2 saatte 30 hastanın kaydını yaptık.
I don't give up on my patients, but this is insane because you are playing the odds way too far in favor of doing more damage than good, and your patient is the one who will suffer.
Öyle zor bir ihtimali deniyorsun ki sonunda iyiden çok kötü şeyler olacak ve hastan acı çekecek.
Great, you make sure all of your patients go to the polls.
Harika, hastalarının hepsinin oy vermeye gittiğinden emin ol.
I decide the course of action for my patients - - me and me alone!
- Hastalarımın akıbetine ben karar veririm. - Sadece ben. - Dinle, sakin ol, dur, dur.
There are two patients we'll take this one with the hand lac, so you can grab the other lady if you don't mind..
İki tane hasta var. Eli kesileni biz alıyoruz. Kadınla siz ilgilenirsiniz.
No, I've seen similar responses in several patients over the last three months.
Son üç ayda benzer iyileşmeleri başka hastalarımda da yaşadım.
I'm trying to trace one of his patients from the war.
Doktorun savaştaki hastalarından birinin izini sürmeye çalışıyorum.
she's a danger to the other patients. Heather, we're gonna have to give you
- Heather, sana birkaç ilaç vermemiz gerekecek tamam mı?
Gary, was Rosen one of the patients?
Ortalamadan iki kişi fazla sadece.
And you drug your Hobbit patients so you will have a social life on the weekends.
Ve sen hastalarına ilaç vererek sosyal bir hayat sahibi oluyorsun.
I'm with a group that's trying to find better ways for the hospital to look after our patients.
Hastanenin, hastalara daha iyi bakmasını sağlayacak yollar bulmasını sağlayan bir kuruldayım.
Please, let the other patients have such dreams as well.
Diğer hastaların da hayallerini gerçekleştirmeleri de sizin ellerinizde olabilir.
But the next day I had a great breakthrough with another one of my patients
Ama ertesi gün, başka hastamla bir dönüm noktası yaşadım...
He was sued six times for prolonging the stay of his patients in order to increase his billings.
Hastalarının süresini uzatıp faturalarını kabarttığı için altı kez dava edilmiş. Cömert bir bağış karşılığında.
patients 64
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the plane 59
the police station 24
the park 61
the point is 1527
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the player 16
the painter 35
the people 229
the park 61
the point is 1527
the phone rang 17
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the player 16
the painter 35
the people 229