They were best friends translate Turkish
81 parallel translation
They were best friends.
Onun en iyi arkadaşıydı.
You want us to believe that they were best friends and alone for eight years and they never even talked about it?
Yani şimdi onların çok iyi dost olduklarına ve sekiz yıl baş başa oldukları halde hiç bunu konuşmadıklarına mı inanalım?
And they were best friends.
Gerçekten çok iyi bir arkadaştılar.
They were best friends.
Onlar çok yakın arkadaştı.
They end up having nothing to say to each other, even if they were best friends the year before.
Bir yıl önce çok iyi arkadaş olsalar bile... birbirlerine söyleyecek bir şey olmayabilir.
They were best friends.
Rachel Carson. En yakın arkadaşıydı.
They were best friends.
Can dostuydular.
- They were best friends in Mexico.
- Meksika'da yakın dostmuşlar.
They were best friends.
Onlar yakın arkadaşlardı.
- They were best friends.
- Çok iyi arkadaşlarmış.
- Chloe said they were best friends.
- Kelly Foster. Chloe çok yakın arkadaş olduklarını söyledi.
They were best friends.
Birbirlerinin en iyi arkadaşıydılar.
They were best friends.
Onlar dostlardı.
Well, in his mind, they were best friends.
Brian, arkadaş olduklarını düşünüyordu.
Within the hour, Buck and Wayne actually believed they were best friends with the Russian mob.
Bir saat içinde, Buck ve Wayne Rus mafya babasının en iyi arkadaşları olduklarına inandılar.
- Well, he was the only one on the scene. - They were best friends.
Cinayet mahallinin etrafında bir tek o vardı.
There was a bear and kitten, and they were best friends.
Dün gece haberlerde bir ayı ile bir yavru kedi vardı ve çok iyi arkadaşlardı.
They were best friends.
Yakın arkadaşlardı.
They were best friends since junior high.
Onlarsa ortaokuldan beri en iyi arkadaşlardı.
They were best friends and partners for nine years, and then last year they went on a camping trip together.
Dokuz yıl boyunca birbirlerinin en iyi arkadaşı ve ortağıydılar, sonra geçen yıl, birlikte bir kamp gezisine gittiler.
So they were best friends as well as being the best friends an eight-year-old wannabe musical theater star could hope for.
Ve eskiden olduğu gibi, şu anda da çok iyi arkadaşlarız. Sekiz yaşındaki birinin, müzikal tiyatro starı olmasını isteyecek arkadaşlar.
They were best friends.
Yakın arkadaştılar.
They were best friends.
Çok iyi arkadaştılar.
They were best friends.
Birlikte büyüdüler.
Like I said, they were best friends.
Söylediğim gibi, onlar en iyi arkadaşlardı.
- They were best friends.
- En iyi arkadaşıydı.
They were best friends.
Onlar en yakın arkadaşlardı.
'In all other respects, they were the best of friends, until...'
Onun dışında çok iyi arkadaştılar. Ta ki...
Young, good-looking and pure... they were the best of friends
Gençlik desen var, güzellik desen var, saflık desen var... Birbirlerinin en iyi arkadaşlarıymışlar.
He made the kid a couple of million dollars, and they were the best of friends.
Onlar çok iyi arkadaştılar. - Anladım.
They were both born in Germany, so they'll be instant best friends?
İkisi de Almanya'da doğdukları için hemen çok iyi arkadaş mı olacaklar?
Didn't they always have a bunch of people around and they were all best friends?
Her zaman birkaç kişi vardır ve hepsi en iyi arkadaştır.
They were my two best friends in the whole world.
Onlar tüm dünyada benim en iyi iki arkadaşımdı.
They were my best friends.
En iyi arkadaşlarımdı.
Scott and Walter, they were like my best friends in high school.
Scott ve Walter benim lisedeki en yakın arkadaşlarımdı.
They'd been best friends since they were nine years old.
Dokuz yaşından beri birbirlerinin dostu oldular.
It's just pretty much her and Siobhan. They've been best friends since they were in the third grade and they're pretty inseparable.
Üçüncü sınıftan beri çok iyi arkadaşlar ve neredeyse yapışık ikiz gibiler.
When these best friends were fighting... the show was a flop... but when they danced together, they came out on top.
Bu en iyi iki arkadaş kavgalıyken, şov berbattı. Ama birlikte dansettiklerinde, muhteşemdiler.
- They were best friends.
Mümkün değil efendim. Çok iyi dostlardı.
They were best friends.
İyi arkadaştılar.
He says they were his best friends growing up.
Büyürken en iyi arkadaşları onlarmış.
Yeah. They were, like, best friends.
Evet, Onlar çok iyi arkadaştılar
Two boys from Brazos. Best friends since they were kids... distinguished themselves by leading Brazos'High football... to a memorable barn-burning division championship... and have gone to war... and returned as heroes.
Çocukluklarından beri iyi arkadaş olan, ülkenin iki değerli evladı, unutulmayacak bir şampiyona da, futbol takımımıza büyük bir zafer kazandırdılar, ardından, savaşa gittiler, ve kahraman olarak döndüler.
You didn't just know them Eli they were your best friends and now one by one they've been...
Sadece tanımakla da kalmıyordun, Eli. Onlar senin en iyi arkadaşlarındı ama şimdi hepsi tek tek...
They were like... best friends.
Kanka gibilerdi.
Rick and jim were best friends from grade school, and they built a whole empire out of our parents'garage.
Rick ve Jim, ilkokuldan beri yakın arkadaşlar ve ailemizin garajından büyük bir imparatorluk kurdular.
They were the best friends ever... until my mom got into Landmark Forum... and Tony Robbins and ran off to Wyoming and opened a really dumb... bed-and-breakfast.
Onlar çok iyi arkadaştılar ta ki annem Liderlik Programı'na katılıp Tony Robbins ile Wyoming'e kaçına ve gerçekten budala bir pansiyon açana kadar.
My dad said that our dads were best friends when they were kids.
Babam, "babalarımızın çocukken iyi arkadaş olduklarını" söylüyor.
Yeah, he and Michael were best friends since they were 11.
Evet, 11 yaşından beri Michael'ın en iyi arkadaşıydı.
They were best of friends.
O ikisi çok iyi arkadaştı.
They were best friends.
İki dost gibiydiler.
they weren't there 24
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were good 30
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were lovers 19
they were gone 49
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were good 30
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were lovers 19
they were gone 49