The sooner translate Turkish
3,255 parallel translation
Well, the sooner the food comes, the sooner this will be over.
Yemek ne kadar çabuk gelirse bu iş o kadar çabuk biter.
Well, the sooner the better.
Ne kadar erken, o kadar iyi.
The sooner you accept that fact, the sooner you can make a choice.
Bu gerçeği ne kadar çabuk kabullenirsen o kadar çabuk seçim yapabilirsin.
The sooner the better.
Ne kadar erken o kadar iyi.
Well, the sooner, the better.
- Ne kadar erken, o kadar iyi.
The sooner we get out, the further you'll get.
Ne kadar erken olursa o kadar uzaklaşırsın.
The old pagan demons are still at their work and the sooner you are away from here the sooner you'll not have such wicked thoughts.
Eski pagan şeytanlar hâlâ çalışmaya devam ediyorlar. Ne kadar çabuk uzaklaşırsan kötü düşüncelerden o kadar çabuk kurtulursun.
- The sooner, the better. Excuse me.
- Ne kadar erken olursa o kadar iyi.
They want $ 15 million, so the sooner he pays, - the sooner we all come home together.
15 milyon dolar istiyorlar, ne kadar hızlı ödenirse o kadar hızlı evimize gideriz.
I realize it's not ideal, so the sooner we can resolve this, the better.
- İyi fikir değil, biliyorum. Bu işi ne kadar çabuk halledersek, o kadar iyi.
I'll be needing your professional opinion quite a lot over the next few days because if you discover that Derek had this girl in his house for the wrong reasons, well, the sooner I know that, the better,
Önümüzdeki günlerde profesyonel fikrinize çokça ihtiyaç duyacağım. Çünkü Derek o kızı yanlış nedenlerle evine çağırdıysa ne kadar erken öğrensem o kadar iyi olur.
But he was chasing that kid for a reason, and the sooner we get the word out that we're questioning the boy who killed Anthony Lewis, the less likely there will be any kind of gang retaliation.
Ama o çocuğu boş yere kovalamıyordu. Çocuğu sorgulayıp Anthony Lewis'in katilini ne kadar çabuk öğrenebilirsek çetelerin misilleme yapma olasılığı o kadar azalır.
Sir, the sooner you start cooperating with us, the sooner you'll be done.
Bizimle ne kadar erken iş birliği yaparsanız, işiniz o kadar erken biter.
The sooner the better.
Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur.
- The sooner I can start to party, the sooner I can start to forget.
Partiye ne kadar çabuk başlarsak o kadar çabuk unutmaya başlayabilirim.
The sooner the better.
- Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur.
The better you manage to cope the sooner Zehra will get well.
Siz ne kadar çabuk kendinizi toparlarsanız... -... Zehra da o kadar çabuk toparlayacaktır.
The sooner they resolve it, the sooner they can move on.
Ne kadar çabuk çözerlerse o kadar çabuk hayatlarına devam ederler.
The sooner you get paid.
O kadar çabuk paranı alırsın.
The sooner I can prove she's guilty, the sooner I can watch her pay for it.
Suçlu olduğunu ne kadar çabuk kanıtlayabilirsem, o kadar çabuk cezasını çekmesini sağlayabilirim.
The sooner we get them of the truck, the better it's going to be.
Kamyondan ne kadar erken inerlerse o kadar iyi.
The sooner we get started, the sooner we can get started.
Ne kadar erken başlarsak o kadar erken başlayabiliriz.
Listen, the sooner you cooperate, the sooner you'll get help.
Ne kadar erken iş birliği yaparsan, o kadar erken yardım alırsın.
I suspected the worst and thought... the sooner, the better.
En kötü ihtimali göz önüne aldım ve ne kadar erken olursa o kadar iyi olur diye düşündüm.
Oh? The sooner I get to them, the sooner they can move on.
Ne kadar erken işim biterse o kadar erken devam edebilirler.
The sooner we noose Garland, the sooner everyone will calm down.
Garland'ı dar ağacına ne kadar çabuk yollarsak herkes o kadar çabuk yatışır.
So the sooner you shut up, the sooner you go home.
Yani ne kadar çabuk susarsanız, o kadar çabuk evinize gidersiniz.
So the sooner we do this, the sooner it's done.
Bunu ne kadar çabuk yaparsak o kadar çabuk biter.
Mike had done what I had asked him from the start and got a warrant for that basement flat, we'd have got a result a lot sooner and - Don't, Anna.
Eğer Mike ondan istediğimi baştan yapmış olsaydı ve o daireye arama izni çıkartsaydı,... sonuca çok daha çabuk ulaşırdık ve...
Sooner we catch this guy, the better.
Bu adamı ne kadar çabuk yakalarsak o kadar iyi.
My apologies. I would've been here sooner, but the bus kept stopping for other people to get on it.
Daha erken gelebilirdim ama diğer insanlar binsin diye otobüs sürekli durdu.
Sooner or later you'll realize the benefits of an education.
Eninde sonunda eğitimin faydalarını fark edeceksin.
You can dance all day, Todd, but sooner or later, the music's gonna change.
Bütün gün dans edebilirsin Todd, ama eninde sonunda müzik değişecek.
" No sooner had the wolf said these words
Bu sözleri söyledi ve zavallı..
You know, we really should start taking the Christmas tree down sooner.
Noel ağacını daha erken toplamaya başlamalıyız. Etrafına bak..
He'll use it against us, but I also know that he's familiar with the people at CM, and he's bound to find out sooner or later.
Bize karşı kullanacak ama ayrıca CM'dekilerle haşır neşir olduğunu ve eninde sonunda bunu öğreneceğini de biliyorum.
You're in by 7 : 00, you're out no sooner than 10 : 00, and here's the most important thing, no sex of any kind.
Sabah 7 : 00 geleceksin ve 22 : 00'den önce çıkmayacaksın. Ve en önemlisi de seks yapmayacaksın.
Sooner or later, someone's gonna come along and lick your heart, the way you licked mine.
Er ya da geç, birisi yanına gelip kalbini çeler. Senin benimkini çeldiğin gibi.
Sooner or later, we'd find out that the real Sam Phelps was dead.
Er ya da geç gerçek Sam Phelps'in öldüğünü öğrenecektik.
Father would sooner take down the house.
Peder, evin yıkılmasını tercih eder.
Sooner or later, the streets are gonna eat you.
Er geç sokaklar seni tüketecek.
Oh, get this down to the soup kitchen and ask them to develop it - sooner than quick.
Bunu aşağıdaki aşevine götürüp mümkün olan en hızlı şekilde banyo etmelerini iste.
Everyone, sooner or later, has to sit down to the consequences.
Herkes, er ya da geç sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Well, if you want to get the kiss goodbye sooner than later, you got to give them what they want.
- Buradan daha çabuk kurtulmak istiyorsan onlara istediklerini vermen gerekir.
Remember Nick, your brother's best friend, your rock, who is right now packing up and bailing on a surgery that he needs to live because you can't get your stubborn head out of your ass and let go of the fact that he didn't come to you sooner?
Nick'i hatırladın mı, ağabeyinin en iyi arkadaşı hani senin şu desteğin? Sen inadını bir kenara bırakıp sana daha erken gelmediği gerçeğini unutamadığın için şu an hastaneden ayrılıp, olmak zorunda olduğu ameliyattan kaytarmaya çalışan hani? - Callie...
The only mistake I made was not killing you sooner.
Tek hatam, seni daha önce öldürmemekti.
And with the added bonus of steam, your only regret will be that I didn't show up sooner.
Ve yeni eklenmiş ekstra buharla keşke daha önce alsaymışım diyeceksiniz.
But sooner or later, this mishegoss will go the way of the ostrich feather.
Ama bu hastalık eninde sonunda kuştüyü kullananlara varacak.
Sooner the better.
Bitse iyi olur.
The invasion will begin sooner than expected.
İstila beklenilenden daha kısa bir sürede gerçekleşecek.
Not buying the Phillies, not marrying my wife sooner, and not surprising you any quicker with this hug.
Phillie'leri almamak, eşimle daha erken evlenmemek ve seni bu kucaklamayla daha hızlı şaşırtamamak.
the sooner the better 112
sooner 34
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
sooner 34
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the song 78
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the song 78