English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uncle g

Uncle g translate Turkish

1,233 parallel translation
That's what has to be looked at, must be seen, Uncle Gyuri.
Balinaya baktığında, esas görmen gereken budur, Gyuri Amca.
Uncle Gyuri sent me to tell Auntie Tünde that all that you asked has been arranged, and the organising of the whole thing is under way, so I'm to bring your case here this evening, right away.
Gyuri Amcam, istediğin her şeyin ayarlandığını, tüm organizasyonun başladığını sana söylemem için yolladı. Ben de bavulunu bu akşam, yani hemen getireceğim.
Thanks, Uncle G.
Teşekkürler.
- Hey, uncle Junior. I was just talking about you.
"Boş ver o saçmalığı" dedi.
When Uncle Benny's indicted... he'll be a danger to our partners in Hong Kong.
Benny Amca suçlandığında Hong Kong'daki ortaklarımız için tehlikeli olacaktır.
I think that it that it wasn't enough just to want to see Uncle Henry and Auntie Em and if I ever go looking for my hear  s desire again I won't look any further than my own back yard.
Sanırım Henry amca ve Em teyzeyi görmek istemenin yeterli olmadığını ve tekrar en sevdiğim şeyleri aradığımda kendi bahçemden ötesine bakmamam gerektiğini.
I'll go to America, like our uncle did to get out of the war.
Savaştan kurtulmak için tıpkı dayımın yaptığı gibi Amerika'ya gideceğim.
Uncle Roary stacked up the DUIs, let me rent this bad boy till he's mobile again.
Roary dayım içkiliyken araba kullandığı için çok fazla ceza yiyince, yeniden mobil olana kadar bunu kiralamama izin verdi.
I gave him grief counseling when his uncle was lost at sea.
Amcası denizde kaybolduğunda ona yas danışmanlığı yapmıştım.
Mr. Soprano, do you have an Uncle Junior?
Junior Amca tanıdığınız mı?
If I'm your uncle, I gotta finish what I started.
Amcan olsam, başladığım işi bitiririm.
Why do we call him "uncle" when he's not related?
Akraba olmadığı halde niye "amca" diyoruz?
If your uncle has business with Arthur, he knows what he's doing.
Amcanın Arthur'la bir işi varsa ne yaptığını biliyordur.
I had me a uncle named Rufus.
Rufus diye bir tanıdığım bir adam vardı.
They dropped out of kindergarten, because when no one else was there, uncle Achmed looked after them.
Anaokulundan çıkarılmışlardı çünkü evde kimse olmadığında, Amcam onlarla ilgileniyordu.
Soon as my pops found out Debo was gettin'out... he wanted me to move with my uncle and little cousin in Rancho Cucamonga... till things calm down... or Debo went back to prison, whichever comes first.
Sonunda babam Debo'nun çıktığını öğrendi... Rancho Cucamonga'da amcam ve küçük kuzenimin yanına taşınmamı istiyor... olaylar sakinleşene kadar... veya Debo tekrar hapise girene kadar, hangisi daha önce olursa.
The last member of the family to live here was my uncle, Alfonso.
Burada yaşayan hatırladığım son aile amcak Alfonsolar idi.
She told me she warned the uncle not to leave all that money to poor Isabel.
Bana amcamı para için Zavallı İsabel'i terk etmemesi için uyardığını söyledi.
Well, I called Uncle Terry where he said he'd be staying... and there was no answer So I don't know if he's still in town
Terry dayının kaldığı yeri aradım... açan olmadı, hala burada mı bilmiyorum.
§ There's huge slews of nephew Tiggers uncle Tiggers by the ton §
# Yeğen Tiggerlardan koca bir halka, Amca Tiggerlar bir ton ağırlığında. #
Uncle Roger told me yesterday he was staying at the White Hart.
Roger amca, White Hart'ta kaldığını söylemişti dün.
What did you mean when you said you didn't believe she'd seen her uncle at ten past ten?
Geçen gün, saat onu on geçe amcasını gördüğüne inanmadığı söylerken ne demek istemiştin?
Didn't Old Uncle tell you about my marksmanship?
Koca Dayı sana benim nişancılığımdan bahsetmedi mi?
Leave your letter, as the sketch shows, in the hole under Uncle Halim's wall, across from Aunt Saziye's place.
Cevabını, basitçe çizimini yaptığım Şaziye Teyze'lerin karşısındaki Helim Amcaların duvarının altındaki oyuğa bırak.
It could be a problem getting my uncle on the phone.
Bir sorun çıktığında amcama telefon ederim.
I just wanna say, OK, how relieved I am that, you know, it's nothing serious'cause... My uncle Jedlow, he had a really bad, um, nut experience, and I was just nervous for you, so...
Ciddi bir şey çıkmadığı için ne kadar rahatladığımı söylemek istiyorum, çünkü amcam Jedlow çok kötü bir haya deneyimi yaşadı ve senin için çok endişelendim.
Okay, well, you can wear one of the suits that Uncle Fred left you.
Tamam, peki, Fred eniştenin sana bıraktığı takımlardan birini giyebilirsin.
An anonymous tipster alerted Uncle Sam... that the Simpsons were evading their income taxes.
Bir ihbarcı Sam Amca'ya Simpsonlar'ın vergi kaçırdığını ihbar etti.
Your uncle isn't as dumb as you think!
Amcan sandığın kadar ahmak değil!
It's not like the stories your uncle was telling us... when we were growing up.
Biz büyürken amcanın bize anlattığı hikayeler gibi değil artık.
Tell them Arun Uncle hasn't done any wrong.
Onlara Arun amcanın herhangi bir yanlış yapmadığını söyle. - Merak etme sen.
He took me to the factory where his uncle worked.
Beni amcasının çalıştığı fabrikaya götürdü.
Chandu's uncle fed Chandu's aunty on a moonlit night in Chandni Chowk in a silver spoon, some Chatni... Say it fast.
Chandu'nun amcası Chandni Chowk'da ay ışığında Chandu'nun teyzesini besliyor gümüş kaşıkla... hızlı söyle.
Chandu's... spoon's... uncle... You have come to meet me... haven't you?
Chandu'nun... kaşığın... amca... gelinini görmeye geldin değilmi?
Chandu's spoon... silver uncle...
Chandu'nun kaşığı... gümüş amca...
Chandu's uncle fed Chandu's aunty on a moonlit night in
Chandu'nun amcası Chandu'nun teyzesini gece ay ışığında
Chandu's uncle fed Chandu's aunty on a moonlit night in Chandni Chowk... in a silver spoon, some Chatni... some chatni.
Chandu'nun amcası Chandu'nun teyzesini Chandni Chowk da gece yarısı ay ışığında... gümüş kaşıkta biraz Chatni ile besledi. biraz Chatni.
I'm not really your uncle, so if I kiss your mom that's okay.
Gerçek amcan olmadığımdan, anneni öpmemde sorun yok bu normal.
Hey, why don't you get Uncle Bob to teach you how to juggle.
Neden Bob amcana nasıl hokkabazlık yapıldığını göster miyorsun?
Chad, do you remember how you were feeling... when your uncle admitted you in the hospital?
Chad, amcan seni, hastaneye bıraktığında... nasıl hissettiğini hatırlıyor musun?
My uncle says you're very smart but not very nice... so I shouldn't pay no mind if you're mean to me.
Dayım sizin çok zeki olduğunuzu, ama pek kibar olmadığınızı... bu yüzden kaba davranırsanız alınmamamı söyledi.
Did you tell Uncle Mahesh how you and Akash met?
Shalini, Mahesh Dayıya bahsettin mi hiç Akash'la nasıl tanıştığınızdan?
That wasn't my uncle back there not the man I knew.
Orada benim amcam değildi tanıdığım adam değildi.
Up and down, flopping around like a salmon on my uncle's fishing boat
Amcamın balıkçı teknesindeki som balığı gibi çırpındı.
Uncle Jonas, Aunt Margo.
- Burası çok ilginç. - Eskiden uğradığım bir yer.
Your uncle's cabin's pretty damn charming as I recall, not to mention free.
Hatırladığım kadarıyla amcanın kulübesi de çok sevimliydi.
And Uncle Bill had made me the foreman and those three kids decided to quit because they thought I was yelling too much.
Ve Bill Amca beni ustabaşı yapmıştı ve üç çocuk işi bırakmaya karar vermişti çünkü çok fazla bağırdığımı düşünüyorlardı.
I appreciate you taking care of my uncle.
Amcama baktığın için minnettarım.
- Thanks for the ride, Uncle Ben.
- Bıraktığın için sağ ol, Ben Amca.
Your uncle is wearied by your malcontent your warmongering.
Amcan senin asiliğinden bıkıp usandı savaş taraftarlığından da.
My dear, you musn't be cross, but, um, your Uncle thinks you're leading Mr. Grandcourt rather a dance.
Tatlım, bana kızma ama... Amcan Bay Grandcourt'u oyaladığını düşünüyor.
granny 525
go on 13820
girl 5298
game 407
gene 944
gracias 566
goodbye 8643
gore 42
gonzo 57
gout 25

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]