Tin man translate Turkish
315 parallel translation
Here, Tin Man, help me.
Hadi, Teneke Adam, bana yardım et.
Step forward Tin Man!
Öne çık Teneke Adam!
What about the heart you promised Tin Man?
Teneke Adam'a söz verdiğin kalp ne olacak?
And I hereby decree that until what time if any, that I return the Scarecrow, by virtue of his highly superior brains shall rule in my stead assisted by the Tin Man, by virtue of his magnificent heart and the Lion, by virtue of his courage.
Döneceğim zamana dek dönersem tabii çok üstün zekası nedeniyle, Korkuluk, benim yerime başa geçecek. Ona, muhteşem kalbiyle, Teneke Adam ile yüksek cesaretli Aslan, yardım edecekler.
Goodbye, Tin Man.
Hoşça kal, Teneke Adam.
"Iron Man", "Wild Goose"... sounds like a finger up a tin man's backside, doesn't it?
Demir Adam, Yaban Kazı. İki adam kıçına parmak atıyormuş gibi.
I can't even scare a scarecrow a tin man or a little puppy, anything.
Bir korkuluğu bile bir teneke adamı veya bir köpekçiği, hiçbir şeyi.
Bring me Dorothy, the Scarecrow, the Tin Man, the Lion and the dog too.
Bana Dorothy'i, Korkuluğu, Teneke Adamı, Aslanı ve köpeği de getir.
And, Lion you wouldn't even give up when Evillene strung you up by your tail. And, Tin Man you have more heart than anyone I've ever known.
Ve Aslan Evillene seni kuyruğundan asmış olsa bile, sen hiç pes etmedin... ve Teneke Adam,... bildiğim insanlar içinde, senin daha çok bir kalbin var.
I like the Tin Man.
Teneke Adam'ı seviyorum.
Very good, Tin Man!
Çok iyi, Teneke adam!
- Answer, Tin Man!
- Cevap ver Teneke Adam!
You, Tin Man.
Sen, Teneke Adam.
Tell me, Tin Man, how does it feel to face your own extinction?
Söylesene Teneke Adam, kendi yok oluşunla yüzleşmek nasıl bir duygu?
Tin Man is too different.
Teneke Adam çok farklı.
Then they will be sending a ship to investigate this Tin Man. No.
Daha sonra da bu Teneke Adam'ı araştırmak için bir gemi yollayacaklardır.
We are still days from rendezvous with the mysterious entity Tin Man.
Gizemli Teneke Adam'la buluşmamıza hâlâ günler var.
- With Tin Man. Aren't you?
- Teneke Adam'la temastasın, değil mi?
Maybe not impossible for Tin Man.
Ama belki Teneke Adam için imkansız değildir.
We're on course for orbital intercept with the Tin Man.
Teneke Adam'la yörüngesel kesişme rotasındayız.
It would appear their intent is to contact Tin Man first at any cost.
Amaçları, Teneke Adam'la ne pahasına olursa olsun ilk teması kurmak gibi.
This one's job is to beat us to Tin Man at any cost!
Bunun amacı Teneke Adam'a bizden daha önce ulaşmak!
What if the Romulans find a way to persuade Tin Man...
Teneke Adam'ı ikna etmenin bir yolunu bulacak olurlarsa...
Tin Man is a living being which has been bred, or has adapted itself, to serve a purpose.
Teneke Adam ya üretilmiş yaşayan bir varlık, ya da bir amaca hizmet için kendini adapte etmiş.
- It's Tin Man. - What?
- Hedef Teneke Adam.
It seems you woke your Tin Man.
Teneke Adam'ını uyandırmışa benziyorsun.
Tin Man fried circuits I thought were unfriable.
Teneke Adam, yakılamaz sandığım devreleri bile yaktı.
I'm not worried about Tin Man.
Teneke Adam'ı sorun etmiyorum.
Tin Man hurts and wants to die.
Teneke Adam incinmiş ve ölmek istiyor.
If you want me to really reach Tin Man, I must be in physical contact.
Teneke Adam'a ulaşmamı istiyorsanız, onunla fiziksel temas kurmalıyım.
Even Tin Man's.
Teneke Adam'ın yardımına bile.
I do not believe it is possible he will act against us or will cause Tin Man to act against us out of malice.
Aleyhimizde hareket etmesinin mümkün olduğuna da... Teneke Adam'ın bize kötü niyetle davranacağına da inanmıyorum.
Tam Elbrun warned Tin Man.
Tam Elbrun Teneke Adam'ı uyardı.
A reminder of his obligation, both to us and to Tin Man.
Hem bize. hem de Teneke Adam'a olan yükümlülüğünün bir hatırlatıcısı olabilirim.
A confrontation between the Romulan war bird and Tin Man is imminent.
Romulan savaşkuşu ve Teneke Adam arasında bir karşılaşma kaçınılmaz.
I must remind you that our objective is to bring Tin Man out of danger and report our findings to Starfleet.
Size amacımızın Teneke Adam'ı tehlikeden uzaklaştırmak ve... bulduklarımızı Yıldızfilosu'na bildirmek olduğunu hatırlatmalıyım.
- Is to save Tin Man.
- Onu kurtarmak.
Only Tin Man speaks to me now.
Artık sadece Teneke Adam benimle konuşuyor.
Power levels on Tin Man increasing beyond our sensor range.
Teneke Adam'ın güç seviyesi algılayıcı menzilimizi aşıyor.
There is no sign of Tin Man or the Romulans, sir.
Teneke Adam'dan da Romulanlardan da iz yok efendim.
As for the whereabouts of Tin Man and Tam Elbrun, we can only speculate.
Teneke Adam ve Tam Elbrun'un da nerede olduğu hakkında fikrimiz yok.
When Tin Man returned me to the Enterprise, I realized this is where I belong.
Teneke Adam beni Atılgan'a geri yolladığında... buraya ait olduğumu da anladım.
Tin man!
Teneke adam!
- The tin man.
- Teneke Adam.
A man made out of tin!
Teneke bir adam!
To get on with the show, a young man who's come a long way... since he started in Tin Pan Alley.
Başladığından beri çok yol kat eden genç bir adamla gösteri devam ediyor.
Going off dead inside when you see a man wearing'tin on him.
Yakasında yıldız rozet taşıyan birini görünce ödümüz de patlamayacak.
A town crier is a town-crier, a public servant... and you go and put up brass tubes, tin loudspeakers... robbing a poor man of his daily bread!
Bir tellal bir tellaldır, bir halk hizmetkarıdır... Ve siz gidin o pirinç boruları, teneke hoparlörleri takın! Gariban bir adamın ekmeğiyle oynayın!
When they get out and lie beside a man, They are as romantic as "sardines in a tin".
İşten çıkıp bir adamın yanına uzandıklarında kutudaki sardalye kadar romantik oluyorlar.
When I volunteered for this mission, I never thought I'd end up playing straight man to a tin can.
Bu göreve gönüllü olduğumda, çöp tenekesinden bir adamla uğraşacağımı hiç düşünmemiştim.
They call it Tin Man.
Ona Teneke Adam diyorlar.