English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Then do it

Then do it translate Turkish

6,713 parallel translation
I'm supposed to do it to 108... and then do it again if I'm not feeling any better... even though I never feel better.
108 defa yapmak zorundayım ve eğer iyi hissetmiyorsam tekrar yapmak zorundayım hiç daha iyi hissetmesem bile devam etmeliyim.
Yes, we can. Yeah, well, then do it.
- Gayet yapabiliyoruz.
If you think you can't do it, then you can't do it.
Bir şeyi yapamayacağını düşünürsen yapamazsın.
And then it was, "WE will do such-and-such." Now, it's "This is what I will do."
Sonra "Biz bunları bunları yapacağız." dedi ve şimdi de "Bunu yapacağım." demeye başladı.
I have class once a week, and then the rest of the week is just mine to do whatever I want with, so it's like I'm doing kind of like home economics stuff.
Haftada bir gün dersim var ve haftanın geri kalanında istediğimi yapabilirim. Ev ekonomisi çalışmaları falan yapıyorum.
It's just like everybody's saying it's such a gift, you know, to have all this time to write, but then how come the only thing I want to do is Google the one month where Woody Harrelson and Glenn Close were a couple?
Herkes ne hoş bir fırsat olduğunu söyleyip duruyor yazacak bunca zamanım var ama nasıl oluyor da tek yapmak istediğim şey Woody Harrelson ve Glenn Close'un birlikte olduğu zamanı Google'lamak oluyor?
You don't suppose somebody came from the abbey to pick it up and then never got around to telling us, do you?
Manastırdan biri alıp sonra da söylemeyi unutmamıştır herhalde, değil mi?
Do it, then... you sons of bitches.
Başlayın o zaman orospu çocukları.
Then we should see what we can do about it.
Elimizden geleni yapalım o hâlde.
Then tell him to do it fast.. we need to leave in any case we have that'throne'wherever he feels the urge, we'll stop...
O zaman hızlı yapmasını söyle, gitmemiz gerek. Nasılsa "tahtımız" var, sıkıştığı yerde dururuz.
All through the day they just eat junk collecting inside as if a fixed deposit and then one day they go... and well... do it...
Gün boyu sadece abur cubur yiyorlar emanet gibi içlerinde biriktiriyorlar, sonra bir gün gidip yapıyorlar.
If you're so emotionally attached to this place then why do you want to sell it off?
Bu yere duygusal olarak bağlısın madem neden satmak istiyorsun?
( If they don't let their girlfriends see their manly side now... ) ( then when will they do it? )
Sevgililerinin erkeksi yönlerini görmelerine izin vermezlerse ne yapacaklar?
If you don't absolutely love what you do with a true passion, then what's the point in doing it at all?
Yaptığınız işi tutkuyla severek yapmıyorsanız yapmanın ne anlamı kalıyor ki?
Then let me turn back time and do it again to your liking, then.
Madem öyle dur da zamanı geri alıp senin keyfine göre sorular sorayım.
Well, I just started my junior year, so I got one more after this and then, I'm gonna do it, I'm gonna teach.
Birinci sınıftayım daha. Bundan sonra bir yılım daha var ve sonra yapacağım, öğretmen olacağım.
If you feel like that's the right thing to do... then you should absolutely do it.
Yapılması gereken sence buysa kesinlikle böyle yap.
Then why didn't any of you do your job and report it?
Niye hiçbiriniz işinizi yapıp bunu raporlamadı peki?
And then they come back because they feel like they didn't do it right.
Sonra doğru yapamadıklarını sanıp yine alacaklar.
'Cause if you were a Christian, you could tell everybody what to do, and then they do it so they don't hurt your feelings, because that's against the law.
Çünkü eğer Hristiyansan, herkese ne yapması gerektiğini söyleyebilirsin onlar da yaparlar, böylece duygularını incitmezler çünkü bu kanunlara aykırı.
Then why do girls like it when men call them sluts during sex?
O zaman seks yaparken erkekler orospu deyince neden kadınların hoşuna gidiyor?
I reverse time to right before the incident happens, and then instead of letting Beerus do it,
- Bu da ne demek? Zamanı olmadan önceki haline getiriyorum, ve Beerus'un onu yapmasına göz yummak yerine,
Then-Then why don't you do it?
Niye kullanmıyorsun o zaman?
I mean, of course, we're going to open some presents, - but then we're going to do it. - Got it.
- Yani elbette bazı hediyeleri açacağız ama sonra o şeyi yapacağız.
♪ And then you'll do it every evening ♪
* Sonra her akşam yaparsınız o işi *
Do you really want to see somebody take a roll and stick doody in it, and then they put it in their mouth?
Cidden birinin dışkıyı dürüme sürüp yediğini mi görmek istiyorsun?
To get Abdul Rehman... But if only they had quietly carried out the strike instead of propagating it then today we would've been in a better position. How many do you need?
Abdul Rehman almak için...... daha iyi bir pozisyonda olurduk.
Then what did you do to it?
- O zaman ne yaptın?
Then you're gonna do it again.
Sonra tekrar edeceksin.
How about flipping it, open with Barnes, then do the documents?
Sırayı değiştirsek? Giriş Barnes'la olsa ve belgeler de sonra?
We'll just pay someone else to do it, then we'll read them on the air for show.
Bulması için başka birine para vereceğiz ve sonra da şov için onları yayında okuyacağız.
Doing Twitchy till he's sticky, then I do it again
Seğirten ile takılıyorum, ve tekrar takılıyorum
Then he keeps the key, and that's it, there's nothing you can do, you've got two weeks till he sets you free.
Sonra anahtarı tutuyor ve yapabileceğin hiçbir şey yok. Seni serbest bırakana kadar iki haftan var.
And then you need to establish the status of this building, to find out whether it's a commercial property or whether it had its designation changed to residential, and if I do all of that for you... can I stay?
Sonra da bu binanın durumunu saptamalısınız. Ticari bir mülk olup olmadığını ya da ikametgah değişimi yapılıp yapılmadığını öğrenmek için. Ve bunların hepsini sizin için yaparsam kalabilir miyim?
Just go ahead and do it, then.
Madem öyle söyle geç.
Well, then don't do it alone.
O zaman tek başına yapma.
Whatever is distracting you, whatever it is you must decide or do, decide it and do it, and then come back to me.
Dikkatini dağıtan, karar vermen gereken şey her neyse karar ve yap. Sonra da yanıma dön.
I wish there was a camera on the inside of my head and the inside of all of your heads, and we could project it onto the wall... over each other, and then we wouldn't have to do anything.
Keşke kafamın içinde bir kamera olsaydı. Ve sizlerinkinde de. Görüntüleri duvara yansıtsaydık üst üste.
Yeah. Okay, and then while it's still here, you do this thing.
O hâlâ içerideyken böyle yapıyorsun.
Then you do it.
- O zaman sen yap.
All right, if you feel that way about it, then we can have that conversation, but you need to be able to do it in a respectful way.
Eğer bu şekilde düşünüyorsan bunu konuşabiliriz ama bunu saygılı bir biçimde yapmalısın.
Then stop talking and do it.
- Öyleyse konuşmayı kes de yap.
Okay, fine, I'll do it then.
İyi madem, ben yaparım.
You just die and then you do it all over again.
Ölüyorsun, sonra tekrar kalkıp, tekrar aynı etaplara devam ediyorsun.
If you won't do anything about it, then I will.
Bu konuda sen bir şey yapmazsan ben yaparım.
Then who did do it?
- Kim yaptı o zaman?
Well, then we have to do it at night when the hospital is empty.
O zaman geceleyin, hastane boşken yapmalıyız.
If one could suggest to someone who was hypnotized to do all sorts of humorous feats, then why not use it for something more practical?
Hipnotize olmuş birisine her türlü kahramanca şeyi yaptırabiliyorsak neden daha pratik bir şey için kullanmayalım?
- Yes. Then why did you do it?
Bunu neden yaptınız?
Then get over here and do something about it.
O zaman buraya gel ve bu konuda bir şeyler yap.
Then all you have to do is get it.
Elbette var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]