There now translate Turkish
29,419 parallel translation
We've been by the apartment, and we got our guys over there now.
Dairenize gittik... bir kaç adamımız hala orada.
Mac, get out of there now!
Mac, hemen oradan çık!
So who's in there now?
- Yani şimdi kim var?
We got to go there now.
Hemen oraya gitmemiz gerek.
For two days now, every time we've stopped for... - any reason, there's been a- -
İki gündür, hangi sebepten durursak duralım,
We're gonna go there right now.
- Hemen gideceğiz.
Listen, there's a tremendous amount of moving pieces here. We can't pin them all down now.
Bu işin bir sürü parçası var.
Now, this is just a fact-finding mission, so once we find out what this card does and how, get out of there.
Bu sadece bir bilgi edinme görevi, bu kart ne işe yarar nasıl çalışır anladığınız anda oradan çıkın.
Now, there's a great big fat man in 7D.
Öyleyse, 7D'de mükemmel şişman bir adam var.
It was daytime out there. Now there's like all this fog and shit in here.
Şu an gündüz ama burada sis ve karanlık falan var.
But I live some decades now, and there's a lot about what I want that I don't understand and that I don't expect a lover to understand.
Ama ben uzun yıllar yaşadım... ve anlamadığım... ya da sevgilimin anlamasını... beklemediğim birsürü şey var.
Now, there's plenty of vehicles you could choose to attempt the Rubicon Trail, but if you actually want to finish, you got to bring the right car.
Rubicon Patikasında denemek için seçebileceğiniz bir sürü araç mevcut. Ama gerçekten bitirmek istiyorsanız,... doğru arabayı getirmelisiniz.
Aah! Okay, Todd, can I get that toothbrush now? You look a little short there, Legs.
Pekâlâ Todd, artık o diş fırçasını alabilir miyim?
Of course, now there's also my handling fee and gratuity.
Tabii bir de hizmet bedeli için bir armağan vermelisin.
And now we're going to close our eyes and we're going to imagine that there's a white screen, all white with a small black hole, and you're going to enter through that black hole.
Şimdi gözlerini kapatacağız ve beyaz bir ekran gördüğümüzü hayal edeceğiz. Üzerinde küçük siyah bir delik olan beyaz bir ekran. Ve sen o kara delikten içeri gireceksin.
You have to tell me what happened back there... now.
Şimdi bana orada neler olduğunu anlatacaksınız.
I can only play you a brief audio clip of what is happening there right now.
Sadece şu an orada neler olduğunu kısa bir süreliğine dinletebilirim size.
You hogged all the shrimp, and now there are shrimp flying around.
Karidesleri yürüttün her yer uçan karidesle doldu.
You called Tahani a giraffe, and now there are giraffes everywhere.
Tahani'ye zürafa dedin her yerde zürafalar var.
But, we may have to be more careful now that there are more of us.
Daha dikkatli olmaliyiz. Artik bizden daha fazla var.
We have an historic opportunity to get this right, now, at the beginning, so there's no need for violence.
Bunu doğru şekilde yapmak için önemli bir fırsatımız var yani şiddete gerek yok.
But now there is.
Ama artık var.
How can I go out there and smile all pretty for an engagement portrait when any minute now the police could discover my... relationship with Molly Ryan.
Polis, her an benim Molly Ryan ile olan ilişkimi öğrenebilecekken nasıl olur da, nişan fotoğrafı çektirecekmişim gibi gülümseyebilirim?
And now that there's no mission...
Ve şimdi bir görev yok.
I'm the distraction that saved Reade's life this morning,'cause if I hadn't been there, he'd have a bullet in his back right now.
Dikkat dağıtan ben bu sabah Reade'in hayatını kurtardım. Orada olmasam, sırtına kurşunu yemişti.
I push him to open old wounds, promise him Jones will pay, and now the D.A.'s telling me there's no case.
Onu eski yaralarını açmaya zorladım, Jones'a bunu ödeteceğime söz verdim, ama şimdi başsavcı dava açacak bir şey yok diyor.
There are dates up here that are months from now.
Şimdiden çok sonraki tarihler, aylar var.
But there's new technologies. It's amazing what they can do now.
Ama teknoloji ilerledi, inanılmaz şeyler yapıyorlar.
I'm... I'm heading there right now.
Hemen oraya gidiyorum.
Now, I want you to go in there and show that son of a bitch Snapper what you are made of.
Şimdi, oraya gidip o orospu çocuğu Snapper'a haddini bildirmeni istiyorum.
I was a soldier and you weren't there to stop them taking that from me, and where am I now, hey?
Ben askerdim ve bunu benden alırlarken sen orada yoktun ve şimdi neredeyim, hey?
- Well, you don't want to keep that Internet waiting, now do ya? - I'm gonna go in there.
- Ben de gidiyorum.
Now, that's a good woman right there.
İşte bu çok iyi bir kadın.
Right now there's some mystery man...
Şimdi de gizemli bir adamımız...
There's absolutely no reason for you to be here right now. You don't need to see this.
Şu an burada olmanıza hiç gerek yok.
Now, if she came to my apartment, says it ´ s for that, you could meet her there to continue her therapy.
Yani buraya gelip, derse geldiğini söylerse terapisine devam etmek için onunla burada buluşabilirsin.
Is there a teacher who's supposed to be with you right now?
Sizinle birlikte olması gereken bir öğretmen var mı?
Well there goes our ride. Come on, kid. Come on now.
işte aracımız gidiyor.
There's not much for me here now that it's impossible to make friends.
Arkadaş edinmem imkansız, beni burada tutan bir şey kalmadı.
[stutters] Wait, I can go out there and buy you one right now.
İstersen hemen bir tane alırım.
But now I don't have to care or worry where she is, so... there's that.
Artık onun nerede olduğunu düşünmek zorunda değilim... İşte böyle.
Like, there's no signal right now, but, you know.
Şu an sinyal yok mesela.
Now, you go see what's in there.
Şimdi git ve bir bak orada ne var.
Two of them now, but there could be more.
İki tane gördüm ama daha fazla olmalılar.
We went off course a little while back there, but I think we're good now.
Az önce biraz yoldan saptık çıktık ama sorun yok.
Now, somebody get on out there and shoot the wounded.
- Şimdi biri gidip yaralıları öldürsün.
Well, then, of course I start crying, and now we're both standing there sobbing.
Bir kadından ayrılmak kolaydı. Onların gözünün içine bakıp şunu dersin,
Now, I know that there are people probably lining up around the block to do it- -
Biliyorum ki insanlar çalmak için sıraya dizilmişlerdir...
Now, these... these need a bit of a tuneâ up, but he's all there upstairs, and he's got a thing about staring.
Şimdi, bunlar... Bunlara biraz ayar lazım ama aklı gayet iyi çalışıyor kendisine dik dik bakılmasından hoşlanmıyor.
Oh, look, there's someone else on the acceptable alternate access now.
Bak, kabul edilebilir alternatif girişte şu an başka birisi var.
Now, there's an intelligent response.
İşte bu zekice bir cevap oldu.
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now that i think about it 142
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now that i think about it 142
now is the time 102
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66