English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They don't exist

They don't exist translate Turkish

401 parallel translation
Your God, my gods, what if they don't exist?
Senin tanrın, benim tanrılarım ya yoklarsa?
If they don't exist, then they don't exist.
Bununla yaşamamız gerek.
They can't enforce laws that don't exist.
Var olmayan kanunları uygulayamazlar.
- They don't exist.
- Öylesi pek yok.
''Sometimes, I even feel they don't exist! '
"Bazen var olmadıklarını bile hissediyorum!" diyor.
USA doesn't exist. They don't exist Riordan, we'll never see'em again.
Onlar yok Riordan, bir daha onları görmeyeceğiz.
THEY USED TO EXIST, BUT DON'T ANY LONGER.
Eskiden mevcutlarmış. Ama artık mevcut değiller.
They don't exist.
Artık bulunmuyorlar.
It's no good pretending the differences don't exist, they do.
Farklılıkları yokmuş gibi yaşamak işe yaramaz.
You merely pretend they don't exist.
Sadece onlar yokmuş gibi davranırsın.
- They don't even know you exist!
Onların senin varlığından haberleri bile yok. Ben yalnızca ödedim...
And I certainly don't underestimate the dangers, if they exist.
Ve tehlikeleri kesinlikle küçük görmem, eğer mevcutsa.
- We just have to pretend they don't exist.
- Sadece onlar yokmuş gibi davranmalıyız. - Pekâlâ.
They don't exist any more, but the machine is still destroying.
Onlar artık tarih oldu, ama makine hâlâ yok etmeye devam ediyor.
- But they don't exist here.
- Ama onlar burada mevcut değil.
It's just that people don't like to be treated as though they don't exist.
Ama kimse kendisi yokmuş gibi davranılmasından hoşlanmaz.
You ask for somebody that doesn't exist and then they don't accept the charges and they know you're okay.
Eğer var olmayan bir adres verirsen birilerine senden para koparamazlar.
They don't exist!
Onlar aslında yoklar!
They don't exist for anyone anywhere if you stay here.
- Eğer burada kalırsan, kimse için bir şans olmayacak.
Naturally, I'd like to believe they don't exist.
Doğal olarak olmadıklarına inanmak istiyorum.
Officially, they don't exist.
Resmi olarak mevcut değiller.
We don't even believe they exist! Why would we be afraid?
Varlığına bile inanmazken, nasıl korkalım ki?
Just so many people want it to exist, so many people who don't want to die they want it so much that a place called Sanctuary becomes real.
Sadece o kadar fazla insan olmasını istiyor, o kadar fazla insan ölmek istemiyor ki Mabet diye bir yerin gerçek olmasını istiyorlar.
They don't exist, we do not recognize them.
Öyle bir şey yok, tanımıyoruz.
Do they exist or don't they?
Onlar da yok, değil mi?
Without me... they don't exist.
Bensiz... onlar asla var olamazlar.
They don't exist any more.
Onlar artık yok.
But they don't exist, flying saucers!
Daire diye bir şey yoktur!
Well, maybe not officially, but they do exist as players don't they?
Belki de resmi olarak değil, ama oyuncu olarak mevcutlar değil mi?
They don't even know I exist.
Benim varlığımdan haberleri bile yok.
They don't exist.
Olmayan bir şey.
That's stupid, no girl is frigid, they don't exist.
Aptalca, frijit kadın diye birşey yok.
I don't think they exist.
Var olduklarını sanmıyorum...
You have run across the oldest race in humanity, nestled here quietly amid the folks, protected by a skepticism that says they don't exist.
İnsanoğlunun en eski ırklarından biriyle karşılaştın. Burayı mesken tutmuş, insanlar tarafından korunmuş. Kuşkuculuk maskesi adı altında var oldukları inkar edilmiş.
When it was over they told me you're dead, you don't exist, no one can touch you.
Her şey bittiğinde sen ölüsün dediler, yoksun, kimse sana dokunamaz.
They don't grow on trees, or exist in nature, but we have them.
Ağaçlarda yetişmiyorlar ya da doğada mevcut değiller. Ama biz onu elde ediyoruz.
They don't exist.
Öyle bir şey yok.
They try to act like it don't exist.
Onlara sorsan, herşey yolunda.
Now you think they don't exist?
Şimdi var olmadıklarını mı düşünüyorsun?
They don't exist.
Hiç var olmadılar.
they don't exist as humans any more, but a part of you still does.
artık insan olarak yoklar, ama senin bir parçan hâlâ öyle.
They don't exist.
Onlar yokmuş gibi yapın.
They don't exist.
Onlar yok ki.
It's like when you fancy someone and they don't even know you exist.
Sanki... Birini beğenirsin ama o kişinin senin varlığından bile haberi yoktur.
That doesn't mean they don't exist.
Bu olmayan anlamına gelmez.
They don't exist.
Göremezsin.
- They don't exist, because this is a movie.
- Hiçbir yerde. Bu bir film.
Just because you haven't experienced them doesn't mean they don't exist.
Data, sırf başka duyguları yaşamaman, onların varolmadığı anlamına gelmez.
If ya stand up to them, they don't exist! Wait! I wanna make sure.
Onlara karşı koyarsanız, yok oluyorlar! Bekle!
They don't even exist.
Onlar yoklar zaten.
I've finally been inside the inner chambers... and I have to say... they don't exist.
Nihayet iç odalara girmiştim... Şunu söylemem gerekir ki öyle bir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]