Throw it away translate Turkish
1,482 parallel translation
Why did you throw it away?
Onu neden attın?
I mean real love, you just don't throw it away without a hell of a fight.
Aşkı bulduysan, yani gerçek aşkı gerçekten mücadele etmeden ondan vazgeçmemelisin.
When you assemble the kind of talent that we have here and then you just throw it away like that.
Oyuncularımız gibi yetenekleri bir araya topluyorsun... sonra da onları harcıyorsun.
- Throw it away.
- At gitsin.
And the wife will throw it away, dead.
Karın düşük yapıp atacak onu.
- Throw it away.
- At şunu.
I'm going to throw it away!
Onları atacağım!
- Throw it away!
- At gitsin!
Throw it away.
At onu.
Throw it away.
Atmak mı?
Why'd you throw it away?
Neden attın onu?
I'll throw it away.
Atıyorum.
- I'm not gonna throw it away over some woman.
- Bunu bir kadın için mahvedemem.
I'm not just gonna cut you a check so you can throw it away on another failed business.
Başka bir başarısız işle çöpe atasın diye sana çek yazmayacağım.
Now throw it away.
Şimdi at gitsin.
And then throw it away.
Ve sonra sil gitsin.
And you think I'm going to throw it away on some ad campaign that tells people they're going to feel like hell?
Şimdi bana tüm bunları, insanların kendilerini berbat hissettiklerini söyledikleri bir reklamla çöpe mi atayım diyorsun?
What am I supposed to do, just throw it away?
Ne yapayım, atayım mı?
Don't throw it away before I can get my camera.
Fotoğraf makinemi getirmeden atma.
- Why'd you throw it away?
- Neden attın?
They make a couple of calls with a burner, throw it away.
Bir kaç konuşma yapıyorlar sonrada atıyorlar.
We get a tap up and pray like hell he doesn't throw it away anytime soon.
Hemen dinlemeye alacağız ve çabuk atmaması için dua edeceğiz.
You don't think we'll throw it away?
Bence onları atmamışlardır.
So please, please, Mr. Rivers, put this in a drawer, hide it, forget about it, but please don't throw it away.
Bu yüzden, lütfen Bay Rivers, lütfen.. bunu bir çekmeceye koyun, saklayın ya da unutun gitsin ama.. lütfen bunu atmayın.
You might not answer the phone, but you won't throw it away either.
Telefonunu açmayabilirsin, ama hala yanında taşıyorsun.
Q-Tip. Throw it away.
Kulak çubuğu.
I do not throw it away...
Onları atmayı düşünmüyorum.
I think you should rip it up, I think you should throw it away... and I think you should forget this whole thing ever happened. That's what I think.
Bence o adresi almalısın sonra da yırtıp atmalı ve bütün olan biteni unutmalısın.
It can't be traced but throw it away anyway.
Kaydı yok ama yine de bir yere atarsın.
Take it out or I'll throw it away!
- Al yoksa ben atacağım!
Well, you better throw it away. lt's rotten.
Biraz uzağa götürsen iyi olur. Berbat kokuyor.
No, throw it away.
At gitsin.
Just... throw it away on your way house?
Eve giderken yolda atabilir misin?
That means you keep what you want to show and.. .. what you don't want to show, you cut and throw it away.
Yani göstermek istediğinizi tutuyor göstermek istemediğinizi kesip atıyorsunuz.
He asked him to! - l said I don't want it.. throw it away!
- Ben istemediğimi söyledim...
Don't throw it away.
Atma onu.
Throw it away.
At çöpe.
She can throw her own reputation away, but it still comes back to me
Kendi itibarını çöpe atabilir, ama ucu yine de bana dokunuyor.
Whatever you throw away, it'll go back to you.
Ne kadar uzağa atarsanız atın, o yine size geri dönüyor.
Yeah, and we were hoping, you know, that you could find it in the goodness of your heart, even though we know that you're mad at us, to, you know, just throw away his file.
Evet, ve biz umut vardı, size kalbinizin iyilik içinde bulabildiğim, biliyorum, Biz Bize kızgın olduğunu biliyor olsa bile, , bilirsin, sadece onun dosya atmak.
It's cruel to throw away a $ 65.00 steak from Morton's.
Asıl 65 dolarlık bifteği çöpe atmak zalimliktir.
And I can't throw anything away so, when you need to bring Jenny, it's fine.
Ama bir türlü atmaya kıyamıyorum. Jenny'yi getirmen gerektiğinde sorun olmayacaktır.
Seeing all those people who have everything just throw it all away?
Insanları görmek canını sıkmıyor mu?
Why does a talented student throw it all away and join the RRTS?
Yetenekli bir öğrenci niye her şeyi çöpe atıp HMTT'ye katılır ki?
I ought to throw them away, but I can't bring myself to do it.
Aslında çöpe atmam gerekirdi, ama kıyamadım işte.
So I strayed, but I don't want to throw it all away.
Aşık olmak her şeyi yeniden sorgulamak için bir sebep değildir.
And now that he's finally writing something good, we can't throw it all away.
En sonunda şimdi iyi bir şeyler yazıyor. Bunu boşa harcayamayız. Kesinlikle olmaz, çocuklar.
All right, throw it away!
pokado dan nasıl nefret Ettiğimi bilirsin
Throw it all away
Kenara çekil
Throw it all away.
Hepsini çöpe at.
And throw that pitiful soggy hope of yours away with it.
Şu acıklı ve saçma umudunu da beraberinde çöpe at.
throw it 160
throw it out 45
throw it in 17
throw it down 24
throw it here 18
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
throw it out 45
throw it in 17
throw it down 24
throw it here 18
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
throw 83
throwing 18
throw the ball 39
throw up 17
throw them away 25
throw away the key 17
away present 49
away from you 37
away party 43
throw 83
throwing 18
throw the ball 39
throw up 17
throw them away 25
throw away the key 17