English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Undercutting

Undercutting translate Turkish

49 parallel translation
I certainly want to avoid undercutting someone else's position.
Birilerinin kuyularını kazmaktan özellikle kaçınmak istiyorum.
My daddy founded it 12 years ago to stop the men from undercutting each other.
12 yıl önce babam tarafından kuruldu, birilerinin fiyat kırmalarını engellemek için.
Cause you're undercutting us.
Bizden ucuza gittiğn için.
I came to apologize for undercutting your authority around here and to offer my services, but it looks like you're doing just fine without me.
Buradaki otoriteni bozduğum için özür dilemeye ve emrine amade olduğumu söylemeye geldim. Ama bensiz gayet iyi idare ediyorsun gibi.
Would force small operators out of business by red-lining business and undercutting costs.
Düşük güçteki ufak operatörler bu işe giremezler.
Kroehner is going to keep strong-arming our suppliers undercutting us, stealing funerals.
Kroehner mal firmalarını ele geçirecek, bizden ucuza satıp, cenazeleri çalacak.
Sometimes I will add a dramatic pause to prove a point, undercutting my WPM.
Yeri gelir ben SBK'dan keser bir noktayı kanıtlamak için dramatik bir duruş eklerim.
AH, BY UNDERCUTTING ME IN FRONT OF THE CLIENT?
Müşterinin önünde beni küçük düşürerek mi?
Heinz Hummer was undercutting all of us.
Heinz Hummer hepimizin fiyatını kırıyordu.
- Why are you undercutting me?
- Neden beni engelliyorsun?
When the squad reported to me, it wasn't undercutting my authority as captain of robbery-homicide.
Çünkü tim bana bağlıyken Hırsızlık / Cinayet Bürosunda Yüzbaşı olarak yetkimi budamıyordu.
Even so, brass will never sign off on us undercutting a DEA investigation.
Yukarıdakiler asla bakanlığın anlaşmasını bozmamıza izin vermez.
You've gotta stop undercutting me.
Beni kösteklemeyi bırakmalısın.
Whatever happened to the good old days of four girls on a street corner undercutting each other?
Caddenin köşesinde duran dört kızın sürekli fiyat kırdığı eski güzel günlere ne oldu?
But Dora was undercutting my whole hotness thing.
- Adım Dora. Ama Dora seksiliğimi iyi yansıtmıyordu.
This allows for a number of abusive economic manifestations, such as transnational corporations bringing in their own mass-produced products undercutting the indigenes production and ruining local economies.
Bunun, uluslararası şirketlerin büyük miktarlarda kendi ürünlerini ülkeye getirmesi ve yerel imalatı çökertmesi ve yerel ekonomiye zarar vermesi gibi pek çok olumsuz etkisi vardır.
China's undercutting us at every turn.
Her fırsatta Çin fiyatımızı kırıyor.
They keep undercutting us on price.
- Bizim fiyatlarımızdan daha az istiyorlar.
Now, if promoting our star means undercutting some baby-faced newbie, that's Hollywood.
Yıldızımıza ön ayak olmak için bir yeni yetmenin önünü kesmek gerekiyorsa... Hollywood'a hoş geldin.
So, the Americans are undercutting us?
Ne oluyor? Amerikalılar fiyat mı kırıyor?
The European drug cartel is aware that... I will takeover their market by undercutting the prices.
Avrupa Karteli ; orada işe başlarsam, ucuza uyuşturucu satıp onların işlerini batıracağımı bilir.
Reps keep poaching my clients, undercutting my lowest bid so I can't fucking compete.
En düşük fiyatımdan daha ucuza fiyat vererek müşterilerimi çalıyor piçler. - Rekabet edemeyeyim diye.
- You're undercutting us.
Pozisyonumuzu zayıflatıyorsunuz.
Accusing us of undercutting him as our supplier.
Bizi tedarikçimiz olarak fiyatları kırmaktan suçluyor.
Undercutting your self-esteem.
Kendine güvenini sarsarlar.
Undercutting the emotionalism of mainstream cinema with a spiritual spareness.
Ana akım sinemadaki duygusallığın altını oyar.
I'm undercutting your case.
Davanızın altını oyuyorum.
A "wah-wah" by its very nature is vicious and undercutting.
O ses çok haince ve köstek olacak tarzdaydı.
At the same time, a stream is undercutting it from a glacier that's melting faster up valley, washing this thing away.
Aynı zamanda, bir akıntı da buzulun altını kesiyor erimeyi hızlandırıp, altında olanı vadiye sürüklüyor.
You're undercutting me by five points.
Fiyatı 5 puan düşürdüm.
Why are you undercutting me with your wife?
Neden karını kullanarak altımı oyuyorsun?
Then stop undercutting me with your wife.
O halde karınla olan işimin altını oymayı bırak.
You're not helping me by undercutting every single thing I've done to keep the past from changing around us.
Geçmişi değiştirmemek için yaptığım her şeyin ardından kuyu kazarak bana yardımcı olmuyorsun.
Could be kind of painful - your prices undercutting mine.
Oldukça üzücü olurdu. Fiyatları kırardın.
Stop undercutting my analogies.
Kötü benzetmeler yapmaktan vazgeç.
They're threatening our values and undercutting our institutions.
Değerlerimizi tehdit ediyor, kurumlarımızın temelini sarsıyor.
IBM is undercutting us by 300 grand.
IBM bizden 300 bin dolar düşük fiyat vermiş.
If you sanitise it, you're completely undercutting Dr Masters and Mrs Johnson's intentions, which are to encourage an honest discussion about what really happens to the body during sex.
Eğer bunu kesersen, Dr. Masters ve Bayan Johnson'ın cesaret ettiği, seks esnasında vücuda gerçekten neler olduğu hakkındaki dürüst tartışmayı da yok etmiş olursun.
This kind of broken-up islands look a bit like, I don't know, fractoids or a sort of steamy-looking thing, and that's a very typical result of undercutting with harsh solvents or reagents, so this picture has suffered a bit
Fraktal bir yapıya benzeyen, buğuluymuş gibi görünen bu tür ayrık adacıklar çok sert solventlerin neden olduğu oyukların çok tipik bir örneği. Bu resmin biraz eziyet gördüğünü söyleyebiliriz.
I know you're concerned about undercutting your wife, but you don't have to be.
Karının işine mani olmaktan endişelendiğini biliyorum ama endişelenmene gerek yok.
You know, this all happened because of you, sitting there, covered in sweat and fear, undercutting my every word.
Bunların hepsi senin yüzünden oldu. Ter ve korku içinde oturup her sözümü kesersen böyle olur.
They're threatening our values and undercutting our institutions.
Değerlerimizi ve kurumlarımızı tehdit ediyor.
They're threatening our values and undercutting our institutions.
Manevi değerlerimizi tehdit ediyor ve geleneklerimizin içini boşaltıyor.
Does she know you're undercutting her?
Onun işini kestiğini biliyor mu?
They've been undercutting English businesses, murdering English soldiers.
İngilizlerin işine mani oluyor. İngiliz askerlerini öldürüyor.
My colleague, Red Wheatus, wants to derail the CDC by undercutting its budget.
Meslektaşımız Red Wheatus HKM bütçesini azaltmak istiyor.
Commodus believes he has a way to win over the Roman people... while undercutting the Senate.
Roma halkının gönlünü kazanabileceğini düşünüyordu. Bu sırada senatonun da altını oyuyordu.
Well, they're hitting on our customer base now and undercutting us.
Şimdi de bizim müşterilerimize dadandılar ve bizi saf dışı bırakıyorlar.
Sir, I just don't understand why we're undercutting our most important case by letting the suspect out on bail.
Efendim, en önemli davamızdaki şüphelinin kefalet ücretini neden düşürdüğümüzü anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]