The surgery translate Turkish
4,598 parallel translation
Clete and I discussed the surgery.
Silikonlarımı aldırdım çünkü canımı yakmaya başlamıştı.
Once Dr. Bickman turns on the electrode, we give you your saxophone, and we'd like you to play for us during the surgery to make sure that the tremor's gone.
Dr. Bickman elektiriği verdiği an size saksafonunuzu vereceğiz ameliyat esnasında titremelerin gittiğinden emin olmak için bize çalmanızı isteyeceğiz.
He wants you to do the surgery.
Ameliyatı sizin yapmanızı istiyor.
I heard the surgery went well.
Ameliyatın iyi gittiğini duydum.
I just feel that the surgery could very well fail.
İçimde ameliyatın kötü geçeceğine dair bir his var.
They think I need the surgery.
Ameliyata girmem gerektiğini düşünüyorlar.
I can assure you, Dr. Edwards will only be assisting in the surgery.
Dr. Edwards'ın sadece ameliyata yardım edeceğine sizi temin ederim.
The doctors are feeling optimistic after the surgery.
Doktorlar ameliyattan sonra oldukça iyimser konuştu.
Bertie and I will prepare Mr. Gentile for the surgery.
Bertie'yle birlikte Bay Gentile'yi ameliyata hazırlayacağız.
- I'm here to assist in the surgery.
- Ameliyatta yardım etmek üzere katıldım.
What else could have changed about the surgery?
Ameliyatta başka neyi değiştirebilirdik?
The surgery was too expensive, too impractical.
Ameliyat çok pahalıydı, anlamsızdı.
There were complications during the surgery yesterday.
Ameliyat sırasında bazı komplikasyonlarla karşılaşmışlar.
Maybe we should grab some lunch after the surgery, then.
Belki biraz kapmak gerekir Ameliyattan sonra öğle yemeği, sonra.
But during the surgery, my priority will be you.
Ancakameliyat sırasında, Benim önceliği olacaktır.
I wanted to check on you, and to, uh, fill you in on how the surgery...
Ben, sizi kontrol etmek istedim ve, uh, nasılameliyat size doldurmak için...
I heard the surgery went okay.
Ameliyatın iyi gittiğini duydum.
- And I think I want the surgery.
- Ameliyatı kabul ediyorum.
She also said that if the surgery did cause damage, that it could... it could actually be permanent.
Ameliyatın bir zarara yol açarsa bunun kalıcı olabileceğini de söyledi.
I want the surgery.
Ameliyata girmek istiyorum.
Did I really just hear you tell our son that you think he should get the surgery?
Az önce oğlumuzun ameliyata girmesini istediğini söylediğini mi duydum?
If we let you have the surgery and it causes more damage, are you gonna blame us when you're older because we let you make this decision when you were only 16?
Ameliyat olmana izin verirsek bu daha çok zarara yol açabilir. Büyüdüğünde 16 yaşındayken bu kararı vermene izin verdiğimiz için bizi suçlar mısın?
So if you want the surgery, I will talk to your dad, and we will consult with some other specialists so that we get a better picture of what we're looking at.
Ameliyatı istiyorsan babanla konuşur ve başka uzmanlarla görüşürüz. Böylece daha iyi bir durumla karşı karşıya kalırız.
Is this about the surgery?
Ameliyat hakkında mı?
She'll need surgery for the head injury.
Kafa yaralanması için ameliyata girmesi gerek.
I'd recommend a course of radiation to shrink the tumor and then assess the need for surgery.
... sonra da ameliyat gerekliliğini değerlendiririz.
But one of them's in surgery and the other one's unconscious.
Ama içlerinden biri ameliyatta ve diğerinin ise bilinci yerinde değil.
You're the deputy chief of surgery.
Cerrahinin baş asistanısınız.
The board at Columbia asked for a consultation on how best to teach surgery to their medical students.
Columbia'nın yönetim kurulu öğrencilerine cerrahlığı en iyi şekilde öğretebilmek için benim danışmanlığımı istedi.
I'm the deputy chief of surgery.
Cerrahi bölümün yardımcı şefiyim.
I'm Dr. John Thackery, Chief of Surgery over at The Knick.
Ben Dr. John Thackery. Knick'te baş cerrahım.
When my husband had open heart surgery and for the birth of my first grandchild.
Kocamın açık kalp ameliyatı geçirdiği gün ve ilk torunumun doğduğu gün için.
Chapman, I spent my morning telling an old lady that she has terminal cancer and that the DOC won't cover her surgery.
Chapman, sabahımı yaşlı bir bayana ölümcül kanseri olduğunu ve Ceza İnfaz Kurumunun ameliyatı karşılamayacağını anlatarak geçirdim.
Mr. Mendieta, the only treatment for your type of hernia is surgery.
Bay Mendieta, sahip olduğunuz herni için tek geçerli tedavi yöntemi cerrahidir.
I need a doctor to order the patient into surgery immediately.
Bir doktorun derhal hastayı ameliyata alması gerekiyor.
Our full paper will be available to you all, and we believe you'll have great success with this new procedure, as it is probably the biggest advance in inguinal hernia surgery in the last 100 years.
Tam içerikli dokümanımız hepiniz için erişilebilir olacak. Ve inanıyoruz ki bu yeni prosedür ile büyük bir başarı elde edeceksiniz. Çünkü bu muhtemelen kasık fıtığı ameliyatında..... 100 yıl içinde kat edilen en büyük gelişim.
Not uncommon in the wake of dental surgery.
Diş cerrahlığı sonrası uyanmada sıra dışı değil.
Dr. Zinberg has agreed to perform a surgery for us here at the Knick.
Dr. Zinberg bizim için Knick'te bir ameliyat gerçekleştirmeyi kabul etti.
Although half of them are already in stitches thanks to all the plastic surgery they've had.
Yarısından fazlasında estetik ameliyat yüzünden bir sürü dikiş var.
Twelve attempts at the same surgery with no survivors would drive any good man mad.
Aynı ameliyatı 12 kez deneyip kimseyi kurtaramayan... -... aklı başında her insan delirirdi.
Now, Dr. Thackery, as you were Dr. Christiansen's Deputy Chief of Surgery, the board would like you to step into his position as Chief.
Dr. Thackery, Dr. Christiansen'ın Cerrahi Başyardımcısı olmanız hasebiyle kurul olarak Başcerrahlık görevini devralmanızı arzu ediyoruz.
There have been complications and another surgery, but the disease seems to have run its course.
Komplikasyonlar ve bir ameliyat daha geçirdi. Fakat hastalık görünüşe göre seyrini tamamladı.
I think it's time I be allowed to work with you officially in the theater as your deputy chief of surgery.
Bence artık ameliyathanede sizinle resmi olarak çalışmama izin verilmeli. Sizin baş yardımcı cerrahınız olarak.
Scrub in and report to Herr Dr. Schmidt in the main surgery.
Giyinin ve genel cerrahiden Herr Dr. Schmidt'e rapor verin.
The drug leaked into her bloodstream, causing her psychosis, so I ordered emergency surgery.
Uyuşturucu kan dolaşım sistemine sızmış. Bu yüzden psikoz durumunda. Acil ameliyat talimatını verdim.
I'll be lucky if I come out of this surgery with both babies, and the cancer gone.
Ben bu ameliyatın gelirsen ben şanslı olacak hem bebekler, vekanser gitti ile.
That's the difference between general surgery and obstetrics, I guess.
İştefark bu genel cerrahi arasında ve obstetrik, sanırım.
Transplant surgery is a very complicated procedure involving more than a dozen specialties and many different departments of the hospital.
Organ ameliyatı, bir düzineden fazla uzmanlığın ve hastanedeki birçok bölümün dahil olduğu, karmaşık bir işlemdir.
Have Lawton and the others prepped for surgery.
Lawton ve diğerlerini ameliyata hazırlat.
She goes into surgery the same day her son dies?
Oğlunun öldüğü günle aynı gün içinde mi?
Hatake found the soar from your surgery.
Hatake ameliyattan kalan izi bulmuş.
the surgery went well 17
surgery 151
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
surgery 151
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the same one 32
the sex 65
the song 78
the stairs 24
the same to you 32
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the same one 32
the sex 65
the song 78
the stairs 24
the same 389
the sword 66
the star 53
the singer 51
the show's about to start 17
the shoes 52
the stars 77
the same way 23
the same thing 67
the sun's coming up 23
the sword 66
the star 53
the singer 51
the show's about to start 17
the shoes 52
the stars 77
the same way 23
the same thing 67
the sun's coming up 23